"Bakıyorum da iyi anlaşmış görünüyorsunuz." dedi Jeongguk elindeki kola kutusuyla yanlarına otururken. Eunji ve Daehyun tanışalı sadece bir saat olmuştu ama şimdiden bir masaya çökmüş fısır fısır konuşuyorlardı. Jeongguk onların bu kadar arkadaş canlısı olmasına hayret etmişti. Tamam, kendisi de insanlardan kaçıyor değildi ama bir anda da yakın olamıyordu işte.
"Senin dedikodunu yapıyorduk," Eunji sinsi bir şekilde gülümsedi. "Bana buraya sürekli yakışıklı bir adamın geldiğini ve onunla aşırı samimi olduğundan bahsetti. Hah, arkadaş olduğunuzu söylemişsin en başında ama Daehyun buna inanmadığını söylüyor."
Jeongguk'un gözleri Daehyun'a kaydı, Daehyun da ellerini havaya kaldırıp dudaklarını büzdü. "Ne? Belki başında öyleydiniz ama şimdi? Hyung, herif sürekli sana dokunuyor! Ben hiçbir arkadaşıma öyle dokunmadım tamam mı?"
"Anlat hadi!" Eunji heyecanla yerinde kıpırdandı. Jeongguk gözlerini devirip markete gelip gidenin olup olmadığına baktı.
"Daehyun ile tanıştırdığımda sadece arkadaştık-"
"Şimdi?" Eunji sabırsız bir şekilde kesti sözlerini, Jeongguk bir seferlik görmezden geldi.
"Şimdi de arkadaşız ama biraz farklı-"
"Yani sadece yatıyor musunuz?"
"Sen hep böyle sözümü mü keseceksin?" Jeongguk kaşlarını çattığında Eunji dudaklarına görünmez bir fermuar çekmiş ve kendisinden iki yaş küçük olan Daehyun'a doğru kaymıştı, kaçmak ister gibi.
"Hyung..." Daehyun onun gergin halini yumuşatmak için tatlı bir tonla söyledi ve kendisine kaçan Eunji'ye göz ucuyla bakıp dudaklarını birbirine bastırdı. "Sen anlatmaya devam et hadi."
"Arkadaştan öteyiz işte," dedi tek seferde. "Ancak buna koyabileceğimiz bir isim yok."
"Ben koyarım, sevgililik öncesi flört." Eunji bilmiş bir edayla söyledi. "Ama anlaşılan bu flört dönemini fazla uzatmışsınız, hanginiz teklif bekliyor?"
"Biz sevgili olamayız..." Jeongguk bir gözünü kıstı ve dilini yanağının içine vurdu. "Yani sanırım bir nişanlısı varken başkasıyla sevgili olamaz- bu doğru değil sonuçta, değil mi?"
"Hassiktir!" Daehyun gözlerini kocaman açtı ve "O nişanlı mı?" dedi bağırarak.
"Dalga mı geçiyorsun? Şaka mı bu?" Eunji kaşlarını kaldırıp güldü. "Şaka olmalı."
Jeongguk cevap vermedi ve kolasından birkaç yudum aldı. Gözleri ikilinin arasında gidip geliyordu. Daehyun şaşkınlığından kurtulamamıştı, Eunji ise gittikçe sinirleniyor gibiydi.
"Onu seviyor musun?" diye sordu, Eunji.
Jeongguk bu soruyla sessiz kaldı. Taehyung onun için birçok şey ifade ediyordu ve Jeongguk içinde bir şeyin bundan daha fazlası dediğini duyabiliyordu. Birbirlerine zaman ayırıyorlardı- Taehyung bunun için çabalıyordu ve o bunu göremeyecek kadar aptal değildi. Bazı geceler birlikte uyuyorlardı, Jeongguk buna bayılıyordu ancak tek başına uyandığında bunun kendisine sıkıntı verdiğini hissediyordu. Kalbi eziliyor, nefes almak zor bir işmiş gibi geliyordu. Yataktan çıkmak istemiyor ve bazen de ağlayacakmış gibi oluyordu. Buruk bir şekilde gülümsedi. Gözlerini Eunji'ye çıkardığında bir şey söylemesine gerek kalmadı.
"Onu seviyorsun..." Eunji mırıldandı ve bir süreliğine sessiz kaldı.
"Hyung, onun parmağında bir yüzük görmedim ben." dedi, Daehyun sessizce. Bu ayrıntı elbette Jeongguk'un da dikkatini çekmişti. Taehyung Ryu'nun olmadığı ortamda yüzük takmıyordu fakat o varken yüzük her zaman parmağındaydı. Bu başından beri böyleydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
common love isn't for us (don't you agree?)
Hayran Kurgutabii ki de siradan ask teguka gore degil