Hastaneden çıkıp arabalara binmiştik. Binmiştik diyorum çünkü onca koruma falan derken hastaneden tam beş araba çıkmıştık. Yol boyunca sessizlikle geçti. İyice sıkılmaya başlamıştım.
-Hala gelmedik mi ?
-Ne o sıkıldın mı ?
Hiç düşünmeden evet dedim. Onlar bunu beklemiyor olacaklar ki kısa bi an şaşırdılar. Daha sonra ikisi de toparlandı. Kerem sohbet başlatma girişimlerine başladı.
-Eee Saye kendini tanıtsana bize ?
-Yirmi beş yaşındayım, Amerika 'dan geldim. Mimarlığın yanı sıra ana sınıfı öğretmenliği okudum. En sevdiğim aktivite yemek yemek . Peki siz ?
-Ben de yirmi iki yaşındayım. mimarlık okuyorum. İnanır mısın bilmem ama benimde en en en sevdiğim aktivite yemek yemek. Sanırım bu sebepten dolayı seninle baya iyi anlaşıcakmışız gibi geliyor. Ağabeyim Ege ise yirmi sekiz yaşında o da mimar zaten şirketimizi duymuşsundur kendileri orada yöneticidir. Birbirimizden o kadar çok farklıyız ki , ben daha yakışıklı, daha zeki , daha konuşkan , daha insani değerlere sahipken ; o daha uyuz, daha... AAAHHHH ağabey napıyorsun ya ! Kardeşe kalkan el taş olur taş !
- Kerem yemin ediyorum biraz daha konuşursan seni arabadan atar ellerini bagaja bağlar peşimden koştururum.
Bu tehdit ile ben bile tırsmışken Kerem hala neyine güvenip konuşuyorsa. Ege'yi ben bile yeni tanımışken dediğini yapacağına garanti verebilirdim. Nitekim de öyle oldu. Ege'nin tehditini ortaya koymasının ardından beş dakika ya geçti ya geçmedi Kerem'in elleri bagaja bağlı bir şekilde arkamızdan hem koşup hem de saydırması bir oldu.
-Sence de biraz fazla olmadı mı ?
-Bence az bile oldu. Onda bu çene olduktan sora daha başına çok bela açar o. Baksana pezevenke hala dırdır ediyor.
Ege ' nin söyledikleriyle yüzümde ufak bir tebessüm oluştu.
Eve varana kadar Ege , Kerem 'i arkasında koşturmuştu .
-Sen var ya sen bekle annemler bir gelsin seni söylemeyen en adi şerefsiz.
- Söyle hele bir söyle senin geçen cuma bar kavgasından dolayı karakollardan topladığımın hesabını da verirsin canım kardeşim (!)
-Tamam ya neyse sen de her şeyi ciddiye alma be !
İkisinin atışmalarını artık kahkaha ile izliyordum özellikle Ege gibi sert birinin hala annesinden korkması komiğime gitmişti. İkisi de konuşmayı bırakıp bana baktılar;
-Ne oldu ? Komiktiniz ben de boşa gitmesin güleyim dedim.
-Öyle mi Saye Hanım.
-Evet öyle Ege Bey. Eee artık eve girecek miyiz ? Gerçekten çok yoruldum.
Bunu dememle kapıya doğru yöneldik. Kapıyı hafif tombul , tahminen ellili yaşların ortasında olan bir teyze açtı. Sedef ablayı anımsatmıştı bana .
-Hoş geldiniz oğlum, sen de hoş geldin kızım.
Küçük bir tebessümle karşılık verdim.
-Halime teyze Saye'nin odası hazır mı ?
-Evet oğlum.
Ege beni yine kucağına alıp odaya çıkartmak istesede ben izin vermemiştim. Bana ne kadar yardım etmiş olsa da araya mesafe koymak iyidir. Odaya geldiğimiz de ;
-Sen biraz dinlen . Yorgunluğun geçince gelirsin konuşuruz. Seninle konuşacaklarım var.
Ege'yi kafamla onayladıktan sonra yatağa doğru uzandım. Buraya gelirken neler neler hayal etmiştim ama böylesini hiç hayal etmemiştim. Sanırım hayal gücüm yeterince geniş değildi.Aradan belki bir bilemedin iki saat geçmişti sanırım. Kendimi daha iyi hissedince aşağıya inme karar verdim. Zorla da olsa merdivenleri tamamlayınca salonda oturan Ege'yi gördüm.
-Kerem gitti mi ?
-Evet gitti. Gelsene seninle konuşacaklarım var ?
Yanına doğru yavaşça gidip tekli koltuğa oturdum.
-Eeee ne konuşacaksın benimle ?
-Saye benim sana bir teklifim var. Bu teklifi karşılıklı çıkar ilişkisi olarak düşün olur mu ? Aklına sakın saçma sapan şeyler getirme . Benimle evlenir misin ?
Ağzımdan istemsizce bir şekilde NEEE çıktı.
-Ege sen ne diyorsun ? Ne saçmalıyorsun Allah aşkına. Bunun neresi karşılıklı çıkar ilişkisi olabilir ?
- Saye lütfen beni bir dinler misin ?
-Senin anlatacağın neyi dinleyebilirim hı neyi ? Beni kurtardın diye hemen de kucağına atlayacak değilim. Bir de karşılıklı çıkar ilişkisi diyor. Terbiyesiz seni ! Ben de seni adam sanmıştım be adam ! Hepiniz aynısınız hepiniz !
-Saye yanlış anladın lütfen beni bir dinler misin ? Çaresizim anlıyor musun ? Bak lütfen benim sözümü kesmeden dinler misin ? Orta da bir çocuk söz konusu . Lütfen...
Gözlerindeki çaresizlik bana o kadar çok tanıdık geliyordu ki. Üstelik ortada bir çocuk olduğunu söylüyordu. Pekala dinlemekten ne zarar gelebilirdi ki.
-Pekala seni dinliyorum.
-Saye , bizim bir ağabeyimiz vardı adı Arda'ydı. Önceden biz Bulutlar ile aile dostuyduk. Ağabeyim bir süre sonra evlendi . Evliliklerinin ikinci yılında Efe Can adlı çocukları olmuştu. O zamanlar şirketin başında babam ve ağabeyim vardı onlar beraber yönetiyorlardı. Biz Bulutlara oranla daha zengindik. Bir ihale için Bulut ile Arda inatlaşmıştı. Ama bu öyle bir ihaleydiki , ihaleyi kapan şirketini nerden baksan yüzde kırk oranında büyütebilcekti. Bulut'u da az çok tanımışsındır hırs uğruna neler yapabileceğini de az çok kestirebiliyorsundur. Tam da ihalenim yapılacağı zamana çok az kalmışken güya bir kazaya kurban gittiler. Bak , ağabeyimler ölmeden önce sürekli tehditler alıyorlarmış bize söylemediler söyleseydiler biz vazgeçerdik çünkü o zamanlar Efe Can daha çok küçüktü. Onlar...onlar öldükten sonra bu işin peşini bırakmadık babamla. Bir gün babam beni aradı çok önemli şeyler bulduğunu söyleyip beni yanına çağırmıştı . Oraya gittiğimde babam kalbinden vurularak öldürülmüştü. Bulduğum dediği bilgiler ofisinde yoktu. Sonra ben işi iyice araştırdım ve arkasında Bulut'un olduğuna dair sağlam kanıtlar buldum. Anlayacağın ben o it yüzünden ailemin yarısını kaybettim. İki ay sonra Efe Can'ın velayet davası var. Avukatım bir aile kurarsan karşı tarafla durumu eşitlemişlemiş olursun diyor. Efe Can şuan da teyzesinde kalıyor. Efe Can'ın annesi Aylin ölmeden önce şirketteki hisselerini oğluna bırakmıştı. Anlayacağın o kadının da kocasının da tek derdi o hisseler. Şimdi sen bana yardım eder misin ?
Sana yardım edersem karşılığında ne alıcağım ?
-Karşılığında seninle beraber hem Bulut'u bitireceğiz hem de senin Selim Özdemir'i bitirmen için sana bütün olanakları sağlarım.
Bir dakika o nasıl bilebilirdi ki ?
-Sen....sen nerden biliyorsun ?
- Ben sana bu teklifi yapıyorsam araştırmış da olmalıyım değil mi ?Mesela senin buraya gelmeden önce o davette babanı alt etme girişiminde bulunduğunu da biliyorum .
-Sen..sen nereden biliyorsun ?
-O gün o davette ben de vardım. İş için oradaydım , babanla yaptığımız bir işti. Senin davette öyle konuşman sonra bahçeye çıkman babanında sen çıkınca kolundan tutup çekiştirmesi.... Hepsini gördüm. Neden bu kadar çok birbirinizden nefret ettiğinizi bilmiyorum ama onu bitirmek istediğini gözlerinden bile okuyabiliyorum. Sana yemin ederim her türlü imkanını sağlarım sadece bana evet demen yeterli ?
Fırsat ayağıma kadar gelmişti ama korkuyordum. Ya oda onlar gibi çıkarsa. Bir cehennemden kurtulmuşken tekrardan bir yenisine düşmekte istemiyordum. Ege'nin öyle biri olmadığını hissetsem de korkuyordum. Hem bir çocuk için ağlamaya hazır olan adamdan zarar gelmezdi değil mi ? Annemin anısına dahi saygısı olmayan o adamı bitirmeyi o kadar çok istiyordum ki bu yolda kendimi bitirmeyi bile göze alırdım.
Umarım beğenirsiniz. Lütfen oy verip yorum yapar mısınız ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veyl
ChickLitDaha fazla dayanamadım . Hıçkırarak ağlamaya başladım . Zaten çok bile dayanmıştım . Ama konuşacaktım . On beş senedir susuyordum . Dile kolay on beş sene . Orada yatanlar annem ve annemin canının diğer yarısıydı . Diğer bir deyişle hayalimdeki baba...