Bir şey demedim . Zaten o da cevap vermemi beklemiyordu . Sadece sarıldık . Belki uzun sürdü belki kısa . Zaman önemli değildi ki . Önemli olan geçen zamanı bizim ne kadar hissettiğimizdi....
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
1 Hafta sonra....
Gözüme gelen güneş ışıklarıyla gözlerimi açtım . Şu son bir haftadır uyanır uyanmaz yataktan hemen kalkamıyordum . Bomboş gözlerle beyaz tavanı izliyordum . İstemsizce . Düşüncelerim ise karma karışıktı . Tüm bu karışıklar tek bir şeyde toplanıyordu . Bir hafta öncesine . Belki de yirmi beş yıllık hayatımda yaptığım en büyük hataya , en büyük kaybıma....
Baş ucumdaki saate baktım . Kafeye gitme saatim geliyordu . Kalktım . Duşumu aldım . Saçlarımı gelişi güzel topladım . Üzerime bol rahat şeyler giyip elime beyaz sporlarımı alıp aşağı indim . Ayakkkabılarımı kapının hemen önüne koyup mutfağa geçtim . Ege'nin kahvaltısını hazırlamadan dolabı açıp soğuk bir su içtim . İçim yanıyordu . Her gün kahvaltı hazırlarken Ege ile karşılaşma düşüncesi beni epey bir strese sokuyordu . Kolumdaki saate gözüm kaydı . Uyanmasına bir saat vardı . Bilerek ondan erken kalkıp ona görünmeden evden çıkıyordum . Akşamları ise eve o geç geliyordu . İkimizde birbirimizden habersiz sanki uyumlu bir anlaşma yapmış gibiydik . İkimizin de birbirinin yüzüne bakacak hali yoktu . Hazırladığım kahvaltısını masanın üzerinde öylece bırakıp evden sessizce çıktım .
Kapının önündeki arabama binip kafenin yolunu tuttum . Şu bir haftada aklıma ne geldiyse yaptım . Yeter ki yaptığımız rezillik aklıma gelmesin diye . Bir miktar birikmiş paramla kendi çapımda bir araba almıştım . Kafeye geldiğimde arabamı park edip içeriye girdim .
Kafeyi genelde Sevim açıyordu . Burayı tek başıma idare edemeyeceğimi ilk gün anlayınca bir eleman almıştık . Her zaman ki güler yüzüyle şakıdı .
- HOŞGELDİNİZ SAYE HANIM !!!
Onun bu neşesine ben de ortak oldum . Ellerimi iki yana açıp ;
- HOŞBULDUK SEVİM HANIM !!
Hanım demesini sevmiyordum ama onu da bu huyundan vazgeçiremiyordum . Zamana bırakmıştım . Şu zamanda hiç arkadaşımın olmaması göz önüne alınırsa beni bir bakımdan yalnızlıktan kurtarmıştı . Kerem de vardı ama ona ne derece içimi açabilirdim ki ? En azından Sevim'e belki ilerleyen zamanlarda içimi açabilirdim .
- Yine her zaman ki gibi kahvaltı yapmadığınızı göz önünde bulundurarak size yeni çıkan mis gibi simitlerin arasına peynir koydum . Çayınız da burada .
Gülümsedim .
- Teşekkür ederim Sevim'cim . Çok incesin . Gel istersen beraber yiyelim .
- Teşekkür ederim Saye Hanım ama ben sizin aksinize evden çıkmadan kahvaltımı düzgün bir şekilde yapıyorum . Valla eğer yapmazsam annem mahallenin çıkışında o meşhur terliğiyle beni yakalar . Sonunu anlatmama gerek yoktur heralde . Her insanın yaşadığı şeyler bunlar .
Yediğim şeyler boğazıma dizildi . Bozuntuya vermeden ona gülümsedim .
- O zaman bir çay koyda kendine beraber içelim . Sofrada tek başıma olmayı sevmem .
Bunu kabul etmişti . Allahtan Sevim bugün bir farklılık yapıp poğaça yerine simit koymuştu . Poğaça yemekten artık midem yanıyordu .
Çayını alıp karşıma oturdu . Ağzımdaki simiti yuttuktan sonra boğazımı temizledim .
- Annenle bir gün tanışmak isterim .
Aslında bunu söylemezdim ama işe başladığı günden beri bir şey anlatsa sürekli işin ucu annesine çıkıyordu .
Merak etmiştim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veyl
Literatura FemininaDaha fazla dayanamadım . Hıçkırarak ağlamaya başladım . Zaten çok bile dayanmıştım . Ama konuşacaktım . On beş senedir susuyordum . Dile kolay on beş sene . Orada yatanlar annem ve annemin canının diğer yarısıydı . Diğer bir deyişle hayalimdeki baba...