- Bak ne kadar da kolaymış esip gürlemek değil mi ? Ben de bağrıyorum , sende bağrıyorsun ! Aradaki fark ne biliyor musun ? Sen sonradan ortaya çıkan suçluluk duygunu bastırmak için bağrıyorsun ben ise yıllar öncesi kazandığım haklılığımı yüzüne vurmak için.... Öyle karşıma geçipte bana sanki hiçbir şey olmamış gibi , biz seninle eski sen -ben gibiymişiz gibi hesap sormaya kalkamazsın ! Çünkü bundan
sonra benim sana kendimi anlatmak gibi bir gayretim yok ! Sen o çabamı bu gece tamamiyle kaybettin....~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Aradan iki gün geçmişti . Evde ölüm sessizliği hakimdi . Aradan geçen şu iki günde iyi olan tek şey Yeşim ve Ege aradaki buzları eritip velayet davasından vazgeçmişti . Velayet yine Yeşim'de kalacaktı . Yeşim ise dün Harun'dan boşanmak için dilekçe vermişti .Odaya giren Ege ile bakıştığım beyaz tavandan gözlerimi çekip ona yönlendirdim . Bugün çok farklıydı . Resmen içi içine sığmıyordu .
- Hadi uyan bakalım uykucu bugün seninle çok işimiz var !
Heyecanla kurduğu cümleyle yerimden doğrulup ona baktım .
- Bir şeyler karıştırmıyorsun değil mi sen ?
O sırada odanın perdelerini açıyordu . Bunu diyince önce elleri durdu sonra arkasını dönüp bana aynen şöyle bir bakış attı ;
"Ay o ne biçim söz kız şıllık ! Ne sen söyledin ne de ben duydum "
Tabi insanın bazen gözleri ile ağzı aynı şeyleri ifade etmezdi . Ama şöyle de bir gerçek vardı ki gözler asla yalan söylemezdi .
- Ne yani seni uyandırmam için illaki bir şeyler mi karıştırmam lazım !
Geldi hemen yanıma oturdu .
Gözlerimi kısarak baktım ona . Vardı bir şeyi bunun . İçinde patlamaya hazır bir heyecan bombası vardı resmen . Dedim ya gözler asla yalan söylemezdi .- Yok yani de ne bileyim böyle heyecanlısın ya ondan dedim...
Kaşlarını çattı . Ama bu sefer ki yapmacıktı . Hattâ şuan adım kadar eminim inkar moduna geçecekti.
- Ne heyecanı ? Sana öyle gelmiştir .
Alayla güldüm .
- Hadi ama Ege ! Seni bu kadar çok heyecanlandıran , seni bu kadar çok mutlu eden şey ne gerçekten çok merak ediyorum .
Tam yine itiraz edecekti ki elimle ağzını kapattım .
- Sakın ama sakın inkar etme ! Gözlerinden belli . İçin kıpır kıpır , belli etmemeye çalışıyorsun ama mimiklerin yada ne bileyim el-kol hareketlerin her şeyinle bir şeyler olduğu belli . Kötü bir habere de eğer akli dengen yerinde değilse sevinemeyeceğine göre şimdi dökül bakalım seni bu kadar çok mutlu eden şeyi ...
Gözlerime baktı .
- Beni gerçekten tanımaya başlıyorsun !
Sesi şaşırmış gibi çıkmıştı .
Onun aksine benim sesim gayet net çıkmıştı .- Ee bi zahmet tanıyıverem değil mi ?
Hem konuyu değiştirme bakalım !Güldü .
- Tamam . Bunu sen istedin . Aslında ben bunu sana yarın söylemeyi planlıyordum ama sen bilirsin . Ne olduğunu sana hiçbir şekilde söylemem sadece şunu bil şafak için geri sayım başladı .
Sanki bir sır verir gibi kulağıma doğru eğilip sessizce konuştu . O konuştukça boynuma çarpan nefesiyle içime bir şeyler oluyordu ve bu beni haddinden fazla etkiliyordu . En basitinden dediği şeyler karşısında tepki bile veremiyordum . Resmen konuşma yeteneğimi kaybetmiş gibiydim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veyl
ChickLitDaha fazla dayanamadım . Hıçkırarak ağlamaya başladım . Zaten çok bile dayanmıştım . Ama konuşacaktım . On beş senedir susuyordum . Dile kolay on beş sene . Orada yatanlar annem ve annemin canının diğer yarısıydı . Diğer bir deyişle hayalimdeki baba...