31.BÖLÜM

598 44 13
                                    


- Bak ne kadar da kolaymış esip gürlemek değil mi ? Ben de bağrıyorum , sende bağrıyorsun ! Aradaki fark ne biliyor musun ? Sen sonradan ortaya çıkan suçluluk duygunu bastırmak için bağrıyorsun ben ise yıllar öncesi kazandığım haklılığımı yüzüne vurmak için.... Öyle karşıma geçipte bana sanki hiçbir şey olmamış gibi , biz seninle eski sen -ben gibiymişiz gibi hesap sormaya kalkamazsın ! Çünkü bundan
sonra benim sana kendimi anlatmak gibi bir gayretim yok ! Sen o çabamı bu gece tamamiyle kaybettin....

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Aradan iki gün geçmişti . Evde ölüm sessizliği hakimdi . Aradan geçen şu iki günde iyi olan tek şey Yeşim ve Ege aradaki buzları eritip velayet davasından vazgeçmişti . Velayet yine Yeşim'de kalacaktı . Yeşim ise dün  Harun'dan  boşanmak için dilekçe vermişti .

Odaya giren Ege ile bakıştığım beyaz tavandan gözlerimi çekip ona yönlendirdim . Bugün çok farklıydı . Resmen içi içine sığmıyordu .

- Hadi uyan bakalım uykucu bugün seninle çok işimiz var !

Heyecanla kurduğu cümleyle yerimden doğrulup ona baktım .

- Bir şeyler karıştırmıyorsun değil mi sen ?

O sırada odanın perdelerini açıyordu . Bunu diyince önce elleri durdu sonra arkasını dönüp bana aynen şöyle bir bakış attı ;

"Ay o ne biçim söz kız şıllık ! Ne sen söyledin ne de ben duydum "

Tabi insanın bazen gözleri ile ağzı aynı şeyleri ifade etmezdi . Ama şöyle de bir gerçek vardı ki gözler asla yalan söylemezdi .

- Ne yani seni uyandırmam için illaki bir şeyler mi karıştırmam lazım !

Geldi hemen yanıma oturdu .
Gözlerimi kısarak baktım ona . Vardı bir şeyi bunun . İçinde  patlamaya hazır bir heyecan bombası vardı resmen . Dedim ya gözler asla yalan söylemezdi .

- Yok yani de ne bileyim böyle heyecanlısın ya ondan dedim...

Kaşlarını çattı . Ama bu sefer ki yapmacıktı . Hattâ şuan adım kadar eminim inkar moduna geçecekti. 

- Ne heyecanı ? Sana öyle gelmiştir .

Alayla güldüm .

- Hadi ama Ege ! Seni bu kadar çok heyecanlandıran , seni bu kadar çok mutlu eden şey ne gerçekten çok merak ediyorum .

Tam yine itiraz edecekti ki elimle ağzını kapattım .

- Sakın ama sakın inkar etme ! Gözlerinden belli . İçin kıpır kıpır , belli etmemeye çalışıyorsun ama mimiklerin yada ne bileyim el-kol hareketlerin her şeyinle bir şeyler olduğu belli . Kötü bir habere de eğer akli dengen yerinde değilse sevinemeyeceğine göre şimdi dökül bakalım seni bu kadar çok mutlu eden şeyi ...

Gözlerime baktı .

- Beni gerçekten tanımaya başlıyorsun !

Sesi şaşırmış gibi çıkmıştı .
Onun aksine benim sesim gayet net çıkmıştı .

- Ee bi zahmet tanıyıverem değil mi ?
Hem konuyu değiştirme bakalım !

Güldü .

- Tamam . Bunu sen istedin . Aslında ben bunu sana yarın söylemeyi planlıyordum ama sen bilirsin . Ne olduğunu sana hiçbir şekilde söylemem sadece şunu bil şafak için geri sayım başladı .

Sanki bir sır verir gibi kulağıma doğru eğilip sessizce konuştu . O konuştukça boynuma çarpan nefesiyle içime bir şeyler oluyordu ve bu beni haddinden fazla etkiliyordu . En basitinden dediği şeyler karşısında tepki bile veremiyordum . Resmen konuşma yeteneğimi kaybetmiş gibiydim .

VeylHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin