20.BÖLÜM

660 63 19
                                    

Kerem 38 cevapsız arama.
Ege 74 cevapsız arama ve 54 yeni mesaj.

Buyrun cenaze namazına . Kelimenin tam anlamıyla SIÇTIM . Hatta sıçmaklada kalmayıp sıvamıştım da .

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Pekâlâ durumum gerçekten vahimdi . Olayı bu denli ciddiye almamıştım . Daha doğrusu kaçarken onları yani Ege faktörünü hesaba katmamıştım . Aslında bana hesap sorma hakkı bile yoktu ki . Kendileri gece eve bile gelmiyorken bana hesap sorma hakkı yoktu . Telefonuma tekrardan bir mesaj geldi . Sanırım yine Ege'den mesaj gelmişti . İyisi mi daha fazla kızdırmadan şu mesajlarından bazılarına bakıp onu aramalıydım . Durumu anlatınca beni anlayacağını düşünüyordum . Telefonu elime aldım . Fakat yeni gelen mesaj ne Ege'den ne de Kerem'dendi . Bilinmeyen bir numaraydı . Numaraya şöyle bir baktım da tanıyamamıştım . Mesajı açtım .

Boğazıma bir yumru oturması normal  miydi ? Çünkü şuan elimde bir fotoğraf vardı . Hemen tarihine baktım . Dün geceyi gösteriyordu . Demek ki Ege'nin eve gelmeme nedeni buydu . Ben tüm gece boyunca hem kabuslarla uğraşıp hem de kendi vicdan azabımı susturmaya çalışırken o.....o başka bir kadının kollarındaymış.....

Gözümden akan bir damla yaşı hırsla sildim . Erkekler hep aynı olmak zorunda mıydı ? Karşılarına çıkan ilk zorlukta soluğu başka kadınların kollarında alıyorlardı . Şuan buradaki kadın Merve olsaydı belki durum daha farklı olurdu . Ama gururum yine incinirdi . Fakat şuankinden daha az .

Ev görüş alanıma girdi . Bahçe kapısının önünde durdum kapının açılması için . O sırada onu gördüm . Bahçede adamları sıraya dizmiş bağrıyordu . Yalnız üç kişi , onlarca adamdan ayrıydı . Sanırım onlar peşime taktığı adamlardı . Arabayı içeri doğru park edip indim . Gözleri üzerimdeydi . Umursuyor muydum ? Kesinlikle hayır . Daha yarım saat önce Ege'yi nasıl yatıştıracağımı düşünürken şimdi nasıl yapsamda sinirden kudurtsam derdine düşmüştüm . Hırsla yanıma geldi .

- Eve geçer misin ? Seninle burada tartışmak istemiyorum .

Dişlerini sıkarak ve kısık sesli konuşuyordu . Dediğini uyguladım . Ben de onunla herkesin içinde kavga etmek istemezdim . Ama düşünceli adammış (!) Hatta o kadar düşünceli ki önce beni eski karısıyla aynı ortama sokar sonra gözlerimin önünde kavga ederler , kardeşi gelir aşklarını anlatır o da yetmezmiş gibi tüm geceyi başka kadınların koynunda geçirir . Ben bu kadar da gurursuz olamazdım ki !

Eve girdik . Solona doğru geçtik . Öfkeyle koltuğa tekme attı .

- Bak sana zarar vermek istemiyorum hatta şuan sesimin seviyesini bile zor ayarlıyorum ! O yüzden bana hemen cevap ver ! Neredeydin ! Ne haltıma saatin altısında gizli gizli duvardan atlamalar falan ! Cevap ver !

Onun aksine ben gelir gelmez koltuğa oturmuş hatta ayak ayak üstüne bile atmıştım . Önce yüzüme eskiden Selim Özdemir'e taktığım hatta bu gülümsemem de Selim Özdemir imzalı eseriydi . Sonra ayak ayak üstüne attığım ayaklarımı çözdüm . Sonra aya kalkıp tam karşısına geçtim . İşaret parmağımı ona doğrulttum . Eğer şuan benim karşımda o hastane bahçesindeyken bana söz veren Ege olsaydı ona her şeyi tane tane anlatırdım . Lakin şuan karşımda kadınlık gururumu ayaklar altına almış Ege vardı . Onun aksine sesimin tonunu bile ayarlama gereği duymadım .

- Sen artık bana hesap sorma hakkını kaybettin ! O yüzden karşıma geçipte yok sana zarar vermek istemiyorum , yok sesimin tonunu dahi zor ayarlıyorum falan geç bunları EGE !

Alnına düşen bir tutam kıvırcık saçlarını sinirle geriye doğru attı .
Kendini zor tuttuğu belliydi . Birini çıldırtmayalı uzun zaman olmuştu . Karşımda şuan Ege değil de o adam olsaydı zevkten dört köşe olurdum . Lakin Ege 'ye gelince işler değişiyordu .

VeylHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin