Veyl

13.BÖLÜM

- Şuan pişmanlıktan bahsedecek en son kişi bile değilsin. Neyse daha fazla uzatmayalım. Sedef Hanım sevgilinizi alıp evimden gider misiniz ?

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Onlarla konuşmamızın arasından bir hafta geçmişti. Bu süre zarfında açmak istediğim kafe-restaurant tarzı yeri hep birlikte dekore etmiştik. Düğünden sonra da açılışı yapacaktık. Bugün de Ege beni önce Efe Can'la tanıştıracak akşamına da halaları ve kuzenleriyle tanışmaya Sevda teyzelere gidecektik. Aslında Efe ile tanışmak için sabırsızlanıyordum. Daha altı yaşındaymış. Halalarıyla tanışmak ise beni biraz geriyordu. Bir sürü soru soracaklarını tahmin edebiliyordum. Allahtan başka tanışacağım kimse kalmıyordu. Sevda teyze tek çocukmuş , Ege'nin babası Fırat Bey'in ise iki tane kız kardeşi varmış. Banyoda daha fazla oyalanmadan havluyu bedenime sarıp çıktım. Önce Efe ile buluşacağımız için dolaptan pudra pembesi gömlek tarzı bir elbise alıp giydim. Saçlarımı da at kuyruğu yaptım . Sanırım hazırdım. Elime beyaz spor ayakkabılarımı alıp odadan çıktım. Ege salonda beni bekliyordu.

- Off hele şükür Saye çıkabildin. Tam iki saattir seni bekliyorum. Ben bile açlıktan öldüysem Efe'yi düşünemiyorum. Hem sen niye yukarıda bu kadar kaldın ki alt tarafı bir kahvaltı yapacağız.

Bu adam niye bu kadar odun olmak zorundaydı ki . Resmen salonun ortasında öküz gibi anırıyordu.

- Ne bağrıyorsun be anca hazırlandık işte.

Bana inanamıyormuş gibi baktı.

- Anca hazırlandık derken ! Yuh Saye ya üstüne sadece bir tane elbise geçirip gelmişsin işte . Hayır pantolon falan giysen hadi derim kombin falan yapıyor kız . Kızım bir elbise giymenin neresi iki saat sürebilir ? Açım be açım !!

Kaşlarımı çattım.

- Sus be !! Sen ne anlarsın ki ! Alt tarafı bir elbise dediğin şeyin iki saat rengini seçmesi var. Koca karılar gibi fazla dır dır etmede hadi gidelim.

Onu beklemeden dış kapıya doğru yürüdüm . Arkamdan homurtusunu duyabiliyordum. Arabaya binince heyecanım daha da artmıştı. Umarım Efe ile iyi anlaşabilirdik çünkü ikimizin de birbirine iyi geleceğini düşünüyordum. Onunla iyi anlaşırsak neler yapacağımızı düşünürken Ege'nin sesiyle kendime geldim.

- Saye iyi misin ?

Kaşlarımı çattım. İyi olmayacak ne yapmıştım ki ?

- İyiyim . Neden sordun ?

- Hiç öyle düşünceli düşünceli görünce yine o günü düşünüyorsun zannettim de ?

- Bundan sonra onları düşünerek kendimi üzmeyeceğim. Benim artık sorumluluklarım var. Mesala işletmem gereken bir kafem , bakmam gereken bir çocuk ve.....

Gülerek şakayla karışık ;

- Evlenmem gereken bir adam var. Şuanlık önceliklerim onlarken kafamı değmeyecek kişiler yüzünden daha fazla meşgul edemem.

Oda şakayla karışık ;

- Demek evlenmen gereken bir adam ha.. Demek senin için bir adam olduk Saye Hanım. İnsan en azından benden bahsederken bir adam demek yerine "yakışıklı , cömert , sempatik, kaslı ..."bir adam diye bahsederdi be!! Aslında daha fazla sayardım ama şimdi üşendim .

Pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Biraz fazla mı egoluydu bu ? Hıh ana kuzusu nolacak işte. Suç Ege de değil ki suç Sevda teyzelerde bence. Çocuğumdur mutlu olsun diye küçüklükten beri garibime yalan söylemişler. Yazık daha çok gençtin be evladım.... annenler senin gençliğini bitirmiş ...