"Bir ölümün ardında sırlar belirdi ve o sırlar ölümü getirdi."
Derin Sezgil babasını birkaç ay öncesinde kaybetmiştir. Babasının ani ve beklenmedik ölümü hayatını sarsıcı bir oyuna sürükleyeceğinden habersizce yaptığı plan hem onun felaketi olacaktı...
Bir devrin başladığı anda kelimeler seneler öncesinde beyaz satırlara siyah mürekkep izleri bırakmaya başladı. Bir kadın ve bir adam doğdu, yanında insanlar belirdi. Ve bir roman başladı. Bu romanda karakterlerin hayatlarında bir yolculuğa tanık olacaksınız.
İyi okumalar. Beğeni ve yorumları unutmayalım.
Bölüm şarkılarını dinlemenizi öneririm. Bir tanesi bölümün içerisinde de geçiyor. 💗
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gipsy Kings - No Volvere
Ariane Grande - Dangerous Woman
Wafia - Heartburn
Scarlett Rose - Dark Times
Boy Epic - Wicked
Breaking Benjamin - Dance Without The Devil
Labrinth – Still Don't Know My Name
"Şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar. Ölümleri olur zaferleri. Öpüşürken yok olan ateşle barut gibi." -William Shakespeare.
14.02.2021
Yaşananların ardında bıraktığı enkaza karşın, geçmişin sillesini yiyen ve hayatın adaletine hiç de güvenmeyen yaralı insanların yolu intikamdan geçerdi. O yolda mayınlar da olsa üstlerine basmaktan çekinmez, ölüm varsa da koşa koşa giderlerdi. Kendilerince adaleti sağlayabilmek için her şeye razı gelirlerdi. Kendilerini öyle bir zehirlerlerdi ki, onları kimse tanıyamazdı. Yüzlerine bir maske takarlardı, o maskenin ardına hiçbir göz geçemezdi. Kalplerini öyle bir soğuturlardı ki, güneş ışığı bile onların buz tutmuş kalplerine ulaşamazdı. Buz tutmuş kalplerine karşın düşünceleri alev alev zihinlerinde yanardı. Her düşünce, ateşlerine birer odun atmaktan da geri durmazdı. Bu insanlar; yaralı yanlarını tedavi etmenin en can alıcı yolunu seçerlerdi. Başkasının mutluluğunu elde eder, onlara kendi acılarından verirlerdi. Adalet onlar için eşitlikti. Eşitlik sağlanmadığı takdirde ortada adalet terazisinin dengede olacağına dair inançları yoktu.
O insanlardan birisi de bendim. Öyle düşünenlerdendim.
Hayatımda bir sürü film izlemiştim, birçok kitap okumuştum, tiyatrolara gitmiş, dizilerdeki hayatlara aldanmıştım. İntikamı kurgularda okumak ya da görmek çok başkaydı. En iyi oynayan oyuncular dahi, çok güzel anlatılan kitaplar dahi bu hissi bir türlü gerçek anlamda anlatamamışlardı. Gerçekten hissedildiğinde tüm taşlar yerine oturuyordu. Anlamak için hissetmek gerekti. Ne yazık ki, bunu tecrübe etmiştim. İnsanın çok sevdiği ve önemsediği bir kişi yok olunca tüm yollar, tüm kararlar birbirinin içerisine giriyordu ve hayat birçok tercih hakkı sunuyordu. Ancak cevap sadece bir taneydi. Verilen cevabın her şeyi değiştireceğini de fazlasıyla iyi bilmek gerekirdi.
