Eve gelmiş abur cuburları sehpaya dizmiştim. Berrin kendi kafasına göre film açmış elifle bizi bekliyordu. Selinay ile Birlikte kanepeye kurulurken Berrin de filmi başlattı. Gergin bir şekilde filme bakmaya başladım. Söz konusu berrindi ve kessin korku filmi açmıştı. Gayet sakin ilerleyen filmin direk korku filmi olduğunu anlamıştım. Film sakin ilerlesede arada sürekli gölgeler gören yada ses duyan kadın oluyordu. Aniden gerilim sahnesi çıkmasıyla yerimde irkilirken selinay çığlık attı. Kalbim deli gibi hızlı atarken sakinleşmek adına bir kaç kez nefes aldım. Neydi benim günahım. Bugün yüksek doz adrenalinden ölmezsem iyiydi.
Film sonunda bitmişti. Gergin bir şekilde yerimde kıpırdandım. Diken üstünde oturuyordum. Film o kadar uzun sürmüştü saat akşam sekize geliyordu. Elif bardaklara kola dökerken bende aburcuları açıyordum. Selinay benim gibi gergin görünüyordu. Berrin oldukça rahat bir şekilde film hiç korkunç değildi dediği gibi selinay tabi sen öyle san. Allahtan sizinle birlikte izledim. Abimle izleseydim her korktuğumda azarını yerdim dedi.
Gülürek açtığım cipsten aldım. Elif araya girerken"abinden çok şikayetçi gibisin? "Dedi. Selinay başını olumsuz anlamda sallayarak"yok abim bir tanedir. Ondan şikayetçi değilim ama bilmiyorum ki bana olan davranışları sevgilisi olduğunda değişecek" dediklerini anlayamazken nasıl yani dedim. Selinay elini cips paketine daldırırken "yani abim aşık olsa bana daha iyi davranır gibi geliyor. Tanıdıklarınızdan iyi yenge olabilecek biri varmı?" Berrin gülerken elif "bu nasıl bir fikir. Benim tanıdıklarım abisini sevgilisinden kıskanır. Sevgili yapmasına izin vermez"selinay umursamaz Bir şekilde kollarını silkerken"ay valla başı gözü bağlansın başka bir şey istemiyorum"dedi. Aybars hakkında bilgiler sinirimi bozuyordu.
Ben onu unutmaya çalıştıkça o daha çok her yerde önüme çıkıyordu. "Konu değişsin. Eee selinay sevdiğin varmı?" Selinay sorduğum soruyla şaşkınlığa uğrayarak susma kararı alırken Bunu fark eden elif daha çok üstüne gitmeye başladı. telefonuma gelen bildirim sesiyle ben konuşmadan ayrılıp telefonuma yöneldim. Aybarsın numarasını görmemle korku filminden daha çok gerilmeye başladım. Mesaja tıklarken okumaya başladım. "Perdeleri çekin. Herkes sizi izliyor" başımı hızla kaldırıp cama bakarken perdenin açık olduğunu gördüm. ağzım açık kalmış şaşkınlıkla camdan bakarken yeniden gelen bildirimle telefona yöneldim. "Yanlış anlama. Bartu sizi bana emanet etti. Yoksa evi takip edecek kadar psikopat değilim. Yada öyleyim... Bakmayı kesip kapat şu lanet perdeyi" kaşlarım çatılırken onun ruh sağlığını tartmaya başladım.
Bir dediği bir dediğini tutmayan biriydi. Sinirle ayağa kalkarken perdeyi daha çok açıp hepimizin gözükmesini sağladım. Aynı zamanda etrafta onu arıyordu gözlerim. Bir anda park halinde olan siyah arabadan aybarsın çarık kaşlı bir şekilde çıkmasıyla dil çıkartarak içeri geçtim. Onu dinleyeceğimi sanıyorsa yanılıyordu. Zevkle gülümseyerek koltuğa yeniden kurulurken berrin bana kaç göz işareti yaptı. Omzu silkip önemli bir şey değil dedim. Tabi hemen ardından gelen bildirim beni yalanlıyordu. "Hayatta en nefret ettiğim şeylerden biri sözümün dinlenmemesidir. Ve sen bunu yapıp sınırımı zorluyorsun buse. Son kez söylüyorum perdeyi kapat yoksa eve girerim "perdeye olan takıntısı bütün sinirimi bozmuştu.
Ne diye bu kadar takmıştı. Sinirli çatık kaşlı yüzü aklıma gelirken gerilmedim değildi. Bugün için girdiğim askılı yarım sporcu akleti üzerine bol tişört geçirmiştim. Altıma da salaş pantolon giymiştim. Aklıma gelen plan eşliğinde cama kalktım. Aynı zamanda arkamı dönüp selinaya "abin taktı cama haberin olsun"dedim. Berrin ve elif şaşkınlıkla bana bakarken selinay "doğrudur perde takıntısı vardır. Da abim burdamı" maalesef derken berrin selinaya sorular sordu. Cama gelip arabaya yaslanmış çatık kaşlı aybarsa baktım. Yanında yer alan beni kaçırmaya çalışan çocuk da vardı. Çocuğu görmemle kaşlarım çatılırken umursamadan bol tişörtümü çıkarıp aybarsa baktım. Aybars aniden ayaklanırken hızla perdeyi kapatıp kapıya koşmaya başladım.
Kapıyı güzelce kilitledikten sonra derin bir nefes alırken kapının çalınmasıyla berrinin yanına ilerledim. Kızlar halime kahkaha atarken selinay "abimi çıldırtmayı başaran ve bunu kasıtlı yapan nadir insanlardansın"dedi. Omzumu silkerken berrin "gerçekten yürek yemişsin buse. Bunu da yapmaz bir insan"derken Elif beni tasdikledi aman boşver hakketti. Kızların evini gözetlemez bir insan. ayıp ayıp diyerek aybarsı kınıyordu. Gülerek onu onayladım.
Telefonuma gelen yığınla bildirim eşliğinde kalbim hızlanmaya başladı. Mesajları açarken yazılanları okudum. Hepsi beni korkutacak cinsten tehtidler doluydu. İçlerinden biri ve diğerlerinin atası olan yazı" seni uyardım. Sözümün çiğnenmesinden nefret ederim dedim. Sen ne yaptın. Sınırları gerçekten çok aştın buse. Artık her şeye hazırlıklı ol. Bunun cezasını ödeyeceksin. " Yazılanı okurken selinay gözlerini pörtleterek "sıçtın"dedi.
Berrin selinayın tepkisine karşı kaşlarını çatarken "ne açıdan" dedi. Korkuyla selinaya bakarken selinay "abim anlaşılan baya sinirlenmiş. Onunda dediği gibi herşeye hazırlıklı ol." Gergin bir şekilde iyide bana açıkla bunu dedim. Selinay biraz düşündükten sonra "bir keresinde giyme dedi şeyi giyip gezmeğe çıktığım için beni arkadaşlarımın içinde azarlayıp getirdiği kıyafetleri giymem için gittiğim cafenin tuvaletine kilitledi. Öyle psikopat" korkuyla "bana da böyle bir şey yapmaz herhalde"dedim.
Berrinin ve elifin de benüm kadar şaşkın ve korku dolu bakışlarını görebiliyordum. Selinay omuzunu silkerken "ama giydiğim kıyafet, kıyafet sayılmazdı. Bildiğin gece elbisesini normal cafeye giderken giymiştim. Hakettim yani" başımı olumsuz anlamda sallayarak korkarak kanepeye oturdum. Kızlar kafam dağılsın
Diye türlü türlü konular açsa da kafam hala bana ne tür ceza vereceğinde geziyordu. Korkuyordum ve bu normal değildi.Tedirgin bir şekilde ayağa kalkıp yerdeki bol tişörtümü alıp odama geçerken kızlara geliceğimi söyledim. Odama geçip aybarsı aradım. Evet onu arayıp ayağını denk alması konusunda ve bana ceza vermemesi konusunda uyarılar yapıcaktım.
Telefon anında açılırken ezberlediğim cümlelerim onun sesini duymamla uçup gitmişti. Kekelememek için derin nefes alırken ismimi söylemesinin ardından "bana ceza vermezsin. Sen kimsin de bana ceza vermekle tehtid edersin"dedim. Yanlış sularda yüzdüğümün farkında olsam da artık çok geçti. Sinirle nefes alış verişlerini duyuyordum. Gerginlikle tırnaklarımı avucuma bastırırken "aybars?? "Dedim. Karşıdan ses gelmemesi daha çok gerilmeme yol açıyordu. "Bak ben böyle saçma şeyler yapıcak biriyim. yani bana tehtidlerin boş. Ancak bu tehtidlerinle selinay yada diğer kızlara yaparsan onlar ders alır. Ben asla ders çıkarmam üstüne daha çok inatlaşıp daha kötü şeyler yapabilecek dik kafalı biriyim. Benden uzak dur"dedim. Bir solukta dediğim şeylere karşı aybars "ders alıcaksın buse. Artık gözüm üzerinde. Ve her yaptığın yanlış şeyler yada inatlarının bir cezası olucak. Buna alışacaksın en önemlisi bundan DERS ÇIKARACAKSIN" tehtidkar ve iğneleyici ses tonu ürkmeme ve korkmama yol açmıştı.
Ben kessinlikle kendimi yanlış bir yere sokmuştum. Ve burdan nasıl çıkacağımı, kendimi kurtaracağımı bilmiyordum. "Sen öyle san"diyerek telefonu kapattım. Son kalan cesaretimi onu sinir edip cezamı artırarak kulandığım için aptallığımla zirvelerde geziyordum. Ben baya baya ayvayı yemiştim. Hemde yakışıklı biri tarafından. Nasıl olurda bu kadar yakışıklı olan biri aynı zamanda bu kadar korkutucu diktatör olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kürkçü dükkanı
General FictionYeni bir şehre kız kardeşinin çağırmasıyla gelen buse yeni açılan cafe ve bar dükkanlarını döşeyerek onların başına geçer. Bar kısmına gelen mafya liderlerinden haberi olmayan buse yanlışlıkla birinin işine burnunu sokar ve olanlar olur. Kapak tasar...