Yazardan
Berrin evden selinay ve buse yolladıktan sonra Elif ile beraber arabaya binip dün öldürmeye gidip elinden kaçan adamı bulmaya gittiler. Elif şoför koltuğuna geçmiş berrinin hazırlanmasına fırsat tanıyordu. Berrin arabanın koltuğunun altına sakladı silahlarını eline alıp beline yerleştirirken torpidonun altındaki gizli bölmesinde bulunan bıçaklarını da alıp bileğinde bulunan aparata geçirdi. Elif adrese gelmiş arabayı park ederken hazır olan arkadaşına döndü. Berrin üzerine siyah hırkasını giyerken arabadan indi. Bu duruma oldukça uzun zaman önce alışmıştı. Üzerinde ne bir korku nede bir tedirginlik vardı. Rahattı ve en önemlisi umursamazdı. Apartmanın kapısını etrafı kontrol edip hızla açarken içeriye girdi.
İlk bu işi yaptığı anı hatırlarken yüzünde buruk bir gülümseme meydana geldi. Bu işi yapmak hiç bir zaman istemese de yılların ve zorunda kalmanın verdiği şeyle artık alışmıştı. Üstüne üstlük rahatsız olmuyordu aksine böyle iğrenç insanları öldürdüğü için zevk alıyordu. İçeriye rahat bir şekilde girip apartmanın merdivenlerinde ilerlerken üçüncü kattaki dairenin önüne geldi. Sakin bir şekilde bileğinde ki bıçağı meydana çıkartıp hazırda bulundururken kapıyı kendi marifetiyle açıp sessizce içeriye girdi. Daire oldukça sesiz olurken berrin bıçağını önünde tutup ilerledi. Salonda camdan dışarı bakan adamı görmesiyle hızla ilerledi. Adam bir anda berrinin geldiğini hissetmiş olup arkasına dönüp elindeki silahı berrine doğrulturken berrin tehlikeli gülümsemesini dudağına yerleştirip"senin yerinde olsam bunu yapmazdım"dedi. Adam korkuyla ona bakarken Berrinin dediğini umursamayıp hayır ölemem diyerek silahını ateşledi.
Berrin hafif omzundaki sıyrıkla adama dönerken çoktan fırlatmış olduğu bıçak adamın kafasına isabet etmiş ve adamın cama yapışmasına sebep olmuştu. Berrin omzundaki sıyrığı görmesiyle sessiz bir küfür savurup telefonunu çıkartıp adamın fotoğrafını çekti. Ardından hızla merdivenlere yönelip aşağı indi. Apartmanın girişinde beliren elif korkuyla arkadaşına bakıyordu. Silah sesini duymuştu. Gözleri arkadaşının üzerinde gezerken kolundaki kırmızıyla korkarak berrine baktı. Berrin umursamaz bir şekilde arabaya binerken torpido da bulunan ilk yardım kitini eline aldı. Elif arabaya binip arkadaşına yardımcı olurken sargı bezini eline alıp alışkanlığı olduğu şeyi yapmaya başladı. Yarasını temizledikten sonra güzelce pansuman ederken yarasını sargı beziyle sardı. Berrinin bugün giymiş olduğu straplez elbise onun aleyhine işlese de şuanda bunu düşünmeyerek şirkete gidelim dedi. Elif direk onaylayıp arabayı sürmeye başlarken "buseye kolunu sıyırdığını söyleriz"dedi. Berrin tamam diyerek başını cama yasladı. Yüzünde beliren gülümsemeyle etrafı izledi. Bu duyguyu sevmeye başlamıştı.
Berrinin sonunda şirkete geldiğini öğrenen buse hızla onun odasına giderken kapısını çalmadan içeri girdi. Bu şirkette yeteri kadar durduğunu kendi kafesine dönmek istediğini söyleyecekti. Burda çok yoruluyordu ve bu durumdan memnun değildi. Odada bulunan kardeşinin kolundaki beyaz sargı oldukça dikkat çekerken şaşkınlıkla kardeşine baktı. Neler olmuştu?? Telaşla yanına ilerlerken sen iyimisin bir şeyin varmı?? Diyordu. Berrin telaşlı kardeşine karşı gülümserken "iyiyim. Sadece dikaktsizliğimin cezasını çekiyorum. "Elif odada bulunan buseye karşı "kaç kere dedim ona. dikkat et diye.. umursamadı beni. Sonra olan koluna oldu"dedi.
Buse şaşkınlıkla elife dönerken "nerden çizdi. Büyük bir şeymi"dedi. Berrin alayla gülerken"hayır canım. Sorun yok iyiyim. Hem kötülere bir şey olmaz"dedi. Buse gözlerini devirip çok komik diyip berrine bakarken içeriye giren selinay "Bartu abi geldi. Ayça söyledi. Aşağıda zemin katta bizi bekliyormuş."sonradan dikkatini çeken şeyle berrine dönerken "senin koluna ne oldu"dedi. Berrin önemli bir şey değil diyerek aşağı inerken selinay busenin yanına gidip ne olduğunu sorup buseye baktı. Buse bilmiyorum ki kolunu çizmiş bir yerde dedi. Selinay anlayışla başını sallayıp busenin koluna girmiş bir şekilde odadan çıkıp asansöre ilerledi. Asansörde bekleyen elif ve berrin bu ve slinayın binmesiyle zemin kata bastı. Asansör ağır bir şekilde aşağı inerken berrin gerilmeye başlamıştı. Abisinin onu kiminle tanıştıracağını bilmiyordu. Aynı zamanda kolundaki yarayı görünce kızacağından da emindi. Elif düşüncelere dalan arkadaşının kulağına eğilip"para transfer edildi"dedi. Berrinin yüzünde gülümseme meydana gelmişti. Tam zamanında diyerek duran asansörden indi
Buseden devam
Berrinler önden ilerlerken arkalarından yavaş bir şekilde gidiyorduk. Selinay bana sürekli olarak yamaçı anlatırken yamaça olan aşkına karşı gülümseyip sürekli onu tasdikliyordum. Başımı kaldırdığım da şirketin dışında duran abim ve yanındaki yakışıklı ağır abiye baktım. Oldukça karizma bir erkek iri cüssesini meydana çıkartmış kendine özgü havasını etrafa yayarken şirketin içerisinde bulunan bir çok kızın ona baktığını fark ettim. Siyah uzun saçları siyaha çalan koyu kahverengi gözleri ve en belirgin özelliği olan gözünün hemen altında yer alan uzun çizik yarası onu oldukça tehlikeli ve inanılmaz derecede havalı gösteriyordu. Normalde yara izlerini sevmeyen ben bile ona yakıştırmıştım.Selinay sonunda telefonundan başını kaldırıp yanına geldiğimiz abime bakarken yanındaki erkeğe ithafen "Mirza abi"diyerek sarılmıştı. Kızlar olarak kısa çaplı şaşkınlık geçirmiş Mirza adlı olduğunu öğrendiğim erkeğe sarılmasını izliyordum. Erkek sert mizacına karşı gülümseme yerleştirip "ne yapıyorsun cadı?"dedi. Selinay mirzadan ayrılıp "iyiyim. Hiç geleceğine haber vermedin"dedi. Mirza selinayın saçını dağıtırken "abin sıkıntı çıkarmış"dedi. Selinay dudak büzerek evet diyordu. O sırada abim berrinin kolunda bulunan sargıyı görünce telaşla "ne oldu "dedi. Herkesin ilgisi berrine yönelirken berrinin kolunu gizlemeye çalışmıştı. Abim kaşlarını çatarken "dikkatsiz din öyle değilmi"dedi. Berrin gözlerini devirirken "evet ama işimi halletim abi. Önemli olan bu değilmi"dedi. Abim sinirle gözlerini kızsa da sesin çıkartmamıştı.
O sırada abimin yanına gidip ona sarıldım ve kulağına umarım hediyemi unutmadın dedim. Abim gülerek beni kendinden ayırırken işin gücün çıkar dedi. Omuzlarımı silkip gülümserken abim mirzayı gösterip berrine dönmüş ve "Mirza enderoğlu" mirza berrine elini uzatırken abim bu sefer "berrin Kılıçarslan. Kardeşim"dedi. Berrinde elini uzatıp mirzayla el sıkıştı. Ortamdaki gerilimi bir tek benmi hissediyordum. Herkes nötr bir şekilde birbirine bakarken gerilmeye başlamıştım. Mirza bana dönünce yüzüme yerleştirdiğim kocaman gülümseme eşliğinde elimi uzatıp "buse Kılıçaslan. Berinin ikiziyim"dedim. Mirza şaşkınlıkla kaşlarını kaldırsa da hemen durumu toparlamıştı. Selinay yanıma gelip sarılırken "abimden kurtaran kişi kendisi."dedi. Mirzanın dudağı alayla kıvrılırken "demek sevdiği ve onu en çok öfke nöbetlerine sokan kız sensin"dedi. Gülmemek için dudaklarımı dişlerken "benim suçum yok. Kendisi oldukça dik başlı ve diktatör. Bazı şeyleri aşması lazım"dedim. O sırada berrinin telefonu çalmıştı.
Berrin özür dileyip telefonu kapatarak cebine koymuşken Mirza gözlerini berrinden ayırmadan onu izliyordu. Bu gülümsememe neden olmuştu. Abim yeni fark etmiş olacakki bana dönerek "sen şirkette mi çalışıyorsun"dedi. Anında dudaklarımı büzmüştüm. "Evet dün başladım. Ve bugün istifa ettim"dedim. Abim kısa bir an kaşları çattık berrine baksa da bana dönüp "neden istifa ettin"dedi. Berrin umursamaz bir şekilde sözümü kesip "neden olacak kessin yorulmuştur"dedi. Alayla ons dönüp "hıh benmi. Ben kafemi özledim beni o kadarda hor görme"dedim. Elif ne ara yanımızdan ayrıldı bilmiyorum ama bir anda yanımıza gelmiş ve berrinin kulağına bir şeyler söylemişti. Berrin bana bakıp gözlerini kısarken "cafeye gidin. İşler yoğunmuş"dedi. Heyecanla ona dönüp "tamam gittim bile. Bu arada tanıştığımıza çok memnun oldum"diyerek arkamı döndüm. Selinay abisinine durum özetlemesi yapıp peşimden geldi.
Arabaya binerken "senin bir tane abin var zannediyordum"dedim. Selinay ön koltuğa kurulurken "hayır iki tane var. En büyüğümüz mirza abim. Aslına bakarsam o benim öz abim sayılmaz"başımı merakla ona çevirip nasıl yani dedim. Durumu bana açıklarken ekledi "ama çok iyi bir insandır. Türkiye de olduğu zamanlar abimin kıskanmasına asla izin vermez. Sevdiğini çok belli etmeyi seven biri olmasa da değer verdiğini anlarsın"dedi. Vay anasını be diyerek ekledim. "Aybarstan beni de kurtarır yani heh?"dedim. Selinay kahkaha atarken"büyük ihtimalle Türkiye'ye bunun için döndü. Bak sana senden haberi var" kahkaha atıp sevincimi yaşadım. En azından belli bir süre özgür kalabilecektim. Bekle beni kot elbisem. Seni giymeye geliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kürkçü dükkanı
Ficción GeneralYeni bir şehre kız kardeşinin çağırmasıyla gelen buse yeni açılan cafe ve bar dükkanlarını döşeyerek onların başına geçer. Bar kısmına gelen mafya liderlerinden haberi olmayan buse yanlışlıkla birinin işine burnunu sokar ve olanlar olur. Kapak tasar...