46.BÖLÜM

588 39 3
                                    

Yazardan

Buse gergin bir şekilde Aybarsa bakarken Aybars öfkeden deliye dönmüş bir halde ayaklandı. Buse ters giden olaylara karşı Berrini çaktırmadan aradı. Arama çalarken Aybars öfkeyle "ne demek adam öldürmek heh!! Bu ne demek Buse. Sen iyi misin!?" Selinay ve Buse kısa bir bakışma yaşarken Selinay yavaştan Buseye doğru kayarak ona yanaştı. Aramayı açan Berrin Aybarsın bağırmasını duyduğu gibi ters giden şeylerin olduğunu öğrendi. Hızla kafeden çıkarken Elif ve Rüya da peşine takılarak arabaya bindi.

Buse yavaştan ayağa kalkarken "Aybars sakin ol! Büyüyecek bir şey yok." dedi. Aybars kahkaha atarken Buseye döndü. "Abartacak bir şey yok mu? Buse sen delirdin mi? Neden?? Neden bu işe girdin. Hayır madem girdin ne demek adam öldürmek" içeriye şans eseri giren Bartu konuşulanlar karşısında şok yaşarken afallayarak kardeşine döndü. "Bir dakika ben doğrumu duydum Aybars! Buse adam mı öldürdü dedin sen?" Aybars öfkeyle evet derken Buse çıkılmaz bir yola girdiğini anladı. Bartu öfkeyle Buse ye dönerken "bu da ne Buse? Sen çıldırdın mı? Bunu nasıl yaptın! BERRİN NERDE! BUNU NASIL İZİN VERDİ! LANET OLSUN" öfkeyle bir ileri bir geri giderken elleri titriyordu. Buse çıtını bile çıkartamaz hale gelmiş Selinayla köşeye sinmişti. Abisinin gelmesi hiç iyi olmamıştı. O nerden çıkmıştı. Aybarsı halledebilirdi ama abisi...

Berrin koşarak odaya girerken abisini görmesiyle duraksadı. Buse ve Selinaya döndüğünde ikisinin de gözlerinin dolu olduğunu gördü. Berrin göğsünü kabartırken derin bir nefes aldı. Burda büyük bir olay çıkacaktı.

Bartu arkasına dönmesiyle Berrini gördü. Öfkeden gözü dönerken "BUSEYE ADAM MI ÖLDÜRTTÜN LAN SEN! " Berrin gözlerini abisine kenetlerken "BANA BAĞIRMA" dedi. Bartu öfkeyle Berrine yaklaşırken "soruma cevap ver" diyerek tısladı. Berrin gözlerini kısarken "evet öldürttüm" dedi. Buse şaşkınlıkla Berrine baktı. Onun suçu yoktu ve bunu üstlenmesi aptalcaydı. Bu duruma gelmesi kendisinin suçuydu ve bunu Berrinin çekmesi adil değildi.

Bartu başını olumsuz anlamda salladı. "BUNU YAPMIŞ OLAMAZSIN! LANET OLSUN BERRİN. AKLINDAN NELER GEÇİYORDU SENİN HEH" Berrin ona doğru bağıran abisine karşı gözlerini yumdu. "Başkası onu öldürmesin diye öğrenmesi gerekiyordu abi" Bartu öfkeyle Berrine döndü. "BANA ABİ DEME. DUYDUN MU!! BENİM FİKRİME ÖNEM BİLE VERMİYORSUN. " Berrin kaşlarını çatarken Buse ağzından hıçkırık kaçırdı. Ailesi onun yüzünden dağılıyordu. Ağzını açtı boğazındaki yumruğu hissederken zorlanarak "abi "dedi. Bartu bunu önemsemeden gözleri dolan Berrine baktı. "KENDİNİ KORUMAYI ÖĞRENMESİ GEREKİYOR" dedi Berrin. Bartu elini saçından geçirirken " HALA KENDİNİ SAVUNUYORSUN BERRİN. BU ÇOK SAÇMA. MAFYAYA GİRMEK ZORUNDA DEĞİLDİ" Berrin kaşlarını çatarken "AMA BEN MAFYAYA GİRDİM" dedi. Bartu gözlerini kısarken "KENDİ YAŞADIKLARINI BUSEYE YAŞATARAK ACISINI ÇIKARTAMAZSIN" dedi. Berrin duydukları karşısında geriledi. Böyle bir şeyi aklından bile geçirmemişti. Kalbi kırılırken gözünden yaş aktı. Buse deli gibi ağlarken son gücüyle abi diye bağırdı. Onu takan kimdi? Bartu kendi derdinde Berrinle kavga ediyordu. "BİR DAHA SAKIN GÖZÜME GÖZÜKME" Berrin dikleşti. Akan göz yaşını silerken abisine baktı. Abisi gözünü bile kırpmadan tüm ciddiyetiyle Berrine bakarken Berrin "beni hiç sevmediğini bari bu kadar belli etmeseydin. Her şeyin, her şey senin olsun." Dedi ve belindeki silahı ardından kimliğini çıkartarak gözü önünde parçalara ayırdı ve ekledi. "Benim bundan sonra senin soy adının geçtiği hiçbir şeyim yok. Ben yokum Bartu" dedi. Ve arkasına bile bakmadan odadan çıkarken Elif içeri girip Bartuya sıkı bir tokat attı. Bartu olayın şokuyla başını yana eğerken Elif öfkeyle "ALLAH BELANI VERSİN. SÖZDE ABİSİN. DOĞRU SEN SADECE BUSENİN ABİSİYDİN" diyerek odadan ayrıldı. Berrin asansöre bindi.

Artık dik duracak dermanı, takati kalmamıştı. Biri dokunsa parçalara ayrılıp ağlayacaktı. Elif asansöre son dakika binerken asansörün kapıları kapandı. Berrin başını eğdi. Ve gözlerinden usulca yaşların akmasına izin verdi. Artık bir ailesi yoktu. Artık bir abisi yoktu. Kavga edeceği biri yoktu. Her zaman abisinin onu sevmediğini biliyordu ama... Ama bunu beklemiyordu. Ellerini yumruk yaparken hıçkırığını yuttu. Artık bir soy ismi bile yoktu. Artık kimsesizdi. Bu düşünce boğazında yumru oluşturdu. Yorgundu... Hemde çok yorgun. Duran asansörden inerken Elif arabaya binerek Berrinin binmesini bekledi. Berrin arabaya binerken nefesini tuttu. Kalbi acıyordu. Canı yanıyordu. Kendini yapa yalnız hissediyordu. Artık abisi yoktu. Artık bir evi, bir ailesi yoktu. Kalbine saplanan acıyı hissetti. Gözlerinden durmaksızın yaş akarken Elif arabayı durdurdu. Berrin nereye geldiğini çok iyi biliyordu. Sorgusuz kabul ederek aşağı inerken arkasından arabanın gittiğini duydu. Elifte gitmişti. Ardından yanına gelen Arslanı gördü. Başını kaldırdı ve ona baktı. Gözleri buğulu görüyordu ama Arslanın yüzündeki endişeyi görebildi. Sonunda ağzından hıçkırığın kaçmasına izin verirken Arslanın kollarının arasına girdi. Ardından kendini serbest bıraktı. Ayakta durmaya dermanı yoktu. Titreyen ellerini Arslana sararken Arslan onunla beraber yere çöktü.

Berrin nefesini sonunda verirken hıçkırarak ağladı. "Beni... Benim bir ailem yok Arslan" dedi. Kelimeleri zor seçen Arslan başını Berrine yasladı. "Artık Kılıçarslan değilim" demesiyle ağzından kaçan hıçkırığa engel olamadı. Canı yanıyordu bunu dile getirdi. "Canım yanıyor Arslan. Bu... Bu kurşun yarası gibi değil. Bu bu çok acıtıyor Arslan. ... Arslan nefes alamıyorum" Arslan gözlerini kaldırırken ağlamamak için kendini tuttu. Teselli edecek kelime bile bulamamıştı. Sevdiği kadın kollarının arasında acıdan kıvranıyordu. Yumruklarını sıkarken nefesini tuttu. "Beni hiç sevmemiş Arslan. Beni abim hiç sevmemiş" Berrin kendinden geçmeye başlamıştı. Yavaştan gözleri kararıyordu ama bu umrunda değildi. Acısı çok can yakıyordu. Bunu beklememişti. Abisi onu terk etmişti. Onu kovmuştu. " Bari sen beni bırakma Arslan. Bari sen beni sev" dedi. Arslan Berrine baktı. Gözleri şişmişti. Ve ardından o güzel kahve gözleri yavaş yavaş kapandı. Arslan dudaklarını alnına bastırırken "seni seviyorum Berrin. Sen benimsin kimsesiz değilsin" dedi.

Ayağa kalkıp yorgunluktan ve ağlamaktan bithap düşmüş sevgilisini alarak evine götürdü. Kendi odasına çıkartırken gözlerini yumdu. Berrini yavaş bir şekilde yatağa yatırarak üstünü örttü. Ayağa kalkıp dikleşirken Berrine baktı. İçinde öfke büyürken ellerini yumruk yaptı. Bartuyu öldürme fikri aklına gelirken kendini tuttu. Ona öldürmek az gelirdi. Sevgilisine yaşattıklarını kat ve kat yaşamalıydı. Odadan çıkarken gözleri dönmüş bir şekilde aşağı indi. Kapıdan çıkacakken durakladı. Telefonu nu alarak evden ayrıldı.

Buse hıçkırarak abisinin yanına ilerledi. "BUNU NEDEN YAPTIN... BUNU BEN İSTEMİŞTİM" dedi. Bartu gözünden akan yaşı umursamazken Buseye bakarak "şoktasın Buse. Bunu sen istemedin" dedi. Buse başını salladı. "Artık bende yokum abi. Yeter Berrinin üzerine çullandın." Buse masaya gidip çantasının içerisinden kimliğini çıkartırken Bartu "Buse yapma" dedi. Buse bunu umursamadan abisine dönerken "ben... Ben artık senin prensesin değilim. Bu aileyi sen yıktın. Bu senin suçun. Artık Berrinin karşısına çıkmaya bile yüzüm yok. Sana yazıklar olsun" dedi. Ve kimliğini yırtarak yere fırlattı. Aybars ağlamaktan şişmiş gözlü sevdiğine baktı. Buseye giderken Buse Aybarsa baktı. "sakın!!! Sakın sen de bana yaklaşma. Kararıma saygı duymayan biriyle birlikte olamam."dedi. Aybars kaşlarını çatarken "Buse saçmalama..." Buse elini kaldırdı. Aybarsı sustururken "kendine gel Aybars. Ben çocuk değilim. Kendi kararlarımı verebilirim. Bu kararlara saygı duyacaksan gel. Ama bu şekilde davranıp her kararımı sorgulayıp kabul etmeyeceksen bu ilişkiyi bitirelim" dedi. O kadar kesin bir çizgi çizmişti ki Aybars şaşkınlıkla Buseye bakıyordu. Busenin de bir sınırı vardı ve Aybars bu sınırı aşmıştı.

Buse Aybarstan yanıt beklerken Aybars başını eğdi. "özür dilerim. Kararını saygı duymam gerekiyordu." dedi. Buse kıstığı gözleriyle Aybarsa baktı. "bir daha bunu yapma. Seni çok seviyorum ve sürekli kararlarımı sorgulaman hiç hoş değil" diyerek Aybarsa yaklaştı. Ardından Aybarsın elini tutarak "şimdi beni burdan götür" dedi. Aybars başıyla onaylarken Bartu son kez kardeşine bakarak "Buse.."dedi. Buse abisini duymazlıktan gelerek Aybarsın onu uzaklaştırmasına izin verdi. Selinay Bartunun yanından geçerken "sana abi denmez" diyerek odadan ayrıldı. Bartu yere çökerken başını ellerinin arasına aldı. İçeriye Rüya girdi. Her şeye şahit olmuştu. Bartunun yanına çökerken sakin bir şekilde Bartu diyerek seslendi. Bartu başını kaldırıp Rüyaya bakarken Rüyayı görmesiyle afalladı. Bu çok uzun sürmeden kollarını Rüyaya doladı. Rüya Bartuya sarılırken "yanındayım" dedi. Bartu bunu duyduğuna sevindi. Berrini kendi kovmuş ve Buseyi kaybettikten sonra en çok ihtiyacı olduğu şeydi bu. 

kürkçü dükkanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin