32. BÖLÜM

815 37 1
                                    

Buse yıkılmış bir halde ana yolda ilerlerken ağlayarak isyan ediyordu. Hayatında güvenip aşık olduğu kişi ondan bunca zaman sır saklamıştı. Ağzından kaçan hıçkırığa engel olmazken elinin tersiyle göz yaşını sildi. Bunu Aybarsın neden sakladığını anlamıyordu. O... o zaten Berrin ve abisinin o işlerde olduğunu biliyordu ama... Ama Aybars bunu ondan saklamıştı. Bunu neden yapmıştı bir türlü aklı almıyordu. Hayat sırtını ona çevirmişti sanki. Kardeşi en yakın arkadaşı kayıptı üstüne birde Aybarsın ondan sakladığı sır çıkmıştı. Yanından geçip giden arabalara bakıp bakıp ağlarken ilerlemeye devam etti. Evden kendini bir hışım attığından arabaya binip gitmek yerine yürümeyi seçmişti şimdi bunun pişmanlığını yaşıyordu. Çünkü üşümeye başlamıştı. Arkasından gelen arabanın yavaşlaması Busenin sinirlenmesine sebep oldu. Anlamıyor muydu yalnız kalmak istediğini. Niye Aybars hiçbir şeyden vaz geçmezdi. Öfkeyle arkasına dönerken arabadaki tanımadığı yabancıyla duraksadı. Adımları geri geri gitmeye başlarken korkuyla arkasına dönüp koşmaya başladı. Sıranın ona geldiğini anlaması uzun sürmemişti.

Tüm gücüyle kaçmaya çalışırken arkasından onla koşan adamı duyması çok sürmemişti. Yanında patlayan silah sesiyle duraksarken arkasına döndü. Kaşları çatılırken "aptal o kurşun bana gelebilirdi" dedi. Adam gülerek Buseye yaklaşırken "o zaman rahat dur. Şimdi arabaya geç" dedi. Buse geri geri gitmeye devam ederken "Berrin sizin elinizde mi?" Dedi. Adam kasılarak "evet "derken Buse omuzlarını silkip "peki. Onunla dertleşmeye ihtiyacım var." demiş ve kendi hür iradesiyle arabaya binmişti. Adam bu dengesiz kıza karşı şaşkınlıkla baka kalırken Buse arabadan " e hadi. Bir an önce Berrinin yanına gidelim" dedi. Adam şaşkınlıktan açılan ağzını kapatırken arabaya gidip bindi. Ne dengesiz insanlarla uğraştığını bir kez daha anlamıştı.

Elif bilgisayarda Berrinin üzerindeki izleyiciye bağlanırken hızla ayaklandı. "Buldum. Hadi gidelim" demesiyle Berrinin yerini belli eden ışık sönmüştü. Elif şaşkınlıkla ekrana bakarken onun duraksamasıyla Mirza ona döndü. "Ne oldu Elif. Neden durdun!" Elif başını kaldırıp Mirzaya bakarken "üzerinde bulunan izleyiciyi çıkarttı. "Dedi. Mirza çatık kaşlarıyla "bunu neden yapsın. Ne saçmalıyorsun." derken Elif başını olumsuz anlamda sallarken düşünmeye çalıştı. Berrin o izlenme cihazını çok iyi saklardı. Kimse onu bulamazdı. Kendini ele verdiğine inanamıyordu. Aklına gelen düşünceyle duraksarken şaşkınlıkla Mirzaya baktı. "Lanet olsun!" derken Mirza ve Yamaç Elifin bu tavırlarını anlamaya çalışırken Yamaç sabırsız bir şekilde" neler oluyor Elif. Bir şey söyle!!" Dedi. Elif bilgisayarı bırakıp Mirzaya dönerken "o burda! Tabi ya.. Berrin onu bulmasın diye çıkarttı. İyide neden meydana çıktı?" Kendi kendine konuşan Elife karşılık Mirza "bizde burdayız Elif. Ve sayende hiçbir şey anlamadık. Bize de anlat" dedi gür sesiyle. Elif Mirzaya dönerken "çok uzun bir hikaye ve zamanımız yok. Gerçi... Bol bol zamanımız var. Onları bulmamız çok zor." Mirza sıkıntıyla elini saçından geçirirken Yamaç öfkeyle "ne demek çok zor. Ben kiminle uğraşıyorum." dedi. Aybars kendini sonunda toparlayıp ayağa kalkarken "yeterince bekledim. Ben Busenin yanına gidiyorum" dedi. Elif Aybarsa kısık gözlerle baksa da Aybars çoktan evden çıkmıştı. Mirza Elife dönüp "her şeyi baştan anlat Elif. Meydana çıkan kim ve Berrin niye kendini ve kardeşimi ortaya atıp izleyiciyi kapattı." Elif Mirzanın kararlı yüz ifadesine karşı derin bir nefes alıp "peki otur. Ama haberin olsun. Zaten bulunacaklar. Sadece bulan siz olmayacaksınız" demiş ve kendisi de kanepeye oturup sakinleşmek adına birkaç nefes almıştı. Daha sonra bakışlarını ona bakan iki çift göze yöneltip her şeyi baştan anlatmaya koyuldu.

********

Berrin bağlı olduğu sandalyeye karşılık gülümseyerek karşındaki adama baktı. "elinden gelen bu mu?" dedi. Adam bakışlarını masada bulunan Berrinin üzerinden çıkan silah ve bıçaklar da göz gezdirirken "sen bunları nasıl taşıyabiliyorsun?" Dedi. Berrinin sorduğu soruyu umursamadan cevap vermişti. Berrin omuzlarını silkerek "o daha hiçbir şey" dedi. Selinay da şaşkınlıkla masadakilere bakıyordu.

kürkçü dükkanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin