Yazardan
Buse Aybarsın kollarında huzuru bulmuş sıkı sıkıya sarılırken o sırada Selinay Yamaçın odasının önünde nöbet tutuyordu. Durmak bilmeden kendine cesaret verdikten sonra sonunda derin bir nefes alarak içeri girdi. Heyecandan kapıyı çalmayı bile unutmuştu. Aman bunun ne önemi vardı. Selinay odaya girdiği gibi kapıyı kapatırken içeride telefonla konuşan Yamaça baktı. Sırtı kapıya dönüktü cama doğru bakıyordu. Selinay ona doğru usulca yaklaşırken Yamaç telefonun konuşmasını bitirerek arkasını döndü. Karşısına gördüğü sevdiği kızla şaşkınlıkla dona kalırken Selinay utançla kızarıp gülümsedi. Yamaç dudağına gülümseme yerleştirip sevgilisine adım atıp onu kendine çekerek sarılırken Selinayda o özlediği kollara sıkıca sarıldı. Yamaç kulağına fısıldarken "ne olur artık birlikte kalalım. Sürekli aramıza ayrılık girdi" dedi. Selinay buruk bir şekilde tebessüm ederken "artık beraberiz" dedi.
Berrin evde Rüyaya bakarken "kalk bizde gidelim" dedi. Ve ekledi. "Eğer abimin erken gelesi tutarsa ve seni görürse Busenin çenesini susturamayız." dedi. Rüya gülerek ayaklanırken Elif Berrine baktı. "Nereye?" Berrin omuzlarını silkerken "bilmiyorum" dedi. Elif Rüyanın yanına giderken "ben biliyorum. Seni Arslan'ın yanına bıraktıktan sonra biz kürkçü dükkanına gider otururuz. Sende sonra bize katılırsın" dedi. Berrin kaşlarını çatarken arkadaşının gözlerindeki inat pırıltısını görmesiyle yelkenleri indirdi. Ve "bu bakışını bildiğimden kabul ediyorum. Aksi halde beni asla ikna edemezdin" diyerek evden çıktı. Elif gülerek Rüyayla beraber evden çıkarken arabaya bindi. Berrin arabayı çalıştırıp Arslan'ın mekanına sürmeye başladı.
Çok geçmeden geldiği mekana karşı Elife bakarak "ben taksi çağırırım. Kürkçü dükkanından ayrılmayın." dedi. Elif başıyla onaylayarak Berrinin arabadan inmesiyle şoför koltuğuna oturdu. Daha sonra arabayı çalıştırarak Berrini orda bıraktı. Berrin arkasına dönüp mekana ilerlerken onu gören korumalara karşı tebessüm etti. Bütün hepsi Berrine selam veriyordu. Berrin Arslanın kapısını çalarak içeri girerken Arslan kafasını kaldırıp Berrine baktı. Ardından saate bakarken "oldukça erken geldin yanıma" dedi kinayeli bir şekilde. Berin gülerek omuzlarını silkerken "uçak rötar yaptı" dedi. Arslan başını olumsuz anlamda sallayarak "hiç vazgeçmeyeceksin değil mi?" dedi. Berrin gülerek "evet" diyerek koltuğa oturdu. Arslan sandalyesinden kalkıp Berrinin önündeki koltuğa otururken " kızlara verdiğin eğitim nasıl gitti" dedi. Berrin burukça gülümseyerek "benim gördüğümden daha iyiydi" dedi.
Arslan Berrinin ani değişen ruh haline karşı durakladı. Geçmişindeki kararları onun vermediğini ve istemeyerek bu işe bulaştığını bildiğinden ona doğru eğilerek elini tuttu. Berrin bu hareketi karşısında afalladı. Arslan Berrine bakarken "buna rağmen gördüğüm en yetenekli katilsin" dedi. Berrin gözlerini devirerek gülümserken Arslan içten bir şekilde gülümseyerek "haksız mıyım?"dedi. Berrin bakışlarını Arslana çevirdi. Kızların tembihlemesi aklında yankılanırken aşkını kabullenerek "seni seviyorum" dedi. Arslan şaşkınlıkla Berrine bakarken Berrin onun bu ifadesini aklına kaydetti. O kadar ani ve boşluğuna geldiği belliydi ki. Yüz ifadesi çok güzeldi. Berrin bu haline gülerken Arslan kendini toparlamış ve bir anda Berrini kendine çekerek sarılmıştı. Şaşırma sırası Berrindeydi. Bunu beklemediğinden direk Arslanın kucağına ilerlemiş ve ona sarılmasına izin vermişti. Arslan kollarını Berrine doladıktan sonra "bu ânı o kadar çok bekledim ki" dedi. Berrin ortama ayak uydurup kollarını Arslana sarıp başını omzuna koydu.
Bir müddet öyle durmalarının ardından Berrin ondan ayrılırken "kızlar beni bekliyor. Gitmem lazım" dedi. Arslanın kaşları çatılırken "bir kere de yanımda dur" diyerek sitem ederken Berrin bu haline karşı tebessüm ederek "sözüm olsun." dedi. Arslan tam o sırada Berrine karşı kaşlarını çatarak "o gülen yüzü kim çizdi?" Berrin gözlerini kısarken "hangi yüzü" dedi. Arslan Berrine kısık gözlerle bakarken Berrin ayaklanarak "geç kalıyorum" dedi. Arslan "bunu öğreneceğimi biliyorsun öyle değil mi? Saklaman yersiz" dedi. Berrin omuzlarını silkerken arkasını dönerek ilerledi. Arkasından Arslan gelirken elini beline attı. "Seni ben bırakayım" demesiyle Berrin hayır dese de Arslan ısrar etti. Arslan Berrini umursamadan gelen arabasına binerken Berrinin binmesini bekledi. Berrin gözlerini devirerek arabaya bindi. O sırada Arslan Berrinin kıyafetinde gözlerini gezdirdikten sonra gülümseyerek başını salladı. Berrin bu haline gülerken kafasını cama yasladı.
Berrini kafeye getiren Arslan kafenin ismini okudu. Berrin bu tavrına karşı "beğenemedin mi?" demesiyle Arslan gülerek "kendine has olduğu kesin. Çok mu düşündünüz?" Dedi. Berrin alayla gözlerini devirirken " aman ne komik" diyerek aşağı inmeye yeltendi. Arslan "komik değil Berrin. Ciddiyim" dedi. Berrin gözlerini Arslana çevirerek ciddiyetine baktı. Daha sonra "neyse görüşürüz" diyerek aşağı inerken Arslan onun kafeye girmesini bekleyerek yola koyuldu.
Aybars yanında olan Buseye karşı afallamıştı. Sonunda o beklediği an gelmiş sevdiği kız kollarının arasına girmişti. Ondan mutlusu yoktu. Buse Aybarstan ayrılıp ona bakarken "senin işin var mı?"dedi. Aybars kaşlarını çatarken "şu anda işimi düşünüyorsun" dedi. Buse sitem dolu sesine karşı "sonuçta habersiz geldim." demesiyle Aybars gözlerini kısarak "senden daha önemli bir şey yok Buse. Benden kaçmaya mı çalışıyorsun" Buse gülerek omzuna vurdu. "Hayır yeterince kaçtım" dedi ve Aybarsın koltuğuna doğru yol aldı. Aybars ayakta onu izlerken "farkındaydım. Aslında Berrini tebrik etmek lazım. Düşünsem aklıma gelmezdi roma." Buse koltuğa oturduğu gibi duyduğu sözlere karşı şaşkınlıkla Aybarsa bakarken "beni takip ettirmedin umarım" dedi.
Aybars omuzlarını silkerken Busenin karşısında ki koltuğa oturdu. Buse gözlerini kısıp Aybarsa baktıktan sonra "mafyaya girdiğimi öğrendin o zaman" dedi. Aybars duyduğu şeye karşı durakladı. Sevgilisi ne demişti!! Tekrar tekrar söylediği cümle aklında tekrarlanırken Buse bu duruma karşı afallayan Aybarsa baktı. Anlaşılan bundan haberi yoktu. Ve çok büyük bir pot kırdığını fark etti. Aybars kaşlarını çatarak Buseye bakarken "ve Berrin buna izin verdi? Öylemi" dedi. Buse derin bir nefes alarak "evet çünkü ben istedim" dedi. Aybars gözlerini kısarken sevgilisini anlamaya çalışıyordu. "Sen mafya olmayı oyun zannettin herhalde" dedi. Buse kaşlarını çatmaya başlarken "hayır Aybars her şeyin farkındayım. Ben senin nasıl lider olmanı olağan karşılayıp sorgulamadan kabul ettiysem sende öyle yap" dedi.
Aybars ne diyeceğini bilemez halde Buseye baktı. Öfkelenmesi bir yana o, Buseye zarar gelecek diye korkarken sevdiği en tehlikeli işe girmişti. Çıldırmamak elde değildi. Özellikle bu aralar kafayı yemiş biri olarak. Sabır dileyerek derin bir nefes aldı. "Bu iş tehlikeli Buse. Sana zarar gelebilir" dedi. Buse omuzlarını silkerken "dert ettiğin şey omu Aybars? Bunun farkındayım. Bunu risk alarak kabul ettim. Ben kararımdan mutluyum. Lütfen sevgilim, arkamda dur" dedi. Aybars elini sıkıntıyla saçından geçirirken ofladı. Gözlerini kapatıp öfkesini geçmesi adına bekledi. Bu arada Buse ona sevgilim mi demişti. Hayır! Hemen yumuşamamalıydı. Ama bu imkansızdı! Onu deli gibi özlediği hafta boyunca şimdi gelip onun böyle şeyler demesi Aybarsı derinden etkiliyordu. Kesinlikle yumuşamıştı. Gözlerini açarak Buseye baktı. Gözlerindeki sevgiyi gördü. Ve her şeyi oluruna bırakma kararı aldı. O sırada çalan telefonuna bakarken Buse de tebessüm ederek Aybarsa odaklandı. Aybars gözlerini Buseden ayırmayarak telefonu cevapladı.
*Abi roma'da öldürülen cinayet Berrinin altından çıkmış demiştim ya* Aybars sinirle evet derken karşıdaki devam etti.
*Onu yenge ve Selinay yapmış. Adamı öldüren yengeymiş* dedi. Aybars duydukları karşısında başından kaynar sular dökülmüş gibi öfkelenirken Buseye döndü. Buse herşeyden habersiz onun dosyalarını kurcalarken Aybars sinirle telefonu kapattı. Sevdiği kız gerçekten bu işe girmişti. Bir adam bile öldürmüştü üstelik. Bunu nasıl yapmıştı. O masum çocuk gibi olan şu anda dosyalarla oynayan kız nasıl olurda bir adam öldürmüştü! Aklı almıyordu. Bunu Berrin nasıl izin vermişti. Nasıl Buseye buna bulaştırmıştı. Buse ona bakan öfkeden koyulaşmış kahveleri görünce irkildi. Ters giden bir şeylerin olduğu aşikardı. İçeri kapıyı çalmadan Selinay girerken Aybars Selinaya döndü. İşte şimdi sınırım taştığı noktaydı. Her şey şimdi patlak veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kürkçü dükkanı
General FictionYeni bir şehre kız kardeşinin çağırmasıyla gelen buse yeni açılan cafe ve bar dükkanlarını döşeyerek onların başına geçer. Bar kısmına gelen mafya liderlerinden haberi olmayan buse yanlışlıkla birinin işine burnunu sokar ve olanlar olur. Kapak tasar...