Buse'den devamYorgunluktan bitmiş halde uçaktan indim. Yolculuğun insanı yorduğuna bir kez daha ikna olmuştum. Berrin üzerine aldığı ceketle Elif ile birlikte önden giderken ben Selinayla yorgun argın sürünerek ilerliyordum. Selinay hevesle etrafa bakıp bakıp "buralar ne kadar güzelmiş. Akşamı güzel olan sabahı nasıl olur tahmin edemiyorum" diyordu. Gülerek koluma girerken "sabah görmek için sabırsızlanıyorum" dedim. Gülerek ilerlerken Berrin önümüze yanaşan arabaya binerken kalkan kaşlarımla onu izledim. Bir insan ancak bu kadar havalı olurdu. Kesinlikle Berrinden altta kalamazdım. Havalı bir şekilde arabaya binerken "oo Berrin Hanım pek bir havalısınız" dedim. İmâmı anlayan Berrin gülerek arabanın aynasını düzeltirken "sen kendinin farkında değilsin Buse Kılıçarslan. Farkına varsan sen benden beter olursun" dedi Gülümseyerek. Göğsümü kabartarak başımı cama yasladım. Elim telefonuma giderken Aybarstan gelmeyen iyi geceler yazısıyla gözlerim doldu. Kalbim sıkışırken derin bir nefes aldım. Aldığım nefes kalbimi sıkıştırmış canımı yakmıştı. Onu affetmek o kadar istiyordum ki ama benden bunu saklaması çok koymuştu. Bilmiyorum belki de gurur yapıyordum ama... ama ondan vaz geçmemiştim. Ondan vaz geçemezdim.
Aptal!.. Kısa sürede beni kendine aşık etmişti. Dolu gözlerimi kapatıp kendime gelmeye çalışırken buraya gelme nedenimizi kendime hatırlattım. Burda eğlenip kafamı dağıtmak için gelmiştim. Aybarstan kaçmıştım. Ve şimdi Aybarsı düşünüp buraya gelmeme ihanet edemezdim. Gözlerimi hızla silerek kendime geldim. Duran arabaya karşı kapıyı açarken durduğumuz eve karşı şaşkınlıkla Berrine baktım. "Otelde kalmayacak mıyız?" Dedim. Berrin bana dönerken "kolay yem olmak istemiyoruz Buse. Burası en güvenli yer. Abimin evi" kaşlarım kalkarken Berrinin dediklerinde ciddi olduğunu gördüm. O baya baya gözleri önünde durduğumuzda yakalanmayacağımızı düşünüyordu. İnşallah her şey istediği gibi giderdi. En azından bir hafta sonra... Sonra duruma bakacaktık. Eve girerken aynı zamanda ortamı inceliyordum. Ev Türkiye'deki evimize kıyasla büyük olmasa da bizi idare ederdi. Berrin "yukarda 4 yatak odası ve 2 banyo var. Hadi dinlenelim" dedi. Onu başımla onaylarken hepimiz yukarı çıkmaya başladık. Girdiğim odaya baktığımda evin küçük olduğu kesinleşti. 4 oda olmasına rağmen odalar küçüktü. Ama bu umrumda değildi. Kendi evimizde kalıyorduk. Üstelik yurt dışında. Yani her şeye rağmen bu deneyimi yaşamak mükemmeldi. Kendimi yatağa atarken hızla gözlerimi kapatarak uykuya daldım.
Sabah uykumu güzel almış esneyerek kendimi ayıltmaya çalışırken odamı gündüz gözüyle inceledim. Çok güzel ve zarif döşenmişti. Sade renklerle boyalı oda beyaz komidin ve dolapla uyum sağlıyordu. Gülümseyerek ayağa kalkarken özgür olduğumu yeni fark etmiştim. Üzerimde müthiş bir mutluluk vardı. Aşağı inerken artarda çalan kapıyla duraksadım. Kızlar salondan çıkıp yanıma gelirken korkuyla Berrine baktım. "Bu kadarda hızlı olamaz herhalde" dedim. Berrin kaşlarını çatarken "saçmalama" demiş ve kapıya ilerlemişti. Arkasında tek sıra oluşturup kapıya bakarken Berrin kapıyı açtı. Kapıyı açmamızla gelen sese odaklandım. " Bu kadar erken geleceğini tahmin etmemiştim. Arabanı görü...." Kız kapıda duran ve aval aval ona bakan Berrine karşı duraksarken Berrin sorgular bir şekilde "pardon kime bakmıştınız?" dedi. Tabi ki de kız türkçe konuşuyordu. İşin garip yanı da buydu. Ama çok güzel türkçe konuştuğunu söylemem lazımdı.
Kız bize bakarken "şey ben özür dilerim. Eee... Ben Bartu geldi sanmıştım. Üzgünüm" arkasına dönüp giderken kapıya atlayıp "pardon. Siz kimsiniz? Ve sormam da sakınca yoksa abimle nerden tanışıyorsunuz?" Kız bana dönerken "abi mi??" dedi. Başımla onaylarken "evet" diyerek kıza elimi uzattım ve ekledim "ben Buse buda Berrin. İkimizde Bartunun kardeşiyiz" dedim. Kız ikimiz de gözlerini gezdirdikten sonra "şey ben... ben afedersiniz. Sizi tanıyamadım. Ben Rüya" elini sıkarken gülümseyerek "biz de kahvaltı edecektik gelmez misin?" Dedim. Rüya bize sorgular bir şekilde baksa da kabul ederek bizimle eve girdi. Eve girmemizle Elif ve Selinayı da hızla tanıştırdım. Berrin kolumu tutup beni kenara çekerken ona baktım. "Ne yapıyorsun?" Berrin çatık kaşlarıyla bana bakarken "tanımadığımız birini eve davet etmek de ne Buse? "Dedi. Gülümseyerek "abimden bahsediyoruz Berrin. Belli ki bizden sakladığı sevdiği var. İzin ver de tanışalım" diyerek yanından ayrıldım. Arkamdan bizi öldürteceksin dediğini duysam da umursamamıştım.
Bizimkilerin yanına masaya otururken Rüyaya baktım. "Sanırım ben daha fazla dayanamayacağım. Abimle nerden tanışıyorsunuz?" Rüya bana dönerken gülümseyerek "şey Bartu benden bahsetmedi belli ki. "Dedi. Berrin gözlerini devirirken "bahsetseydi sormazdık herhalde" derken Berrini dürttüm. Berrin omuzlarını silkip salamdan ağzına attı. Rüya gerilerek bana bakarken gülümseyerek devam etmesini işaret ettim. "Aslında siz beni tanınmasınız da ben sizi tanıyorum. Yani görünüş olarak değil ama kişilik olarak Bartudan sizi biliyorum. "Dedi. Berrin ya diye imayla seslenip Elife döndü. Rüya pes etmeden devam ederken tüm dikkatimi ona verdim. "Aslında Berrin en çok seni tanıyorum. Bartuyu aradığında onunla dikleşip sinir ettiğini çok şahit oldum. "Dedi. Berrinin dikkatini çekerken merakla rüyaya baktı. "Gururlandım. Başka ne biliyorsun benim hakkımda?" dedi. Garip yüz ifademle ona bakarken "gerçekten abimi sinir ettiğin için gururlanıyor olamazsın" dedim.
Berrin kahkaha atarken Rüya gülerek "aslında Bartu ne kadar kabul etmese de o da bu durumu seviyor. Sanırım senin bu hallerini kabullendi" dedi. Rüyaya dönüp "peki ben? Benden bahsetti mi?" dedim merakla. Rüya bana dönerken tebessüm edip "evet. Senin hakkında prensesim diyerek bahsediyor. Seni gerçekten seviyor" dedi. Kasılarak Berrine dönerken "gör gör. Abim beni nasıl seviyor" dedim. Berrin gözlerini devirirken "aman sevgisi batsın. Lazım değil" dedi. Omzuna vurup "tövbe de" diyerek tenkin edip Rüyaya döndüm. "Sen bizi tanıyorsun belli ki Rüya. Şimdi bize kendini tanıtır mısın?"dedim.
Rüya utanarak bana baksa da gülümseyerek ona baktım. "Şey... Yani ben size kendimi nasıl tanıtacağım bilmiyorum. Biz... biz Bartuyla ne kadar zıt kutup olup bir birimizle çakışsakta sanırım ayrılamayan ikiliyiz" dedi. Selinay söze atlarken "yani sevgilisiniz!" Dedi. Rüya başıyla onaylarken Berrin "demek bu yüzden sürekli yurt dışına çıkmaya çalışıyordu. Bende bana iş yıkmaya çalışıyor sanıyordum" diyerek kahkaha attı. Ve Rüyaya dönerek "kusura bakma sırf bana iş kitlemesin diye sürekli onu zora sokup Türkiye'de kalmasını sağlıyordum." Dedi. Rüya şaşkınlıkla Berrine bakarken "demek onu sen yapıyordun. Bartu bu kumpasları kim yapıyor diye sürekli düşünürken kafayı yiyordu" dedi. Berrin "üzgünüm bilmiyordum" dedi. Elif çalan telefonuna karşı kulağına götürüp ardından Berrine uzattı.
Berrin kaşlarını çatarken telefonu alarak ayaklandı. Bakışlarım Rüyaya kayarken Selinay boş boğazlılık edip "peki Bartunun mesleğini biliyor musun?"dedi. Rüya bana dönerken Selinaya gözlerimi pörtletip kızarken Rüya "evet. Bartunun yurt dışında ki kaynağı benim" dedi. Şaşkınlıkla Rüyaya dönerken "nasıl yani?"dedim. Rüya tebessüm ederken "zaten Bartuyla bu şekilde tanıştık. Bende bu işlerdeyim" dedi. Selinay boğazına kaçan suyu üzerime püskürtürken ağzıma gelen midemi zor tutarak sinirle Selinaya baktım. Selinay "bu ne arkadaş. Sağımız solumuz mafya "dedi. Yüzüme ve üzerime gelen suları gösterirken "ve sen buna takıldın öylemi? Benim üzerime bak" dedim. Selinay kahkaha atarken sinirle bardağımdaki suyu ona fırlattım. Selinay baştan aşağı gelen suyla irkilirken nefesini tuttu. Rüyaya dönüp "kusura bakma arkadaş çocuklaştı" dememle yüzüme gelen başka suyla Selinaya döndüm. Anlaşılan burda su savaşı çıkacaktı. Rüya gülerek bana bakarken "gerçekten Bartunun dediği gibi samimi ve bir o kadar güzelsin" dedi. Utançla kızarırken teşekkür edip "şimdi iznini isteyip en çirkin halimi arkadaşa göstermek istiyorum" diyerek ayaklandım. Selinay hızla sandalyeden kalkmaya çalışıp yere yapışırken sesli bir küfür savurdu. Kahkaha atıp ayağa kalkmasına izin verip peşinden koşmaya başladım. Asla onun peşini bırakmazdım. Ben Selinayın peşinden salondan çıkarken Berrin ve Elifte salona giriyordu. Bu halime alışkın olan Berrin durumu yadırgamamıştı bile. Çok ayıptı doğrusu. Ben her zaman böyle şeyler yapmıyordum. Yani... En azından her yerde.
![](https://img.wattpad.com/cover/234713972-288-k84647.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kürkçü dükkanı
General FictionYeni bir şehre kız kardeşinin çağırmasıyla gelen buse yeni açılan cafe ve bar dükkanlarını döşeyerek onların başına geçer. Bar kısmına gelen mafya liderlerinden haberi olmayan buse yanlışlıkla birinin işine burnunu sokar ve olanlar olur. Kapak tasar...