39. BÖLÜM

657 37 1
                                    

Nefes nefese kalmış bir şekilde yatağa uzanırken Selinay yerde boylu boyunca yatmış vaziyette söyleniyordu. "Ne vardı bu kadar koşmasaydık?" Omuzlarımı silkerek karşılık verdim. "İyi ya spor yapmış olduk" dedim. Yatakta dikleşip ona bakarken oda oturur vaziyette geldi. Çok geçmeden kapımız açılırken girene baktım. Berrin içeri oldukça şık giyimiyle girerken kaşlarımı kaldırdım. Berrin Selinaya baktıktan sonra gözlerini bana döndürüp "Rüya gitti. Biz de gezmeye çıkmayı düşünüyoruz. O yüzden hemen hazırlansanız iyi olur" diyerek odadan çıkarken hemen yatakta doğruldum. Odada bulunan gardılobuma geçerken Selinayda ayaklanıp odadan çıktı. Havanın güzel olmasından yararlanıp en sevdiğim kıyafetimi çıkardım. Dizlerimin üzerinde olan, beyaz üzerinde kırmızı çiçekleri bulunan elbisemi çıkartırken beyaz ve kırmızı karışımı kemeri de çıkartıp yatağa bıraktım. Ardından ayakkabı olarakta beyaz uzun botlarımı çıkartıp meydana bırakırken banyoya girdim. Hızlı bir duş alıp banyodan çıkar çıkmaz üzerimi giyinerek uzamaya başlayan saçlarını fön çekip uçlarını kıvırıp serbest bırakarak hızlı bir makyaj yaptım. Kırmızı ruj sürüp gözlerime rimel ve eyeliner eksik bırakmayarak makyaj yaptıktan sonra hazırdım. Odamdan çıkmadan aldığım beyaz çantamı omzuma takarken aşağı indim. Kızlar hazırlanmış aşağıda muhabbet ederken yanlarında yerimi alarak dışarı çıktım. Heyecanlıydım. Sonuçta bilmediğim bir ülkeyi keşfetmek üzereydim.

Gianicolo tepesine gelmiş müthiş manzaranın keyfini çıkartıyorduk. Güneş kendini saklayıp ortadan kaybolmaya başlayınca gecelere akıp eğlenebileceğimiz mekana gitmek için ayaklandık. Üzerimde hissettiğim o huzur eşliğinde yürürken arabaya bindim. Bu anı yaşamak gerçekten eşsiz bir deneyimdi.

Geldiğimiz mekana göz gezdirirken mekânın güzelliğine mi yoksa ortamın eğlencesine mi kapılsam bilemezken kızlara baktım. Selinayda benim gibi nutku tutulmuş gibi etrafta bakıyordu. Üstüme çeki düzen verirken Berrin giydiği şık elbisesiyle ayaklandı. Gözlerim üzerinde gezerken giyindiği diz üstü siyah göğüs dekolteli elbiseye baktım. Kırmızı bir kemer geçirdiği beli ince ve güzel gözüküyordu. Her defasında fiziğini belli etmeye başarıyordu. Elini uzatırken aval aval eline ardından ona baktım. Gözlerini devirirken "dans etmeye" dediğinde gülerek ona baktım "senin Arslan kıskanmasın?" Dediğimde sesli ve pürüzsüz kahkahasını ortaya koyarken " onu Türkiye ye döndüğümde düşünürüm. Hadi kalk" uzattığı elini tutarken onunla beraber ortaya geçtim. Kendimi müziğe kaptırmış dans etmeye odaklanmışken Berrinin "artık her şeyi biliyorsun Buse. Sana seçim hakkı sunacağım. Bunu abim sunmaz. İyi düşün akıllıca bir karar ver" dedi. Ciddi ses tonuna karşı dikkatle ona dönerken "ne seçimi?" dedim. Berrin gözlerini gözlerime kenetlerken " mafyaya girmeyi düşünüyor musun yoksa kendi yolundan mı devam edeceksin. Buna karar ver." Kaşlarım kalkarken "seçim hakkımın olacağını hiç düşünmemiştim" dedim. Berrin gülümseyerek başını eğerek "benim seçim hakkım olmadı Buse. Pişman mıyım diye sorarsan? Hayır. Aksine şu an bulunduğum konumdan mutluyum ama senin hayatın bunun üzerine kurulu değil. Sen okudun. İç mimarsın. Mafyaya bulaşmak zorunda değilsin." Dedi.

Dedikleri beynimde tekrar tekrar yankılanırken ona baktım. "Berrin ben sizden ayrılamam. Hem yeterince bunu tek başına üstlendin. Bırak artık sana yardımcı olayım." Berrin elimi tutarken "hemen karar verme Buse. Bu çok önemli. Önce düşün. Kendi yoluna seçtiğinde bizden ayrılmayacaksın. Ama mafyayı seçtiğin zamanda ayrılmaya kalkamazsın" dedi. Dikleşip ona baktım. Emin bir şekilde nefes alırken "ben kararımdan eminim ve bunu kimse değiştiremez Berrin. Başta ben olmak üzere. Bende senin gibi olucam. Bu durum Tehlikeli biliyorum ama en azından korkusuz ve durdurulmaz olucam" dedim. Berrin bana sarılırken " o zaman yarın asıl eğitimin başlıyor. Hazır mısın?" Bana sarılmasına karşılık verirken " her şeye hazırım. " Dedim. Daha sonra birbirimizden ayrılıp dans etmeye başladık. Yanımıza gelen Elif ve Selinay bize eşlik ederken kahkaha ve bol eğlenceli bir şekilde akşamımızı geçirdik.

Sabah yorgun bir şekilde uyanmaya çalışırken kapımın çalmasına karşı gir diyerek seslendim. İçeri hali hazır bir şekilde giren Berrine bakarken "ilk eğitimin başlıyor. Hazırlan" dedi. Heyecanla yerimden fırlarken tamam diyerek gardılobuma geçtim. Hızla birkaç parça kıyafet alıp üzerime geçirirken odamdan çıktım. Aşağı inerken beni aşağıda hazır bekleyen Elif Selinay ve Berrine baktım. Berrin beni süzdükten sonra hadi bakalım diyerek evden çıktı. Gergin bir şekilde Selinayın koluna girerken Selinaya "sende mi mafyayı seçtin" dedim. Bana bakıp dikleşirken "abimlere kendimi kanıtlama fırsatını geri tepemezdim" dedi. Gülerek ona sarılırken "iyi ki yanımdasın" dedim. Bana sarılırken "sende Buse "dedi. Arabadan bize söylenen Berrine karşı ayrılıp kahkaha atarak arabaya bindik.

Çok geçmeden Berrinin bizi getirdiği yere baktım. Issız bir yerde bulunan binaya boş arazide bulunan tek şeydi. Oldukça eski dokunsam dökülecek gibi dursa da Berrin arabayı park edip inmemizi beklerken gergin olsam da derin bir nefes alıp aşağı indim. Berrinin arkasından binaya girerken hemen binanın için de bize hazırlanan alana baktım. Birçok silah aleti barındıran masaya göz gezdirirken Berrin masanın önüne geçip "hangisini kullanacağınıza karar verin" dedi. Bir adım atıp masaya yaklaşırken elimi hepsinde gezdirdim. Elime aldığım silahı Berrine gösterirken Berrin gülerek iyi tercih dedi. Daha sonra elimdeki silahı alıp "zigana px-9. Oldukça hafif gövdesi ve dağılım performansı oldukça iyidir." Dedi. Gülümseyerek silahımı alırken "zevkliyimdir " dedim. Ama gözlerim diğer büyük silahlarda gezerken Berrin gülerek "önemli operasyon olursa onları kullanırsın" dedi. Başımla onaylayıp Selinaya döndüm.

Berrin Selinayın seçtiği silahı alıp gösterirken "TP9 SF. Bu da güzel tercih. Özelliklerinden dolayı özel kuvvetler bunu kullanıyor" dedi. Selinay bana bakıp gülümserken ona gülüp omuz attım. Bu işe girdiğimize hala inanamıyordum. Berrin benim seçtiğim silahtan iki tane verip mermilerini masaya koydu. Aynı şeyi Selinaya yaparken Berrin masaya telefonunu koydu ve Daha sonra eline bir tane silah alıp onu parçalara ayırdı. Ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışırken bize dönüp "silahın nasıl birleştirmeniz gerektiğini göstereceğim ve bunu zamana karşı yapacaksınız" dedi. Selinayla kısa bir bakışmanın ardından derin bir nefes alırken Berrinin yaptığı hareketleri dikkatle izledim Berrin birleştiği silahı masaya koyup telefonunu eline aldı. "Başlayın" demesiyle ellerim silaha gitti. Parçaladığı silahı birleştirmeye çalıştım. Ellerim titrerken derin bir nefes alıp kendimi toparlayarak hızla olayı devralıp silahı birleştirdim. Benimle beraber silahı birleştiren Selinayla Berrin bize baktı. "Daha hızlı olacaksınız. Yoksa şimdiye on kere vurulduydunuz." Dedi. Dikleşip Berrine baktım. "Bir daha Berrin" dedim. Berrin azmime karşı gülümseyerek bana baktı. Elif silahlarımızı parçalara ayırırken Berrin "başlayın" dedi. Ellerim hızla silaha gidip toparlamaya başladım.

Saat 12 ye gelirken sonunda silah toplama işinde ustalaşmıştım. Önce beş dakikamı alan silah toplama şimdi sadece 15 saniyemi alıyordu. Ve bununla gurur duyuyordum. Berrin bile sonunda gülümsemeye başlamıştı. "İlk gün için gayet iyi bence" dedim gülerek. Berrin idare eder derken Selinay silahı masaya bırakıp "eğlenceliymiş bu" dedi. Elif "daha keşfetmediğiniz niceleri var" derken gülümsedim. Berrinin arkasından ilerlerken arabaya bindim. Berrin arabayı çalıştırırken rahat bir şekilde arabaya kuruldum. Berrin ciddiyetle arabayı sürmeye başlarken "yarın da atış dersi yaparız" dedi. Heyecanla tamam derken mutlulukla başımı cama yasladım. Artık bende berrin gibi korkusuz olabilirdim. 

kürkçü dükkanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin