18. BÖLÜM

2.1K 74 5
                                    

Yorgunluktan bitmiş bir halde cafeden eve geldim. Dünün yorgunluğu artı birde bugün yeterince fazla gelmişti. Hızla kıyafetlerimi değiştirip yatağa girerek uykuya dalmak için gözlerimi kapattım.

Sabah oldukça rahat bir şekilde uyumuş ve uykumu tam almış bir şekilde uyanmama karşı şaşırsam da bugünün hafta sonu olduğunu fark ettim. Heyecanla ayağa kalkıp o giyemediğim kot elbiseyi üzerine geçirdim. Bugün kızlarla beraber avmye gider film falan izlerdik. Gün geçerdi. Hem Mirza abide vardı aybars bana karışamazdı. Kıyafetimi giyip hızla aşağı indim. Bizimkilerin yavaş yavaş aşağı inmesiyle gülümsedim. Berrin bugün beni şaşırtan bir şekilde günlük giyinmişti. Üzerine giydiği buz mavisi straplez crop altına yüksek bel kot pantolon giymişti.

Saçlarını tepeden sıkı bir şekilde toplayıp at kuyruğu yaparak köprücük kemiklerini dikkat çekmişti. Bende banyoya hızlı girip saçımı at kuyruğu yaparak köprücük kemiğimi belli ettim. Asla kıskanmamıştım. Ne alakaydı canım! Berrin oldukça dalgın bir şekilde masaya oturmuş kahvaltı ederken iki kere seslenmemin ardından sonunda beni duyup cevap verdi. Efendim derken şaşkınlıkla sen iyimisin dedim. Evet dalmışım diyerek ağzına salatalık atıp bana baktı. "Bugün AVM'ye gidek. Film izler takılırız hep beraber ne dersin?" Dudağına Gülümseme yerleştirip olur dedi. Gülerek önüme döndüm. Aşağı muhabbet ederek gelen selinay ve elif masaya otururken eve gelmiş olduğunu unuttuğum abim de masaya oturdu.

Beraber Muhabbet edip hangi filmi izleme hakkında tartışırken kahvaltımızı etmiş masadan kalkmıştık. Evden çıkmak için hazırlanırken kapının çalmasıyla duraksadık.

Berrin kapıyı açmaya giderken bende üstüme çeki düzen verip ayakkabıma baktım. Kafamı kaldırdığım da içeri giren Mirza abi ve aybarsı görmemle durdum. Bunun burda ne işi vardı. Vücudum korkuyla gerilirken bir daha aynı şeyi yaşamak istemediğimden gerilerek ona bakıyordum. Aybars üzerime bakarken kaşları çatılsa da sesini çıkartmamıştı. Bu beni şaşırtasa da umursamadım. Mirza, abime dönüp"işiniz mi var? Yanlış zamanda mı geldik"dedi. Gözleri berrinin üzerinde gezerken abim sorusuna cevap verdi. " Hayır kızlarla beraber film izlemeye gideceğiz. "Dedi aybars direk lafa atlarken gözümü berrinden ayırmayan mirza abiden ayırıp ona baktım.

"Tamam biz de gelelim o zaman"dedi. Hızla berrine ardından abime dönerken selinay da Mirza ya bakıyordu. Mirza rahat tavırlarıyla"evet bartu sıkıntı olmazsa bizde gelelim"dedi. Selinay ile beraber yıkılmış vaziyette başımızı eğerken abim hızla kabul etmişti. Berrin elifle beraber yanımıza geldi. Elif "işin garip yanı bizimle beraber bartunun geleceğinden yeni haberim oldu"dedi. Berrin gözlerini devirirken" ne bekliyorsunuz ki erkek milleti kendini dahil etmeden duramaz"diyerek çantasını aldı. Peşinden kızlarla ilerlemeye başlamıştık. Selinay ve elifin ortasına girmiş aybarsın bana erişim engelini uzatıyordum. Dışarda park halinde duran Ferrari ile şok yaşamıştım. Arabaya hayran hayran bakarken berrine bende istiyorum dedim. Berrin az ye al derken koluna vurdum. Gülerek abime yanaş o alır dedi. Mantıklıydı. Ama kendi emeğimle almayı tercih ederdim.

Şuanda micram bana yetiyordu. Berrin garaja doğru ilerlerken kızlarla onu bekliyorduk. O sırada evden çıkan erkekler yanımıza geliyordu. Aybars elinde telefonla konuşurken gözlerim üzerinde dolandı. Allahım bir insan nasıl bu kadar yakışıklı olup diktatör pis malukat olurdu. Anlayamıyordum. Bir yerden alıp bir yerden veriyordu işte. Yanımıza arabayla yanaşan berrine baktım. Garajdan çıkan yeni araba şaşırmama sebep oldu. Onun Arabası daha farklıydı. Bunu ne ara almıştı. Araba aşırı derecede hoşuma gittiğinden gözlerimi yalvarır moda getirirken ben süreyim mi dedim. Berrin gözlerini kısıp bana bakarken anahtarı elime atıp dönüş yolunda alırım dedi .

Hemen izin vermesine şaşırırken mutlulukla tamam diyerek şoför koltuğuna geçtim. Her zaman dirft atıcağım arabam olsun istemiştim ve bu araba paha biçilemez bir kaftan olmuştu. Selinay yanıma otururken ona bakıp kemerini tak dedim. Selinay hızla kemere yapışıp korkuyla ne yapacaksın lan. Korkutma beni diyerek kemeri takıyordu. Berrin kafasını uzatıp arabamı çizersen hayatını çizerim diyerek tehtid ederken hain gülümsememi dudağıma yerleştirip arabayı çalıştırdım. Evimizin büyük bahçesi hevesimi almak için ideal bir noktaydı. Arabayı olduğu yerde tutup lastiklerin izini çıkartırken bir anda etrafta dönmeye başladım. Arabanın etrafından dumanlar çıkarken selinay kusucam diyerek bağırıyordu. Arabayı aynı konumuna getirip şaşkınlıkla bize bakan erkeklere dönerek abime göz kırptım ve aynısından istiyorum diyerek bahçeden çıktım. Abimin giderken ki gurur ifadesi hoşuma gitmemiş değildi.

Arabayı AVM'nin otoparkına park edip arabadan indim. Anahtarı berrine verirken selinayın koluna girip önden ilerlemeye başladım. İlk durak sinema salonu olup güzel bir filmden bilet alıcak sonra kafede oturup bir şeyler içecektik. Sinema salonuna gelmiş filmlere bakarken kararsız bir şekilde berrinlere döndüm. Berrin de benim gibi filmlere kararsız bakarken bir anda çıkan fragmanla bana döndü.

Merakla fragmana döndüğümde sevdiği oyuncu olan jason Statham ile gözlerimi devirdim. Hayat felsefesi o adam gibi suikastçi olmak olduğunu söyleyebilirdim. Kararı vermiş olmasına karşı hobbs and shaw filmin biletini alırken arkamdan gelen aybarsın sesiyle istemeye istemeye onlara da bilet alıp arkamı döndüm. Mirza hangi filmden aldığımızı sorarken berrinin dudağı kıvrılmış zevkle"hobbs and shaw " dedi. Abim gözlerini devirip" hani şu sürekli bana bahsettiğin ve çıktığı gibi izlemek istediğin film mi?" Dedi. Berrin umursamaz bir şekilde evet ama bu kadar da abartma dedi. Bu kızın ani ruh değişikliği insanı bezdirirdi. Mirza nın sürekli olarak berrine bakmasına karşılık bunların arasındaki gerilimi anlamam uzun sürmedi.

Aşk sevgi veya hayran bir bakış değildi. Sanki berrini anlamaya çalışır gibiydi. Hiç uğraşma mirza, Berrini daha ben anlayamamıştım sen nasıl anlayacaksın. Kendi düşünceme gülümserken ne ara dibime geldiğini fark etmediğim aybarsın sesiyle irkildim. "Delirmeye başladın herhalde. Kendi kendine gülümsüyorsun" gözlerimi devirirken ondan uzaklaşıp berrinin koluna girerek "hadi cafeye gidelim. Buranın havası kaçtı"dedim aybarsa bakarken.

Aybars alayla kaşlarını kaldırıp bana baktı. Onu umursamadan berrinin yönlendirmesiyle arkamı dönüp ilerledim. Fırsattan istifade berrine mirzaya kendini nasıl tanıttıysan yazık adam seni çözmeye çalışıyor. Dedim. Berrin başını bana çevirip gülerken "sence bu umrumda mı "dedi. Kahkaha atmaya başlarken ne zaman oldu ki dedim. Oda gülüyordu. Arkamızdan gelen elif ve selinay bizsiz neye bu kadar gülüyorsunuz derken gülerek selinayın koluna girdim. Önemli bir şey değil canım. Bu arada aybars kıyafetim hakkında bir şey dedimi. Selinay bana dönüp gülerken arada sana bakıp sabır çektiğini duydum ama sanırım bu elbise yüzünden küsmüş olmanıza karşın ağırdan alıyor. Yaniii rahatsın yüzüme yayılan gülümsemeyle o zaman bende ağırdan alayım da biraz rahata kavuşayım dedim. Selinay gülerken sen ne fenasın be kardeşim. Dedi. Gülerek öyleyimdir diyerek geldiğimiz cafeye girdik. Evet bugünü başarıyla atlatıp aybarsla dalaşmazsam kendimi şanslı sayardım.

kürkçü dükkanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin