56. BÖLÜM

501 26 2
                                    

Ameliyat oldukça uzun sürmüştü. Saat akşam ona gelirken ameliyathanenin kapısı ağır bir şekilde açıldı. Hastane koridorlarına dağılmış olan gurup doktoru görmesiyle oraya toplanırken Aybars korkuyla Buseyi sordu. Cevabı ne kadar merak etse de bir o kadar cevaptan korkuyordu. Doktor başını kaldırıp gözlerimi grupta gezdirdi. Derin bir nefes aldıktan sonra "Buse Hanımın ameliyatı beklediğimizden daha tehlikeli geçti. Ama ameliyat başarılı oldu. Buse Hanımın beyninden bütün halinde tümörü alabildik. Kendisinin durumu iyi. Bir aksilik çıkmazsa normal odaya hemen alabiliriz" dedi. Herkesten oh sesi yükselirken Aybars mutlulukla gülümseyerek yere çöktü. Kurtulmuştu. Sevdiği kız bu beladan da kurtulmayı başarabilmişti. Yüzündeki mutluluk ifadesi kayda değerdi.

Berrin haberi duyduğu gibi gülümserken gözünden akan yaşlar bu sefer mutlulukla yanağından süzüldü. Hızla Arslana sarılırken "kurtuldu. Kurtuldu" dedi. Arslan kollarını gülümseyerek ona dolarken "o da senin gibi inatçı demek ki "dedi Berrin gülerek omzuna vururken Selinay ve Elif habere çok sevinmişti. Bartu hastanenin bahçesinden geldiğinde yüzü gülen gruba karşı "bir haber mi var "dedi. Berrin başını sallarken abisine koşarak sarıldı. "Buse iyimiş. Ameliyat başarılı geçmiş" dedi. Bartu Allah'a şükrederek Berrine sarıldı. Bundan iyi haber olabilir miydi.? Ameliyathanenin kapısı yeniden açılırken içeriden sedyeyle Buse çıktı. Herkes başına toplanırken Buseye baktılar. Kafasının üzerine bandajla kapatmışlar yüzü gözü şişmiş haldeydi. Ama iyiydi ve yaşıyordu. Hemşireler onu normal odasına alırken yavaş bir şekilde oda doldu. Hemşire Berrine bakarak " hala uyuşturcunun etkisinde. Kendine yarın gelir. Oldukça aç olacaktır." Dedi. Berrin başıyla onaylarken "biz hallederiz sağolun" dedi. Hemşire tebessüm ederek odadan çıktı. Berrin gruba dönerken oldukça ciddi bir ifadeyle "hasta ziyaretinin kısası makbul. Buse iyi. Sıra bizde. Herkes oldukça yorgun. Gidin dinlenin. Ben burdayım" dedi. Aybars araya girerken "ben gitmem "dedi. Berrin usulca ona döndü. "Burda tek kişi yatabilir Aybars. Buse bu sefer seni yanına alamaz. Yarın erkenden gelirsin. Biraz dinlen" dedi. Aybars tam itiraz edecekken Berrin "Aybars lütfen. Zorluk çıkartma. Yarın erkenden gel" dedi. Aybars sinirlense de söylenerek odadan çıktı. Arslan Berrinin alnından öperek "bende yarın gelirim. Bu gereksiz kıskanır şimdi burda kalırsam." demiş ve eğlenen yüz ifadesiyle odadan çıkmıştı. Berrin geri kalanla vedalaşıp hepsini uğurladıktan sonra kanepeye uzandı.

Sabah erkenden hemşirenin odaya girmesiyle uyanan Berrin uyku sersemi bir şekilde etrafa baktı. Hemşire biten serumu değiştirip Busenin içmesi gereken hapları masaya bırakırken tansiyonu kalp atışlarını kontrol ederek Berrine döndü. "Her şey yolunda görünüyor. Bir sıkıntı olursa seslenmeniz yeterli" dedi. Berrin teşekkür ederken ayağa kalktı. Odada bulunan lavaboya girerek elini yüzünü yıkadı. Kendine aynadan baktığında yüzünün ağlamaktan şiştiğini gördü. Gözleri uykusuzluktan morarmaya başlamıştı. Bitmiş halde olduğu aşikardı ama ondan kötü durumda bulunan Buse varken bunu düşünme olasılığının saçma olmasına karşı kendine kızdı. Odadan çıkarken gözlerini yeni açan Buseye baktı. Buse afallamış halde etrafa bakarken Berrin hızla yanına gitti. Buse Berrine dönerken dikleşmeye çalıştı. Berrin ona yardım edip yatakta oturur hale geçmesini sağladı. Nasıl olduğunu sorarken Buse gülümsemeye çalıştı. "İyiyim Berrin. Yaşıyorum ve karşındayım" dedi. Hala olayın şokundaydı. Berrin tebessüm ederken kapı açıldı. Aybars elinde çiçek ve yemekle girerken Berrin Aybarsa yer açtı. Aybars Busenin uyandığını gördüğü gibi yanına gitti. Çiçeği alıp Busenin yanına koyan Berrin ikiliyi yalnız bırakmak için odadan çıktı. Aybars Buse için yemek almıştı. Bu yüzden gönül rahatlığıyla dışarı çıkabilirdi. Hastanenin çıkışına yöneldiğinde siyahlara bürünmüş Arslanı gördü. Arslan Arabasının kapısını kapatırken ona yaklaşan Berrine baktı. Arslan başını kaldırıp tebessüm ederken "bende yanına geliyordum. Aç mısın?" dedi. Berrin başını sallarken Arslan yeniden arabaya binerek Berrinin de oturmasını bekledi.

Aybars kollarının arasında olan Buseye sıkıca sarılırken "seni seviyorum ufaklık" dedi. Buse gözlerinden akan yaşını umursamadan "bende seni "dedi.

Aybars buseden ayrılırken masaya bıraktığı kahvaltıyı alıp Buseye uzattı. Buse kocaman gülümseme sunarken teşekkür etti. İştahlı kahvaltı yapan Buse arada Aybarsa bakıp sende ye diye uzatsa da her defasında Aybars nazik bir şekilde reddetmiş ve sen ye demişti. Buse bitirdiği kahvaltıyı masasına bırakırken Aybarsın uzattığı haplarını içti. Kapı usulca çalındığında Buse oraya yöneldi. İçeri giren Bartu elinde tuttuğu çiçekle içeri geçerken "nasılsın prenses" dedi. Buse tebessüm ederken "daha iyiyim abi. Teşekkür ederim" dedi. Çiçeğe bakarak. Bartu çiçeğini diğer çiçeğin yanına koyarken Buse Rüyayı sordu. Bartu duraksarken ona bakan sorgu dolu bakışlı kardeşine karşı "iyi. Senden önce onun yanındaydım. Selam söyledi." Buse tebessüm ederek başını salladı. Her şey üst üste geldiğinden onu Berrine söylemeyi unutmuştu. Rüyanın ne kadar pişman olduğunu kendisi gördüğü için Berrine söyleyip aralarını düzeltecekti. Ama her şey umduğu gibi gitmemişti. İşin içinde olmayan tümörü çıkınca her şey Yalan olmuştu.

Bartu cebinden çıkarttığı kutuyu Buseye uzattı. Busenin yüzü aydınlanırken merakla kutuya baktı. Bartu tebessüm ederek kutuyu eline bıraktı. Buse hızla kutuyu açarken içinde bulunan kolyeyi eline aldı. Prenses şeklinde olan kolyenin yanlarında ay yıldız Satürn gibi bazı gezegenlerle süslenmişti. Oldukça şık ve zarif duran kolye karşısında nutku tutulurken kolyeyi Aybarsa gösterdi. Kolye kutusunda yüzde yüz elmas yazıyordu. Abisine baktı. Buna bu kadar para harcadığını inanamadı. Ama çokta mutlu olmuştu. Buse yeniden teşekkür etti ve Aybarsa bakarak takar mısın? dedi. Aybars kolyeyi eline alırken Busenin zarif boynuna kolyeyi taktı. Buse boynundaki kolyeye bakarak gözleri dolu şekilde abisine baktı. Çok güzel bir hediye abi. Çok teşekkür ederim dedi. Bartunun gözleri dolarken ağlama beni de ağlatma dedi. Buse kıkırdayarak gülümsedi. Kapı usulca çalarken bu sefer içeri Yamaç ile Selinay girdi. Selinayın elinde kocaman çiçek ve büyük bir karpostal duruyordu. Buse gülümseyerek Selinaya bakarken Selinay çiçeğini diğerlerinin yanına bıraktı ve gülümseyerek "kimler uyanmış kimler. Sonunda sizin gül cemalinizi gördük." Dedi. Buse gülerken Selinayda gülümseyerek elindeki karpostalı Buseye uzattı. Buse karpostalı açarken içinde gördüğü kendisinin cinayetinde yaptığı gülen yüzden başka bir şey dediğildi. Buse kahkaha atarken Selinay "unutamayacağımız güzel bir anı. Nasipse bir dahakine benimkinin resmini çekeriz" dedi. Buse inşallah derken Aybars saçmalama Selinay. Konu bu mu? dedi. Buse gülerek Aybarsa sarılırken Aybars beni böyle yumuşatmaktan vazgeç diyerek sitem etti. 

kürkçü dükkanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin