6.BÖLÜM

54 7 0
                                    


Merhabalar. Nasılsınız?

Keyifli okumalar diliyorum.

Bölüm ve gidişat hakkındaki fikirlerinizi bırakırsanız sevinirim.

🖌

Neydi mucize dediğimiz bu şey? Gerçekleşmesi imkansız şeyler mi? O zaman mucizeleri yaşayamazdık ki. Belki de yaşamıyoruz. Kendimizi onların mucize olduğuna inandırıyoruz. Nasıl ayırt edecektim mucizeleri? Yaşadığıma inandığım mucize beni korkutuyorsa ne yapmalıydım? Vazgeçip yoluma devam mı etmeliydim yoksa korkumu yenmeli miydim?

 Aradığım sorulara benden başka cevap verebilecek kimse yoktu sanırım. Bende bilmiyordum ama cevabı. Ne yaparsam yanlış yapacakmışım gibiydi. Mucizeler kavranması güç şeyler. Mucize olarak adlandırılan bu olaydan o gün ki gibi kaçmam yararıma gibi görünüyordu. Ama kaçtıkça beni kovaladığını tüm benliğimle iliklerime kadar hissediyordum. En kısa zamanda yüzleşmeliydim belki de.
 

Kafenin önüne gelince kendimi toparlamaya çalıştım. İçerideki dört insan yürüyüşümden bile bir sorun olup olmadığını anlayabilecek kadar iyi tanıyorlardı beni. Hayatımda birkaç defa gördüğüm birinin kafamı karıştırmasına izin vermemeliydim. Acilen kendime gelmeliydim.

Kafeden içeri girer girmez kucağıma atılan menüyle kalakaldım.

“Ne yapıyorsun Efsun?”

“Seninkinin oturduğu masada müşteri var Bade ilgileniver.”

“Nereden benimki oluyor be o?”

“Bade hadi canım kalabalık zaten.”

Haklı olduğu için sustum. Sadece karşımdaki haklıysa susardım. Yoksa her şeye ve herkese verebileceğim bir cevabım tabi ki vardı. Kendimi savunmayı biliyordum.

Çantamı kenara koyup masaya ilerledim. İki adam hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Kim bilir ne olmuştu? Hep bir tartışma içindeydik. İnsanoğlu olarak konuşmayı bilmiyorduk.

Yanlarına gelince hafifçe boğazımı temizledim. Tartışmayı kesip bana döndüklerinde menüleri önlerine koydum. Hafifçe gülümseyip ağzımı araladım.

“Hoş geldiniz.”

Biri kafasıyla beni onaylarken diğeri “Hoş bulduk” dedi.

Onlardan menüye bakmaları için biraz uzaklaştım. Bir dakika kadar sonra menüleri kapatıp üst üste koydular. Bu siparişimizi seçtik demekti. Tekrar yanlarına geldim. Menüleri alırken “Ne alırdınız?” dedim.

“Şu şekilli falan kahvelerden vardır sizde?”
Kaşlarımı kaldırdım. Anlatmak için tuhaf bir cümleydi.

“Evet efendim.”

“Tamam ben ondan alayım Bade.”

İsmimi söylemesiyle adamı inceledim. Daha önce tanışmamıştım. Üstümde önlüğümde yoktu.

“Pardon tanışıyor muyuz?”

Gözleri büyüdü ve hafifçe öksürdü.

“Hayır. Az önce arkadaşınız Bade dedi diye duydum.”

Doğru Efsun konuşurken ismimi kullanmıştı.

“Anladım. Siz ne alırdınız?”

“Çay alayım ben.”

“Hemen getiriyorum.”

Efsun’a siparişleri söyleyip Mahir’in yanına geldim.

“Yorucu muydu ders?”

FIRÇA İZLERİ (İLK KİTAP)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin