34.BÖLÜM

8 3 0
                                    


🖌

                                                                   
 
Birkaç ay öncesine kadar ne haldeydim şimdi ne haldeyim? Aylar öncesindeki tek eksiğim aşktı belki de. Esved bunu en güzel şekilde doldurmuştu. Yanında bir sürü sorun da getirmişti. Onunla olduğuma pişman değilim ama o olmasaydı her şey nasıl olurdu derken buluyorum kendimi?

Etrafta koşturan kardeşlerime baktım. Hepsi canımdı benim. Düştüğümde onlar kaldırmıştı beni, ağladığımda onlar gözyaşlarımı silmişti. Her şeylerini bilirdim ben onların. Onlara olan güvenim sonsuzdu.

“Bade şu kahveleri 5.masaya verir misin?”

Efsun’u onaylayıp kahveleri aldım. Bugün yeni yerinde, sıfırdan kafemizi açıyorduk. Açılış gününe beklediğimizden daha fazla ilgi olmuştu.

“Afiyet olsun.”

Bizimkilere baktığımda masalarla ilgilendiklerini gördüm. Yardımcı olmak için mutfak tarafına geçtim.

“Kolay gelsin, yardım edeyim bende.”

“Patatesleri doğrayabilirsiniz Bade Hanım.”

Hemen işaret edilen yere gittim. Dalmış patatesleri doğrarken koluma birinin dokunduğunu hissedince elimde bıçakla döndüm.

“Ba-… Tövbe şeytan doldurur, indir yenge.”

Caner’e göz devirdim.

“Yengen değilim ben.”

“Olsun.”

Bıçağı kenara koyup elimi sildim.

“Esat söylemişti açılışı bizzat gelip hepinizi tebrik etmek istedim.”

Gülümsedim.

“Sağ ol Caner.”

Sarılmak için adım atınca onu geri çevirmedim.

“Eminim yeni yerinizle birlikte sizde yeni bir sayfa açacaksınız.”

“Umarım.”

“Ben içeri gideyim de Esat az hizmet etsin.”

Güldüm.

“Selamımı söyle laf yaparsa.”

Asker selamı verip içeri gitti. Olaysız günümüz olmadığı için onlarla çok iyi bir bağ kuramamıştım. Bundan sonra da zordu.

“Bade.”

Kadir’in sesini duyunca arkamı döndüm.

“Hoş geldin Kadir.”

“Hoş bulduk, hayırlı olsun. Çok güzel olmuş her şey.”

“Teşekkür ederiz.”

Sakalını sıvazladı. Derdi var gibiydi.

“Bir sorun mu var?”

“Sorun değil de. Esved de gelmek istiyor ama sana sormamı istedi.”

“Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.”

Son görüşmemizde onun göğsünde ağlamamın barıştık demek olmadığını çok iyi biliyordu. Ama aramız daha iyiyken habersiz gelip her şeyi bozmak istemiyordu.

“Neden? Arkadaş kalamayacak mı kötü her şey?”

“Bizimkiler hoş karşılamayacak.”

Omuz silkti.

FIRÇA İZLERİ (İLK KİTAP)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin