33.BÖLÜM

8 2 0
                                    


🖌

                                                                       

 
Bir kağıt parçası gibiydim. Yırtılmış, kesilmiş ve buruşturulmuştum. En çok sevdiklerimin yaptıkları canımı acıtmıştı. Beklemediğim bir yerden vücuduma giren kurşun bütün benliğimi ele geçirmişti. Acı vücudumu kafesine almış, bırakmaya niyeti yok gibiydi.

Hissettiğim acıyla hafif gözümü açtım. Beyaz bir yerdeydim, neredeydim? Işık gözümü kör edecek cinstendi. Elimi gözüme siper ettim. Hastane odasındaydım. Elimi kurşunun girdiği yere götürdüm. İçeride olmadığının farkındaydım ama sanki aynı acıyı bir daha hissetmiştim.

Yatağın kenarındaki düğmeye bastım. Hemen ardından hemşire girdi.

“Bade Hanım sonunda uyandınız. Doktorunuz şimdi gelecektir. Ben ailenize haber vereyim.”

Hemşire çıkarken doktor girdi. Kısa bir muayene yaptı.

“Nasıl hissediyorsunuz?”

“Çok yorgun.”

Susuzluktan boğazım kurumuştu. Doktor bunu anlayıp su içirdi.

“Hastaneye gelene kadar çok kan kaybetmiştiniz. O yüzden bu yorgunluk bir süre devam edecektir. Bu arada polis arkadaşa haber verildi, ifadenizi alacak. İçeri ailenizi alacağım.”

Teşekkür ettim. Çanakkale’de miydim hala?
İçeri bu sefer bizimkiler girdi. En öndeki kıpkırmızı gözleriyle dikkatimi çeken Efsun hemen sarıldı. Kolu karnıma çarpınca inledim.

“Çok çok özür dilerim. Doktoru çağırayım hemen.”

Kolunu tuttum.

“Anlık bir şeydi iyiyim. Yardım eder misin oturayım?”

“Yeni ameliyattan çıktın güzelim.”

“Olsun.”

Efsun, Mahir gibi söylense de yardım etti. Dördü de yatağımın kenarına iliştiler.

“Vedat abi arayınca nasıl geleceğimizi bilemedik. Çok korktuk be Bade’m.”

Cihangir’in elini tuttum.

“Çok şükür iyiyim, yanınızdaydım.”

“Bu göz boyama değildi Bade. Seni öldürmeye çalıştılar hala gelmiş iyiyim diyorsun.”

“Cihangir ne desin kız? Gitme üstüne. Sanki o dedi gelin beni vurun.”

Esat’ın sert sesinden sonra Cihangir sustu.

“Esved’in ne işi varmış Çanakkale’de?”

Mahir’in sorusuyla düşündüm. Sahi ne işi vardı? Hemen koşup gelmişti. Metin şehir dışına çıktığını söylemişti ama peşimizden geleceğini tahmin etmemiştim.

“Bilmiyorum bende. Her şey çok hızlıydı zaten. Vuruldum, yanı başımda bitti. Burada mı hala?”

“Vedat abi çağırınca gitti. Olayı araştırıyorlar. Nereden öğrendiyse Metin de öğrenmiş ifadeni o alacak. Burada kaç gündür.”

Başka birine anlatmamak iyiydi. Kapı tıklanıp açıldı.

“İfade almam gerekiyor. Sizi dışarı alabilir miyim?”

Esat alnımı öptü.

“Kapıdayız biz.”

Onlar çıkarken Metin sandalye çekti.

FIRÇA İZLERİ (İLK KİTAP)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin