260. Ders :
13. Cüz, 14. Sûre, 260. Sayfa
İbrâhim Sûresi
43-52. Âyet-i Kerîm'eler.بِسْــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمـٰـنِ الرَّحِيــــــمِ
43
مُهْطِعِينَ مُقْنِعِي رُءُوسِهِمْ
“O gün, başlarını dikerek koşacaklar.”Kelimenin aslı, bir şeye yönelmektir. Yani o zâlimler o gün kendilerini çağırana süratle icabet ederler.Veya gözlerini o tarafa çevirirler, öyle ki heybet ve korkudan gözlerini kapatamazlar.
لاَ يَرْتَدُّ إِلَيْهِمْ طَرْفُهُمْ
“Gözleri kendilerine dönmeyecek.”Gözleri sabit kalır.
Veya nazarları kendilerine dönmez ki, kendilerine baksınlar.
وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَاء
“Ve gönülleri bomboştur.”Kalpleri ise, içinde bulundukları şiddetli şaşkınlık ve dehşetten dolayı, bir şey anlamaktan bomboştur.Ahmak ve korkak insana da “o kalpte bir görüş ve bir kuvvet yok” anlamında “kalbi boş” denilir.
44
وَأَنذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْتِيهِمُ الْعَذَابُ
“İnsanları, azabın geleceği gün ile uyar.”Ey Peygamber! Onları azabın geleceği kıyamet günü ile veya ölecekleri gün ile uyar. Çünkü bu, azap günlerinin başlangıcı olacaktır.
فَيَقُولُ الَّذِينَ ظَلَمُواْ رَبَّنَا أَخِّرْنَا إِلَى أَجَلٍ قَرِيبٍ نُّجِبْ دَعْوَتَكَ وَنَتَّبِعِ الرُّسُلَ
“O gün, zalimler şöyle diyecekler: Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir zamana kadar ertele de Senin davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım.”Zalimlerden murat, şirk ile ve ilâhî ayetleri yalanlamakla zulmedenlerdir.“Bizi yakın bir zamana kadar ertele”
Bundan murat şunlar olabilir:
-“Azabı bizden tehir et”
-Veya “bizi dünyaya döndür, bize bir süre daha mühlet ver.”
-Veya “ecellerimizi tehir et ve iman edecek ve davetine uyacak kadar hayatımızı devam ettir.”
Bunun bir benzeri şu ayette geçer:“Sizden birine ölüm gelip de şöyle demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan (Allah için) infak edin: Rabbim, yakın bir süreye kadar bana mühlet verseydin de sadaka versem ve salihlerden olsaydım!” (Münafikun, 10)
أَوَلَمْ تَكُونُواْ أَقْسَمْتُم مِّن قَبْلُ مَا لَكُم مِّن زَوَالٍ
“(Onlara denilir:) Daha öncesizin için bir zeval olmadığına dair yemin etmemişmiydiniz?”Hani siz daha önce dünyada daimî kalacağınıza, ölümle zeval bulmayacağınıza yemin etmiştiniz.
Muhtemelen onlar şımarıklık ve gururla böyle yemin etmişlerdi.
Veya hâllerinden böyle anlaşılıyordu. Sanki hiç ölmeyecek gibi sağlam binalar yapıyor, uzun emeller taşıyorlardı.
Denildi ki: Başka bir âleme götürülmeyeceklerine ve öldüklerinde ise hep öyle kalacaklarına, başka hâle maruz kalmayacaklarına yemin ettiler. Şu ayette de böyle bir mana vardır:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️2- Kur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz 📚
ДуховныеKur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz📚 devamıdır. Kapak Tasarımı : @Fatel16_13 kardeşimize aittir