325. Ders :
17. Cüz, 21. Sûre, 325. Sayfa
Enbiyâ Sûresi
45-57. Âyet-i Kerîm'eler.بِسْــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمـٰـنِ الرَّحِيــــــمِ
45
قُلْ إِنَّمَا أُنذِرُكُم بِالْوَحْيِ
“De ki: Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum.”Ben ancak bana vahyedilenle sizi uyarıyorum.
وَلَا يَسْمَعُ الصُّمُّ الدُّعَاء إِذَا مَا يُنذَرُونَ
“Ama sağırlar uyarıldıkları zaman çağrıyı işitmezler.”Onlara “sağır” denilmesi, duymazdan gelmeleri ve duyduklarından fayda görmemeleri yüzündendir.
“Uyarıldıkları zaman işitmezler” denilmesi
-Ya kelamın onları uyarmakla alâkalı olmasındandır.
-Veya onların duymazdan gelmelerini daha etkili anlatmak içindir.[1>
46
وَلَئِن مَّسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِّنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ
“Andolsun, onlara Rabbinin azabından hafif bir esinti dokunsa, muhakkak şöyle diyeceklerdir:”Ayette, çok beliğ bir anlatım vardır.
-Azabın çarpması yerine “dokunmasından” söz edilmesi,
-“Nefha” kelimesiyle azabın azlığına işarette bulunulması. Çünkü bu kelimenin aslı, bir şeyin kokusunun esmesidir. “Nefhatün” şeklinde gelmesi ise “bir defa azıcık bir azap esintisi gelse” manasına işaret eder.[2>
يَا وَيْلَنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ
“Vay halimize! Gerçekten biz zalim kimselerdik.”O zaman “vay başımıza gelenlere” diye feryad ederler ve kendileri zâlim kimseler olduğundan bu cezayı hak ettiklerini söylerler.
47
وَنَضَعُ الْمَوَازِينَ الْقِسْطَ لِيَوْمِ الْقِيَامَةِ
“Biz kıyamet günü için adalet terazileri kurarız.”Amel defterlerinin âdil bir şekilde tartılması için adalet terazileri kurarız.
Adalet terazilerinin konulmasından murat, bunun bir temsil olup yapılan amellere göre adaletle hesap görülmesi ve karşılık verilmesi olduğu da söylendi.[3>
فَلَا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَيْئًا
“Hiç kimse bir haksızlığa uğratılmaz.”وَإِن كَانَ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِّنْ خَرْدَلٍ أَتَيْنَا بِهَا
“Yapılan amel bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu tartıya koyarız.”Yapılan iyi amel veya zulüm, hardal tanesi kadar da olsa, onu getirir, terazisine koyarız.
وَكَفَى بِنَا حَاسِبِينَ
“Hesap görenler olarak biz yeteriz.”Çünkü bizim ilmimiz ve adaletimizin fevkinde bir ilim ve adalet yoktur.
48
وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى وَهَارُونَ الْفُرْقَانَ وَضِيَاء وَذِكْرًا لِّلْمُتَّقِينَ
“Andolsun ki, Musa ve Harun’a müttakiler için bir ziya ve bir zikir olan Furkanı verdik.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️2- Kur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz 📚
EspiritualKur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz📚 devamıdır. Kapak Tasarımı : @Fatel16_13 kardeşimize aittir