354. Ders :
18. Cüz, 24. Sûre, 354. Sayfa
Nûr Sûresi
37-43. Âyet-i Kerîm'eler.بِسْــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمـٰـنِ الرَّحِيــــــمِ
37
رِجَالٌ لَّا تُلْهِيهِمْ تِجَارَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَن ذِكْرِ اللَّهِ وَإِقَامِ الصَّلَاةِ وَإِيتَاء الزَّكَاةِ
“Bir kısım rical (bu evlerde Allahı tesbih ederler), ne bir ticaret ne de bir alış veriş onları Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkor.”يَخَافُونَ يَوْمًا تَتَقَلَّبُ فِيهِ الْقُلُوبُ وَالْأَبْصَارُ
“Onlar, kalplerin ve gözlerin dehşetle çevrileceği bir günden korkarlar.”Aslında Allahı anan ve taatte bulunan kimseler olmakla beraber, hesap gününden de korkarlar. O günün dehşetinden, kalpler ve gözler ızdırap içinde halden hale çevrileceklerdir.Veya o kalp ve gözlerin hâlleri değişecek, kalpler daha önce anlamadıklarını anlayacak, gözler daha önce görmediklerini göreceklerdir.
Veya, o gün kalpler bir yandan kurtuluş umarken öte yandan helâk olmaktan korkacak, gözler ise hangi cihetten cezalandırılacaklarını ve amel defterlerini alacaklarını kolaçan edeceklerdir.
38
لِيَجْزِيَهُمُ اللَّهُ أَحْسَنَ مَا عَمِلُوا
“Çünkü Allah, kendilerine işledikleri amellerin en güzeli ile mükafat verecektir.”Allah, amellerine mukabil onlara vaat edilenin en güzeli olan cennetle kendilerini mükâfatlandıracaktır.
وَيَزِيدَهُم مِّن فَضْلِهِ
“Ve lütfundan fazlasını da bahşedecektir.”Ve ayrıca amellerine mukabil onlara vaat etmediği ve hatırlarına bile gelmeyen şeylerde özel ikramda bulunacaktır.
وَاللَّهُ يَرْزُقُ مَن يَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ
“Ve Allah, dilediğine hesapsız rızık verir.”Ayetin bu kısmı, daha ziyade vermesini takrir eder.
Ayrıca,
-Kudretinin kemâline,
-Meşietinin nüfuzuna,
-İhsanının genişliğine tenbihte bulunur.
39
وَالَّذِينَ كَفَرُوا أَعْمَالُهُمْ كَسَرَابٍ بِقِيعَةٍ
“İnkar edenlere gelince, onların amelleri ıssız bir çöldeki serap gibidir.”
Kâfirlerin amellerinin durumu ise, üstte anlatılan ehl-i imanın durumunun tam tersidir. Çünkü, salih ve Allah katında fayda verir zannettikleri amellerini diğer âlemde işe yaramaz, serap misali gözden kaybolur bir şekilde bulacaklardır.
Serap, güneşin çok etkili olduğu saatlerde, güneşin parıltılarının çölde su zannedilmesi olayıdır.
يَحْسَبُهُ الظَّمْآنُ مَاء
“Susayan onu bir su zanneder.”Kâfirin çöldeki serabı gerçek su zanneden son derece susamış kimseye benzetilmesi, son derece muhtaç olduğu bir zamanda en büyük hayal kırıklığını yaşayacak olmasındandır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️2- Kur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz 📚
EspiritualKur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz📚 devamıdır. Kapak Tasarımı : @Fatel16_13 kardeşimize aittir