384.Ders Neml ve Kasas Sûreleri 89-93/01-05

9 5 3
                                    

384. Ders :

20. Cüz, 28. ve 29. Sûreler, 384. Sayfa
Neml ve Kasas Sûreleri
89-93. ve 01-05 Âyet-i Kerîm'eler.

 بِسْــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمـٰـنِ الرَّحِيــــــمِ




89

مَن جَاء بِالْحَسَنَةِ فَلَهُ خَيْرٌ مِّنْهَا
"Kim iyilikle gelirse, ona daha hayırlısı vardır."

Çünkü, yaptığı bu iyiliğe karşılık kendisine verilen sevapla,

-Kıymetsiz bir şey kıymettar olanla,

-Fani olan bâki olanla değiştirilmiş,

-Yaptığı bir iyiliğe yediyüz kat mükafat verilmiştir.

-Veya bu iyiliğine mukabil, cennet gibi bir ödül verilmiştir.

وَهُم مِّن فَزَعٍ يَوْمَئِذٍ آمِنُونَ
"Ve onlar o gün korkudan da emin kalırlar."

Onlar, o kıyamet gününün azap korkusundan güven içindedirler. Seksen yedinci ayette bildirilen korku ise, mü'min – kâfir herkesi içine alan bir korkudur. Çünkü dehşetli bir hâli gören herkes, fıtrî olarak ondan korkar.













90

وَمَن جَاء بِالسَّيِّئَةِ فَكُبَّتْ وُجُوهُهُمْ فِي النَّارِ
"Her kim de kötülükle gelirse, yüzleri ateşte kavrulur."

Denildi ki: Seyyieden murat, şirktir. (Bakara, 195) ayetindeki elden murat onların bizzat kendileri olduğu gibi, burada da yüzden murat da onların kendileri olabilir.[1>

هَلْ تُجْزَوْنَ إِلَّا مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
"Başka değil ancak yaptığınız amellerin cezasını çekeceksiniz."











91

إِنَّمَا أُمِرْتُ أَنْ أَعْبُدَ رَبَّ هَذِهِ الْبَلْدَةِ الَّذِي حَرَّمَهَا
"Ben ancak burayı mu kaddes kılan bu beldenin Rabbine ibadet etmekle emrolundum."

Cenab-ı Hak, dünya – ahiret ve kıyamet hâllerinin şerhinden sonra, Hz. Peygambere, muhatabı olan kimselere böyle demesini emretti. Çünkü hakka davet tamamlanmış ve kemâlini bulmuştur. Artık peygambere düşen görev kendi kendine yönelmek ve Rabbinin ibadetine müstağrak olmaktır.

Cenab-ı Haktan "burayı mukaddes kılan bu beldenin Rabbi" şeklinde söz etmek, Mekke için bir teşriftir ve şanına bir tazimdir.

وَلَهُ كُلُّ شَيْءٍ
"Ve her şey ancak Onundur."

Yaratma ve tasarruf yönüyle her şey O'nundur.

وَأُمِرْتُ أَنْ أَكُونَ مِنَ الْمُسْلِمِينَ
"Ayrıca, müslümanlardan olmam bana emredildi."

Ve ben İslâma teslim olan, boyun eğenlerden olmakla emrolundum.

Bundan murat "İslâm dini üzere sebât etmekle emrolundum" manası da olabilir.











92

وَأَنْ أَتْلُوَ الْقُرْآنَ

  "Ve Kur'ân'ı okumam emredildi."

Ve Kur'an okumaya devam etmekle emrolundum. Ta ki onu parça parça okurken hakikatleri bana açılsın, inkişaf etsin.

"Kur'an okumaktan" murat, ona tâbi olmak da olabilir.

✔️2- Kur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz 📚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin