Maria's Flowers • [Zaylena]

19.Bölüm

Dondurmalarımızı almıştık ve yavaş yavaş ileride olan göl kenarına doğru ilerliyorduk. Aklımda hala atlatamadığım Zayn'nin elini tuttuğum an vardı. Çok garipti. Bana acı vermişti ama sanki acı ile güvende vermişti. Kendimi kötü hissetmemden daha çok sanki o an güven hissim daha ön plandaydı.

Yaptığım şeyi düşünürken bu beni mutlu ediyordu. Gülümsediğime emindim. Hatta mutluluktan saçma sapan şeyler yapabilecek bir boyutta da olabilirim şu anda.

Zayn ile dondurmalarımızı yiyerek göl kenarına gelmiştik. Göle bakan banka oturduk ve güzel görüntüyü izlemeye başladık. Hava kararmıştı ama ayın ışığı ve bulunduğumuz yerdeki lambalar ile korkutucu ve ürkütücü değildi.

Sadece sesizlik vardı. Sanki beraber olduğumuz anlarda o ve ben ne yapacağımızı bilemiyorduk. Sesizlik içinde öylece bakıyorduk. Acaba o da benim gibi bir şeyler düşünüyor mudur diye düşünmüyor değildim.

Dondurmamı bitirmiştim ve biraz susamıştım ama suyun yoktu. Bu moralimi biraz bozmuştu ve of çektim. O sırada Zayn bana döndü. "Ne oldu küçük hanım?" Yüzüme sorarcasına ve hafif gülümsercesine bakıyordu. Bana küçük hanım demesi hoşuma gitsede küçük felan değildim ben! Bu sinirlerimle biraz oynasa da takmamaya çalıştım.

"Sadece susamıştım küçük adam" o kısmı vurgulamıştım. Ben küçüksem o da küçüktü o zaman. Kaşlarını kaldırdı ve yüzünde büyük bir sırıtma oluştu. Önüne döndü ve konuştu. "Küçük adam..hımmm.. kime göre neye göre şimdi Maria" ilk dediğini pek takmamıştım bu yüzden omuz silktim. Daha sonra birden jeton düştü ve gözlerim yerinden fırlar derecesinde açıldı. Birden onda döndüm. O ise bana baktı ve kahkahalarını serbest bıraktı. Tanrı aşkına! Neden böyle anlamıştı bu! Kendimi rezil olmuş gibi hissediyordum. Önüme döndüm ve kızarmış olabilirdim ki kesinlikle kızardığıma emindim. Yüzüm utancımdan yanıyor gibiydi.

Zayn ayağa kalktı ve kahkahalarını azaltıp fazlaca sırıtan yüzüyle bana bakıp konuştu. "Su alıp geliyorum küçük hanım. Burda bekle." O kısmı vurgulamıştı ve bu daha çok utanmama neden oldu. Fesat anlayan o ise benim suçum ne!

Zayn gitti ve bende boş boş önümdeki gölü seyretmeye başladım. Etrafıma baktığımda kimse yok gibiydi ama birden ilerdeki bir erkek grubunun kahkahaları ile geldiğini gördüm. Onları incelediğimde pek ayakta duramıyorlardı ve rahatsız edici kahkahalar atıyorlardı. Sarhoş oldukları aşırı belliydi ve burda benle birlikte dört kişi vardı. Üçü onlardı ve bu beni biraz endişelendiriyordu. Hatta biraz değil baya baya endişelendiriyordu.

Önüme döndüm ve olumsuzlukları kafamdan atıp Zayn'nin bir an önce gelmesi için Tanrıya dua ettim. Zayn'nin gittiği tarafa baktığımda hala ona dair bir belirti yoktu. Bu beni geriyordu ve sarhoş olduklarını düşündüğüm adamların seslerini daha fazla duymaya başlamıştım. Sanırsam bana yaklaşıyorlardı ve bu da onların seslerinin bu kadar yakından gelmesini sağlıyordu.

Kalp atışlarım biraz artmıştı. Dizimi sallıyordum ve şu anda çok fazla gerilmiştim. Zayn'nin gittiği tarafa bakıyordum ama hala bir belirti yoktu. Birden kulağımın kenarında yabancı bir ses duydum. "Kime bakıyorsun güzelim." Birden irkildim ve geri çekildim. Arkamdaki olmak üzere diğer ikisi gülmeye başladılar hatta anırmaya başladılar desem daha doğru olurdu.

Onların üçüne baktığımda bana sırıtarak ve süzerek bakıyorlardı. Aşırı paniklemiştim ve birden banktan kalktım. Bakışlarını benden çekmemişlerdi ve daha kötü bir hal aldıklarını görebiliyordum. Bu doğru bir şey gibi görünmüyordu ve hemen birisinin yanından geçmeye kalkışmıştım ki önüme geçti ve beni arkaya doğru itti. Onun bana dokunması ile ona bağırdım. "Dokunma bana!" Bu dediğim sanki onu ve onları güldürmüş gibi güldüler ve önümdeki konuştu. "Aaaa ama ayıp oluyor güzelim. Hem nereye gidiyorsun." Dudağını büzdü ve ardından sırıtmaya başladı. Arkamdan gelen sesle oraya döndüm. "Biraz eğlenelim öyle gidersin. Hem yazık olur bu kadar güzel bir kızı bulmuşken eğlenmeden gitmek." Beni süzüp sırıtmaya başlamaştılar. Şu anda aşırı derece korkuyordum. Kalbim deli gibi atıyordu. Ağlamak üzereydim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Zayn nerdeydi kahretsin ki onu da bilmiyordum!