22.Bölüm

211 21 28
                                    


Kendimi kaybetmiştim. Bütün vücudum titriyordu. Kalbimi artık unutmuş gibiydim. Belkide kendimi az sonraki şeye hazırlamıştım. Zayn öylece önüne bakıyordu. Aklımı kaybetmiştim ama onu kaybetmek istemiyordum..

Gözlerimden akan yaşların haddi hesabını bilmiyordum. Titreyen dudaklarımı araladım ve titreyen sesimle konuştum. "Z-zayn yapma.. Bunu k-kaldıramam.. L-lütfen.." ona yalvarıyordum.

Ondan bir şey bekliyordum. Artık ayakta durmakta zorlanıyordum. Bu işkencenin bir an önce bitmesini istiyordum. Onun yanıma gelmesini belki de bana sarılmasını istiyordum. Onu kaybetmek istemiyorum.

Titreyen vücudum ile duruyordum. Islak gözlerim ise ona bakıyordu. Gözlerimdeki yaşlar ile önüm bulanıklaşıyordu. İçimdeki küçük bir umuta güveniyordum. O ise önümde uçurumun ucunda durmuş, önüne bakıyordu.

Beklemediğim bir anda kafasını yavaşça bana çevirdi. İşte o an onun ağlamaktan kızarmış yüzü ve gözleri ile karşılaştım. Öylece kırmızıya dönmüş elaları ile bana bakıyordu. Öyle bir bakıyordu ki yerin dibine girmiş gibi hissettim. Karşımda gördüğüm kişi acıdan kendini bitirmiş ve bitirmeye devam eden biri gibiydi. Gözlerinde umut kalmamıştı sanki. Gözleri acı çektiğini öyle bir anlatıyordu ki, sanki acılarını o an ben hissetmişim gibi içimden bir şeyler gitti.

Kızarmış ve ıslak gözleri ile bana bakıyordu. Dağılmış saçları sert esen rüzgar yüzünden yüzüne geliyordu. Kafam ister istemez eğilmişti ve  göz yaşlarım yüzünden bulanıklaşan gözlerim ile görüşüm bozulmuştu. Elim ile gözlerimi sildim ve titreyen dudaklarım ile ona lütfen dercesine bakmaya başladım. Dilim tutulmuştu. Sadece dilim değil sanki bedenim de tepki vermeyi bırakmıştı.

Zayn kolu ile gözlerinde akan yaşları sildi. Gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. Ne yapıyordu bilmiyorum. Umarım bu kendini atmak için hazırlandığını işaret etmiyordur.

Bakışlarını önüne çevirdi ve bacaklarını oynatmaya başladı. Gerçekten onda hiçbir yerim yok muydu? Gözümün önünde kendini atıcak mıydı?

Titreyen sesimle isyan edercesine bağırdım. " Zayn gerçekten önümde atlayacak kadar beni sevmiyor musun? Özür dilerim tamam mı? Sana yakın olmak istememiştim! Bu kadar rahatsız olacağını bilmiyordum! Aynı zamanda senin için sözümün geçmeyeceği hatta sözümü bırak bir tepki bile verdirmeyecek kadar değersiz biri olduğumu düşünmemiştim!"

Sadece bağırıyordum ve gözlerimdeki yaşlar fazlaca akmaya devam ediyordu. Artık ağlamayı geçmiştim ve hıçkırmaya başlamıştım. Derin bir nefes aldım. "Zayn.. Tanrı aşkına! Lütfen yapma.." gözlerimi kapattım ve artık dayanamıyordum. Hem fiziksel olarak hem ruhsal olarak bitmiştim şu anda. Kabullenmiştim artık. O ordan atlayacaktı ve bende her zamanki gibi değer verdiğim birini kaybedecektim.

Zaten ben doğduktan sonra başlamıştım kaybetmeye. Annem beni doğururken ölmüş, Babamı ise nedenini bilmediğim bir şekilde kaybetmiştim.. Şimdi ise gözümün önünde daha önce kimseye hissetmediğim hisleri hissettiğim adamın kendini atmasın diye yalvarışıma şahit oluyorum.

Ne kadar acınacak biriyim. Hayat elimden herkesi teker teker alıyor. Elimdeki insanları bıraktım hayatım hiçte zor değilmiş gibi birde tecavüze uğruyorum ve bir fobi ile uğraşıyorum.

Dizlerimin üzerine çöktüm ve yere öylece oturup ellerim ile gözlerimi kapattım. Artık dayanamıyordum. O atlayacaktı ve ben bunu görecektim. Hıçkırıklarımı serbest bıraktım ve göz yaşlarım haddi hesabı olmadan akmaya devam etti.

Maria's Flowers • [Zaylena]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin