21.Bölüm

206 20 16
                                    


Ne yapıyordu gerçekten anlamıyordum. Neden denize bakan bir uçurumun önüne gelmişti. Sanki bitmiş gibi görünüyordu. Ruhsuz ruhsuz adımlarını ilerletiyordu. Omuzları düşüktü ve uçurumu doğru ilerliyordu. Bu beni biraz korkutuyordu. Atlamazdı değil mi? Adımlarımı ona doğru ilerlettim.

Sert bir şekilde rüzgar esiyordu ve şu anda burda Zayn ve benden başka kimse yoktu. Ürkütücü bir havası vardı. Zayn'nin kendini atacağını düşünmüyordum ama kendini atıcakmış gibi bir ruha sahip olup uçurumun ucuna doğru gidiyordu.

O yavaş yavaş ilerledikçe ona daha yaklaşmaya başladım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Zayn birden durdu ve kafasını gök yüzüne çevirim bir süre baktı. Gözlerini kapattı ve bu sırada ona daha yaklaştım. Bir ağacın arkasına geçtim ve onun yüzüne baktığımda gözlerinden yaşlar düşüyordu. Neden ağlıyordu! Yada gerçekten ağlıyor muydu?

Şaşırmıştım çünkü Zayn'nin ağlaması garip gelmişti. Aynı zamanda kafamda neden ağladığını düşündüren sorular vardı. Zayn'i incelediğimde birden isyan edercesine bütün gücüyle bağırdı. Sanki dolarsınız ve içinizden bazı şeyleri atmak istersiniz hatta bağırınca geçeceğini düşünürsünüz işte öyle bir şekilde bağırdı Zayn.. Arkasından gelen bağırışlarda ise "Neden!" Diye bağırıyordu ve ağlaması daha şiddetlenmişti. Onu böyle gördükçe içim gidiyordu. Ne olmuştu bu kadar anlamamıştım. Babası ile kavga etse ağlayacağını düşünmüyordum. Öyle birine benzemiyordu Zayn.

Aynı zamanda onun halini gördükçe daha fazla korkmaya başlamıştım. Uçurumun kenarındaydık ve Zayn'nin bu halde burada olması beni çok endişelendiriyordu.

Şiddetlenen ağlaması ile omuzları düşük bir şekilde uçuruma yaklaşan Zayn'i izlemeye devam ettim. Öylece yaklaşıyordu. Sanki çökmüştü. Ne olduysa onu bitirmişti. Kendini sakladığı duvarlarını kaybetmişti sanki. Bizden sakladığı Zayn çıkmıştı ortaya. Daha önce onu hiç böyle görmemiştim.

O yaklaştıkça benim korkum artıyordu. Ona daha çok yaklaşmak için saklandığım ağacın arkasından çıktım ve yavaş adımlar ile arkasından gitmeye başladım. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki kendine bir şey yapıcak diye çok korkuyordum ve o uçuruma yaklaştıkça korkum daha çok artıyordu.

Öyle bir şey yapsa onu tutamazdım. En çok korkutan şey de buydu beni. Eğer kendini atmaya kalkışsa ne yapabilirdim ki ve eğer onu tutamadığım için kendine atarsa hayatım boyunca vicdan azabı çekerdim.

Kötü düşüncelerimden sıyrıldım ve Zayn'nin arkasından yavaş yavaş gitmeye devam ettim. Uçurumun ucuna ulaşmak üzereydi. Uçuruma yaklaştıkça denizi daha fazla görüyordum. Sert rüzgar ile saçlarım önüme geliyordu ve hava sanki bugüne özelmiş gibi bulutluydu. Deniz ise dalgalıydı. Rengi mavi değilde griye yakın bir renklti.

Şu anda çok korkuyordum. Kesin kendine bir şey yapıcaktı . Yoksa neden uçuruma yaklaşsın ki. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum çünkü ne yapacağıma dair hiç bir fikrim yoktu. Göz göre göre belki de az sonra onu kaybedişimi seyredecektim.

Ona daha çok yaklaştım ve ağlama seslerini duyabiliyordum. Sanki üzerinde bulunan bir ağırlık varmış gibi yavaş yürüyordu yada sanki onu bastığı sert toprak içine doğru çekiyordu. Saçları rüzgardan önüne gelmiş ve dağılmıştı. Yüzünü göremiyordum ama öyle bir ağlıyordu ki içimde bir acı hissettim..

Onun ağlaması beni derinden üzdü. Etrafıma baktığımda olduğumuz yer ve koşullar daha çok beni üzdü ve şu anki durumumuzu düşününce gözlerimdeki yaşların yavaş yavaş akmasına izin verdim. Beni bitiriyordu. Onsuz olmayı ve gözümün önünde kaybedeceğim gerekçesini aklımdan çıkaramıyordum.

Maria's Flowers • [Zaylena]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin