Yeni yazacağım bilimsel makale için araştırma yapıyordum. Masada oldukça dağılmış olan kâğıtlarım, kalemlerim, ansiklopedilerim ve bilgisayarıma gömülmüş çalışıyordum.
Arada bir çayımı yudumluyordum.
2 gündür çok az uyuyarak harıl harıl bunun üzerine uğraşıyordum.
Bayan Hudson bana kurabiye getiriyor ve bazen "Biraz kafanı kaldırmalısın Valentine." diye öneride bulunuyordu.Kısa cevaplarla onu geçiştiriyordum. Bunu yazdıktan sonra bir patent başvurusunda bulunacaktım. Kafamı kaldırmaya vaktim yoktu.
John yanında sessizce gazete okuyordu. Sherlock'un sabah erkenden bir yere gittiğini söyledi.
Sherlock geldiğinde bir yandan onları duyuyor -ama dinlemiyorum- bir yandan da yazıyordum.
Arkama döndüğümde Sherlock her yerine kanlar bulaşmış halde elinde bir zıpkın ile bekliyordu. Şaşkınca baktım.
"Sherlock, ne yaptın sen?"
"Sıkılıyorum! Bir dava yok mu? Delireceğim!"
"John bir dava bul şuna!"
John ve Sherlock yine tartışmaya başladı. Bu tatlı tartışmalarını seviyordum.
Sherlock: Seni kıskanıyorum John.
John: Beni mi?
Sherlock: Zihnin bomboş, asla sıkılmiyorsun. Benim beynim ise bir makine gibi sürekli çalışıyor.
John: O zaman Valentine neden senin gibi davranmıyor? O senden daha zeki sonuçta, ki onu bu yüzden seviyorsun.
Hafifçe gülümsedim. Beni bu yüzden seviyor diye geçirdim içinden.
Sherlock: O bir kadın John.
Kadınlar, üstün zekalarının yanında duygularını çok iyi yönetirler. Mantık ve duygusal zeka birliktedir. Bu yüzden her durumda harika işler çıkarırlar. Ve biz Valentine'den söz ediyoruz elbette o harika.Bu kadar güzel övgünün üzerine söze girdim.
"Çok etkilendim. Ama Sherlock daha fazla konuşmadan onun keyfini yerine getirecek bir dava bulun."
John "Bloğuna baksana Sherlock!" diye önerdi.
Konuşmaya devam ettiler. O sırada kapı çaldı.
Sherlock "Bir müşteri!" diye zıpladı.
Gelecek olan müşteriyle ilgimi dağıtmamaya çalıştım. İşime geri döndüm.
Sesinden Sherlock'un, dava ile ilgilenmediği belliydi. Bu kadar sıkılırken bir de olayı beğenmiyordu.
Onları ikna etmem gerekiyordu. Sandalyeden kalkıp koltuğuma oturdum. Hepsi masanın başından kalktığım için şaşkındı.
Müşterimiz de dahil, geldiğinden beri ilgilenmediğim ve bir anda bu kadar ilgili olduğum için hepsi dikkatle beni dinliyordu.
"Afedersiniz. Olayı tekrar anlatabilir misiniz? Bay Sherlock Holmes'un aksine vakanızın çok ilginç olduğunu düşünüyorum."
Ben böyle deyince Sherlock da müşterimize ilgiyle bakmaya başladı.
Müşterimiz Henry, olayı tekrar anlattı. Benim bir şey dememe gerek kalmadan Sherlock, "Ne dedin sen?"dedi.
"Bir tazı mı? İnsanlar genelde bu kelimeyi kullanmazlar. Davanızı alıyorum."
John "Ne? Az önce sıkıcı olduğunu söylüyorsun ve şimdi de..."diyordu ki, John'a susmasını işaret ettim.
Sherlock "Evet John, şimdi çok ilginç geliyor." diyerek üzerinde çok durmadı.
Ama başka bir kasabaya gitmeleri gerekiyordu. Sherlock başta işi John'a vermek istedi ama sonra kendisi de gitmeye karar verdi. Yanii ben belki gitmesine karar vermesi için yardımcı olmuş olabilirim.
Bu sayede sessiz kalacak olan bu evde daha rahat çalışabilecektim.
John'un bloğunu her gün okuyacağıma söz verdim. Ve gittiler.
.
.
Ve maceralarının sonunda eve geldiler. İkisini de çok özlemiştim.
Geleceklerini duyduğumda onları kapıda bekliyordum.Kapıyı açar açmaz Sherlock'u dudaklarından öptüm, sonra da sıkı sıkı sarıldım. Tabii ki John'a da sarıldım.
John "Makaleni bitirebildin mi?"diye sordu.
"Evet, bitirdim. Patentini almak için işlemlere bile başladım. O kadar uzun zamandır yoktunuz ki."
Sherlock "Sadece bir süredir yoktuk. Gerçi düşününce uzun bir süreydi." dedi.
"Evet çok uzun." diyerek onu onayladım.
Salonda dava üzerine konuştuk.
Sherlock: Ne düşünüyorsun? İyi iş çıkardık mi?
"Evet, ama..."
Sherlock: Ne?
"John bloguna senin "Benim arkadaşlarım olmaz.Tek bir arkadaşım var." dediğini yazmış."
John: Evet aynen öyle oldu. Uzun zamandır ilk kez bir şeyi değiştirmeden yazdım.
"Peki yaa... "
Sherlock: Benim bu hayatta bir arkadaşım, bir sevgilim var, Valentine. Hangisi olduğunu mu soruyorsun?
"Hayır şu anda ikna oldum. Yorgun musunuz?"
John: Evet.
Sherlock: Hayır.
John: Peki ben uyumaya gidiyorum. Siz de ne isterseniz onu yapın.
John odasına gitti.
"Pekii... Ne yapmak istersiniz Bay Holmes?"
"Sizin şu bilimsel yazınızı okuyabilirim Bayan White?"
"Biraz uzun oldu. Yorgun olduğun için başka zaman okusan daha iyi olur."
"Yorgun değilim. Lütfen."
Koşarak odama gittim dosyamı getirdim.
"Kendini fazla zorlama uykun gelince uyu. Bugün bitirmek zorunda değilsin." dedim.
Öyle yapacağını söyledi ama sabah yukarı çıktığımda onu masanın başında uyuklarken buldum. Saat 06.30'du.
Onu yatağına gitmeye ikna ettim ve sonra da Lestrade'a bugün onu rahatsız etmemesini söyleyen bir mesaj attım.
İşten eve geldiğimde makalemi çok beğendiğini söyleyen hoş kelimelerle beni karşıladı...
________________________________Bölümü beğenmiş olduğunuzu umuyorum.
(Artık bunu yazmazsam bölümü tamamlamamış gibi hissediyorum:))♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Dear Genius
Fanfiction"Aşk tehlikeli bir dezavantajdır, Valentine." "Aşık olmayı istemiyor olman, olmayacağın anlamına gelmez." ©joliereinre | 2020 Askıda. ♡─────────────── _en iyi sıralamalar_ #1 sherlock #1 sherlockholmes #1 holmes #1 watson #1 johnwatson #1 bbc #1 mor...