DRAMLAR KRALİÇESİ

961 79 79
                                    

Bir gün Lestrade,Sherlock'a bir dava getirdi.  Bana göre fazla kolay, Sherlock için ise ilgi çekiciydi.

Ama o bile kolayca çözdü. İlginç olan kısmı birinin bazı evlere girerek belirli heykelleri kırmasıydı. Bu gerçekten ilgi çekiciydi.

Üstelik bu heykeller için bir cinayet işlendiğinde daha karmaşık bir hal almıştı. Sherlock sürekli değerli bir siyah inci beklediğini söylüyordu. Bence bundan daha büyük bir şey vardı.

Ama çok fazla ilgilenemiyordum. Üniversitede işe yeniden başlamıştım.

Sherlock sürekli bunun üzerinde çalışıyordu. Bir gece Lestrade ile iş birliği yapıp evin sahibinden izin alarak son heykelin olduğu eve gidecekti. Ve döndüğünde siyah bir inci bulamamıştı. Daha önemlisi. Mary'nin eski işinden kalan bilgileri içeren bir flash ile geldi.

Mary o flashı John'a vermiş, John ise onu şömineye atmıştı.

"Yani heykelleri kıran kişi Mary'nin arkadaşı. İş arkadaşı. Öyle mi?"diye sordum.

Sherlock "Eski iş arkadaşı. O adam Mary'i öldürmek istiyordu."diyerek yanıtladı."

"Neden?"

"Bilmiyorum. Bir yemin ettim. Mary'i korumalıyım."

"Sen hiç yemin etmezsin ki."

"John'un düğününde, Mary, John ve Rosie'yi hayatımın sonuna kadar koruyacağıma yemin ettim.
Seni kaybettiğini sanıyordum. Hayatımda kalan John'un üzülmesine sebep olacak hiçbir şey istemiyordum."

"Tamam. Bir planın var mı?"

"Hayır. Bu yüzden senden şey istemeliyim."

"Yardım?"

"Evet. Tam olarak ondan."

"Birkaç adımda uygulanacak bir plan yapabilirim ama fazla ayrıntılı olabilir.
Adım1. Sen yarın flashın içindekilere bir bak.
Adım2. Sonra takip cihazını flash için ayarla.
Adım3. Mary'e gizli bir yerde konum atalım.
Adım4. Orada her şeyi anlatmasını isteyelim. Büyük ihtimalle Mary flashı alıp kaçmak isteyecektir. "

"Bir saniye. Sen neden..? Neyse. Anladım. Devam et."

"Takip cihazı bu yüzden olacak. Mary kaçarsa onu bulmak kolay olur.
Adım5.Ben dışarda bekleyeceğim. Ama kaçarsa onu durdurmayacağım.
Sonuç. Böylece bizi düğüm noktasına kendisi götürecek."

"Zekice."

"Elbette öyle."

"Bir de "ammo"var."

"Ammo?"

"Ne olduğunu bilmiyorum. Sadece o adam söyledi."

"Ti amo."
(italyanca "seni seviyorum." demektir)

"Hayır. Ama ben de seni seviyorum."

"İyi. Yarın yoğun bir gün olacak."

Ertesi gün planınızı uygulamak için harekete geçtik. Ben Mary'nin beni göremeyeceği bir yerde bekliyordum. Sherlock içeride onu bekliyordu.

Mary geldi, içeri girdi. Yaklaşık yarım saat onları bekledim. Sonra Mary dışarı çıktı. Gitmesini bekleyip içeri girdim. Sherlock yerde baygın yatıyordu.

Anın şoku ile "Sherlock!"diye küçük bir çığlık attım.
Herhangi bir iğne izi yoktu. Bir şey koklatarak bayıltmış olmalıydı.

Ağzını açtı bir şeyler söylemeye çalıştı. Ama yapamadı. Sonra bilinci tamamen kapandı.

My Dear GeniusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin