CHEROPHOBİA

766 75 65
                                    

Her şey çok hızlı ilerlemişti ve küçük bir evlenme yerindeydik. (Bayan Hudson hala çok yavaş olduğunu düşünüyor ama bence hızlı oldu.)

Bella ve Katie ile birlikte gelin odasındaydım. Çok gergin hissediyordum ve sürekli huysuzlanıyordum. Tabii o zaman bunun farkında değildim.

Bella ile durmadan tartışıp duruyorduk.

"Gelin duvağı almadın mı yani?"

"Son kez soruyorum. O ne demek?"

Aradan Katie atıldı. "Gelinlerin başına taktığı beyaz tül."

"Gördün mü? Katie bile biliyor."

"Ne işe yarıyor peki?"

"Neyse boşver o zaman onu. Çiçekler nerede?"

"Hangi çiçekler?"

"Valentine sen beni delirtmeye mi çalışıyorsun?"

"Hayır! Neden öyle yapmaya çalışayım ki?"

Katie söze girerek "Anne? Buranın bahçesindeki çiçeklerden biraz toplayayım mı?"diye sordu.

"Evet tatlım, lütfen."

Katie mutlu mutlu odadan çıktı.

Bella, Katie odadan çıkınca "Makyajını yapacak mısın?"diye sordu.

"Hayır hayır. Asla! Mümkün değil! Makyaj beni korkunç biri yapıyor. Bir kez denemiştim ve bir daha asla yapmam."

Gözlerini devirdi. "Belki de sen becerememişsindir."

"Hiç de bile. Bana makyaj yakışmıyor. Elimi kolumu bağlasanız bile yapmanıza izin vermem!"

Bella sıkılmış bir şekilde iç çekti.
"Peki Valentine. Ama bu durumdan sıkılmaya başlıyorum."

"Biliyorum ama..."

"Ama ne?"

"Sanırım korkuyorum."

"Bu çok normal."

"Hayır değil. Her şey fazla yolunda. En son işler harika gittiğinde ne olmuştu biliyor musun? Moriarty gelmişti ve Londra'dan uzaklara gitmek zorunda kalmıştım."

"Tamam. Bu yalnızca bir kez..."

"Hayır bir kez değil! Londra'dan uzakta olsak da Sherlock ile işleri yoluna sokmuştuk ve dönmek için sabırsızlanıyorduk. Her şey iyiye gidiyordu. Sonra? Alice tekrar ortaya çıktı ve Sherlock'tan yıllarca ayrı kaldım.
Başka da duymak ister misin? Geri döndüğümde Sherlock beklediğimden daha iyi tepki verdi ve yine mutlu olabileceğimizi düşündüm.
Sonra Mary, Sherlock'u vurdu. Magnussen çıktı falan filan... Mycroft'un Sherlock'u göndereceğini düşündüm ve böyle olmadığı zaman çok mutlu oldum.
Peki sonra? Sonra Mary öldü. Sherlock madde kullandı. Daha ne diyebilirim ki? Artık mutlu olmaktan ölesiye korkuyorum çünkü ne zaman mutlu olsam bir felaket gelip hayatımızı alt üst ediyor."

Gözlerim dolmuştu. Ağlamamak için yumruklarımı sıkıyordum.

Bella "Anlıyorum."diye mırıldandı sonra yumuşak bir sesle devam etti "Bu yüzden güzel şeylerden kaçıyorsun. Her şeyin mükemmel olmasından korkuyorsun. Çiçekleri ve duvağı da bu yüzden unuttun. Çünkü kusursuz olursa sonunda mahvolacağını düşünüyorsun."diye açıkladı.

Başımı salladım. Ama duvağı gerçekten bilmiyordum.

"Bu kez çok mutluyum Bella. En son ne zaman böyle olduğumu hatırlamıyorum bile... Mesela en son bu kadar sabırsızlandığımda yalnız başıma üç kocaman yıl geçirdim..."

"En kötü ne olabilir ki?"

"Ben de sürekli bunu soruyorum ve aklıma gelen binlerce berbat senaryo... Her şey olabilir."

"Belki de her şey yolunda olur. Belki de düşündüğün gibi olmaz."

"Ben de her gün bunun için dua ediyorum."

O sırada Katie içeri girdi. Elinde kocaman bir düğün buketi tutuyordu.

"Ah ufaklık, bu çok güzel. Teşekkür ederim."

Katie "Sherlock ile birlikte topladık. Çok gergin. Çok komik davranıyor."diye kıkırdadı.

"Bella? Acaba şey yapsam..."

"Sherlock'un yanına gitmek mi istiyorsun?"

"Evet. Sonrasında söz veriyorum istediğin her şeyi yapacağım."

"Tamam."

Hızlıca çıkıp merdivenlerden indim. Neredeyse koşuyordum. Biraz durup camdan baktığımda bahçede bekleyen Sherlock ve John'u gördüm. Hızlıca yanlarına gittim.

John beni görünce şok oldu. Neden bu kadar şaşırdı ki?

"Valentine? Sen burada ne arıyorsun?"

"Bella biraz nefes almam için bana izin verdi. Sherlock ile biraz konuşabilir miyiz?"

"Ah tabii. Rahatınıza bakın. Zaten Sherlock da sana bir şey söyleyecekti."

Sonra John, Lestrade Ailesi'nin yanına gitti.

"Ne söyleyecektin Valentine?"

"Biraz gerginim. Odadan kaçmak istedim."

"Anlıyorum. Şey... Sana bir iyi bir de kötü haberim var."

_______________________________________

Bölümün adı yani; cherophobia, mutlu olmaktan korkma anlamına gelen fobidir.
Yani bunu yaşayan insanlar Valentine gibi mutluluğun ardından kötü bir şeyin olacaklarını düşündükleri için mutlu olmaktan korkarlar. Bölümün adı da buradan geliyor.

Medyadaki gifte Sherlock'un kendi düğünü için dans alıştırması yaptığını varsayın.

Bölümü beğenmiş olduğunuzu umuyorum.

My Dear GeniusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin