ONUN SON YEMİNİ

1.1K 88 126
                                    

Saat gece yarısına gelirken Bayan Hudson'ın çığlıkları ile uyandım. Koşarak yanına gittim.

"Valentine! Sherlock vurulmuş! Biri onu vurmuş! Şu anda hastahanede!"diye bağırdı.

Telefonu henüz kapatmadan benimle konuşmuştu. Telefondan John'un sesi geliyordu.

John'un "Ne? Valentine mi? Bayan Hudson, o öldü!"diye bağıran sesi geldi.

Telefonu Bayan Hudson'ın elinden aldım.

"John! Açıklamaya vaktim yok sadece hastahanenin konumunu at!"

Hastahaneye vardığımda John'un yanında hoş bir kadın bekliyordu.

John, Sherlock'a göre daha duygusaldı. Daha çok tepki vereceğini biliyordum. Ama sanki Sherlock'un yerine de tepki verdi.

Yanındaki sarışın kadın onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Ama beni görünce hepsi boşa gitti.

"Bize bunu nasıl yaparsın! Neredeyse Sherlock'un hayatına mâl oluyordun! Seni düşüncesiz!"diye bağırdı.

Kendimi savunmak için yaptığım tek şey sadece "Eğer bunu yapmasaydım Sherlock, %100 ölürdü." demek oldu.

Ama bu John'u sakinleştirmeye yetmiyordu. Sürekli bağırıyordu. Görevliler gelip onu uyarınca sustu.

Gözleriyle beni asla affetmeyeceğini söyleyen bakışlar atıyordu.
"Sherlock nasıl?"diye sordum.

John sert bir sesle "Umursuyor musun sanki!"diye beni tersledi.

Sarışın kadın ona kızdı. John'un, bu kadını dinleme şeklinden eşi, Mary olduğunu anladım.

Kadın kendini tanıttı.

"Ben Mary. Sherlock uyandı ama odaya girilmesine şu anda izin verilmiyor."

Sonra içeri sadece bir kişinin girmesine izin verdiler. John girmek istedi ama Sherlock camın arkasından beni görünce benim gelmemi istemiş.

"İyi misin Sherlock?"

"Ben önemli değilim. Şu anda önemli olan, John."

"Neden?"

"Bir planım var. Şu anda sana anlatamam. Sen neden geldin? Magnussen seni görürse senin de zayıf noktam olduğunu anlar. "

"Bana bir şey yapamaz."

"Onu tanımıyorsun."

Konuyu değiştirmeye çalıştım. Çünkü onu biraz daha görmek istiyordum.

"John,bana çok kızgın."

"Beklenen bir şey. Ama ben hala Sherlock Holmes'um. Yani konuyu değiştirmeye çalıştığını anlayabiliriyorum. Lütfen eve git Valentine."

Güldüm.

"Sadece bir dahi benim gibi bir kadını sevebilirdi."

"Sadece bir dahi benim gibi bir adamı sevebilirdi. Ama lütfen Valentine. Eve dön."

O bu haldeyken daha fazla acı çektirmeye niyetim yoktu.

Tam çıkıyordum ki odaya yaşlı,donuk bakışlı bir adam girdi. "Afedersiniz bayım. Buraya öylece giremezsiniz."dedim.

Adam gri gözleri ile beni süzdü." Öyle mi? Bayan White değil mi? Bay Holmes'un ölü sevgilisi?"dedi ve tiksindirici şekilde elimi öptü.

Sherlock'a baktım. Morfini sonuna kadar açmıştı, sanırım duygusuz görünmeye çalışıyordu. Ama yine de korkuyla bana bakıyordu.

My Dear GeniusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin