Uzun süredir John ile görüşmüyordum.
Sherlock kendini davalara vermeye çalışıyordu ama aklına ne zaman John gelse davayı bırakıp kenara çekiliyordu. Başka bir deyişle çürümeye başlıyordu. Onun için endişeleniyordum.
Bir gün yine odasına çekilmişti. Yanına gittim.
"Sherlock, iyi misin?"diye usulca sordum.
İntihar etmesinden o kadar korkuyordum ki... Onu böyle görmekten o kadar yorulmuştum ki...
Sherlock "Evet "dedi. Ama ses tonu hiç de öyle demiyordu. Yanına oturdum.
"Sherlock, şey... Pek emin değilim ama..."
"Ne oldu? Kötü bir şey mi?"
"Ne? Hayır, hayır bir şey olmadı. Ben John ile senin arani düzeltmek için bir plan yaptım. Basit ve kabul edinebilir bir plan."
Sherlock ayağa kalkıp zıplamaya başladı."Valentine sen bir dahisin!"dedi ve dudaklarıma küçük bir öpücük kondurduktan sonra bana sıkı sıkı sarıldı. Ama ne diyeceğimi bile dinlemeden "Sana minnettarım, sana minnetarım."diye mırıldandı.
Onu dudaklarından öptüm. "Sherlock işe yarayacağından emin değilim."dedim.
Zıplamaya devam etti.
"Hayır ,Valentine. Sen aklıma harika bir fikir getirdin! Söylediğin her söz beni aydınlatıyor."dedi ve tekrar sarıldı.
O sırada her şeyin düzeleceğini düşünmüştüm. Ama bir yandan da korkuyordum.
Mutfağa koştu, elinde bir kağıt vardı. Ne olduğu ile pek ilgilenmedim.
"Yani sorunu çözdün mu?"diye merakla sordum.
Elindeki çay bardağını kaldırarak sevinçle "Senin sayende"dedi.
Onu böyle mutlu görünce içim biraz rahatladı.
Planını anlatmasını istemedim. Genelde aynı planlarımız aynı yolda olurdu. Küçük ayrıntılar dışında birbirlerine çok benzerlerdi.
Yine öyle olduğunu sanıyordum. Bu kez çok yanıldım...
.
Aradan bir hafta geçti. Bayan Hudson üst katın kapısını kilitlemişti. Hem de Sherlock içerdeyken.
Ne kadar yalvarsam da bana anahtarı vermiyordu, oraya girmeme izin vermiyordu. Sherlock'un bir plan üzerinde çalıştığını, rahatsız etmemem gerektiğini söylüyordu.
O günden beri Sherlock'u görmediğimden planının benimkinden daha ayrıntılı olduğunu düşündüm. Sıkı çalışıyordu.
Sonraki günlerde Bayan Hudson, Sherlock'un bir arkadaşı ile dışarı çıktığını söyledi. Gece geç saatte eve geldiğini duydum. Ama yorgun olduğunu düşünerek rahatsız etmedim.
Çünkü Sherlock'un pek arkadaşı olmazdı, hatta şu sıralar hiç kimseyle görüşmüyordu. Yani birlikte gezdiği kişi bir müşteri olmalıydı. Eğer ciddi bir şey olmasaydı ilgilenmezdi. Bu durumda önemli ve yorucu iş olmalıydı diye düşündüm.
Ertesi gün güneş henüz yeni doğuyorken üst kattan silah atışı sesleri geliyordu. Bu Sherlock için normaldi ama sonra birkaç şeyin daha kırıldığını duydum.
Yukarı çıkıp kapıyı zorladım. Bayan Hudson merdivenlerin başından bana bakıyordu.
"Bayan Hudson, anahtarları verin!"
"Olmaz."
"Kendine zarar veriyor olabilir!"
"Yine de olmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Dear Genius
Fanfiction"Aşk tehlikeli bir dezavantajdır, Valentine." "Aşık olmayı istemiyor olman, olmayacağın anlamına gelmez." ©joliereinre | 2020 Askıda. ♡─────────────── _en iyi sıralamalar_ #1 sherlock #1 sherlockholmes #1 holmes #1 watson #1 johnwatson #1 bbc #1 mor...