Burnuma gelen duman kokuları ve boğazımda hissettiğim yanmayla doğrulmaya çalıştım. Bu duman damağımda acı bir tat bırakmıştı. Ne olmuştu bana. Saç tellerim yüzüme sürttüğünde yüzümde bıçak kesiği misali bir ağrı hissetmiştim. Bu durumdan nefret edip elimi alnıma götürdüm. Elime baktığımda neredeyse bütün avucumu kan kaplamıştı. Ah... Bir kez daha nefret ettim. Büyük bir gürültü kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. Bu ne ya... Ah, çok iyi yanan bir kapımız var artık... H-hem b-ben..."Anne! Baba!.."
Yerden doğrulurken bir taraftan da bağrıyordum. Boğazım dumanın etkisiyle yanıyordu ama umrumda bile değildi. Bize bu cehennemi yaşatan kimse kendi ellerimle boğmak istiyordum. Kulağıma dolan siren sesiyle güçsüzlüğü ilan etmiş kollarımı bırakmak zorunda kaldım. Nefes almakta zorlanıyordum.
"Su!"
Ah çok iyi! Bir bu eksikti! Koray yine dibimde bitmişti.
"İyi misin kadın! Cevap versene!"
Off bu sahiplenme halleri beni benden alıyor. Ah... Beni yerden kaldırmasıyla sinirim iki katına çıkmıştı. Her defasında onun yardımını görmekten nefret ediyordum. Bırak işte...
"B-bırak beni..."
Sinirli ve kısık çıkan sesimle adeta tıslamıştım. Onun umrunda bile değildi bu durum.
"Asabiliğini sonraya bırak Deniz Kızı..."
Bu adam niye katlanıyordu ki bana. Param desem onlarda âlâsı var. Ağzıma geleni söylememe rağmen bırakmıyor beni. Aileler tanışıyor diye bunu bana yapamazsın!
"Tepinmeyi bırak! İşimi zorlaştırıyorsun!"
"Sana yardım et diyen mi oldu!"
"Kapa çeneni!"
Ağzım açık ona bakakalmıştım. Gözlerimi zor aralıyorken ağzımı açmam çok kolay olmuştu.
"Ağzını diyorum kapat!"
Sen ama çok oluyorsun!
"Bırak beni y-yoks-sa..."
Başımın dönmesiyle karanlık beni esir almıştı.
...
Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda beyaz ışığın gelmesiyle acıyan gözlerime ellerimi götürdüm. Ahh bu ışık da ne!
"Su Hanım beni duyuyor musunuz?"
İnce bir sesin konuşması üzerine ellerimi yüzümden çekip yavaş yavaş araladığım gözlerimin acısına aldanmayıp konuştum.
"Nerdeyim ben..."
"Yangın çıkmış. Koray Bey getirdi sizi..."
Kapının hızla açılmasıyla bakışlarım o tarafa döndü. Bu dengesiz de kim! Yüzündeki ciddiyetiyle yılışık girmişti. Hemşirenin dışarı çıkıp kapıyı kapatmasıyla gözlerimi devirdim.
"Annem, babam nerde!"
Sinirle söylediğim sözler ona uğramamıştı bile.
"İyi misin?"
Kaşlarımı çatıp bakmayı sürdürdüm.
"Tamam. İkiside iyi merak etme!"
Sözlerine rahatlamış hâlde nefes verdim. Neler olmuştu bize.
"Neler oluyor Koray!"
Yanıma ilişip elimi tutacağı vakit gözlerimi devirip elimi çektim.
"Aksoy..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOD: HUZUR
SpiritualHuzur... Suyun dinginliği gibi midir acaba... Kuşların cıvıltısı... Rüzgarın tatlı serinlikle okşaması... Ama... Her an hissedemem ki... Her an... Her an yanımda olan bir huzur... Ellerimi uzatsam tutunabilir miyim?