FUAT'TAN
"Bora Aslan, Egemen Soysal'ın elini sıkıyor..."
İki adamın yanlarına doğru gelmesiyle yerime daha çok sindim. Sağıma soluma bakıp bizimkileri kontrol ettikten sonra takibe devam ettim.
Bora Aslan, alnını silip bir adama işaret verdi. Ne olduğunu anlamaya çalışırken depodan gelen silah sesiyle kaşlarımı çattım. İkisi birlikte gülüyordu. Bunlar ne halt yiyor!
"Fuat! Neler oluyor!"
Abimin sesiyle onu unuttuğumu fark edip alnıma vurdum.
"A-abi... Depodan silah sesi duyuldu. Ne işler peşindeler bilemiyorum."
Depodan çıkan adamla duraksadım. Bora Aslan'ın talimat verdiği adamdı. Gözlerim eline kaydığında bir silah gördüm.
"A-abi..."
Silaha takılı kalmış hâlde konuşmuştum. Bora Aslan, emri altındaki adamın elinden silahı alıp kavradı. Yüzündeki pis sırıtışla elinde döndürüp duruyordu.
"Fuat!"
Silahı tutan eli yavaşladığında kaşlarımı çattım. Ne olduğunu anlamaya çalışırken silahı birden bizim tarafa doğru doğrultup ateş etmesiyle taşın arkasındaki ellerimi gevşetip ani bir atakla vücudumu yerle birleştirdim. Kahkaha sesleri silah sesinden daha berbattı. Hadsizler!
Aklıma gelenle etrafıma bakmaya başladım. Bizimkiler yerlerinde yoktu. Neler oluyor lan!
"Abi!"
"Fuat konuş artık!"
"Abi bu adam üzerimize doğru silah doğrulttu. Uzağındayız ama..."
Yerimde doğrulup adamlara doğru bakmaya başladım. Her şey normal ilerliyordu.
"Fuat, burdayız kardeşim..."
Yerde yuvarlanıp arkama döndüm. Bizimkiler bir adam tutmuş sırıtıyorlardı. Sinsi bir gülüşle başımı salladım.
"Abi adamlarından biri elimizde... Şimdilik buradan ayrılıyoruz..."
Sıkıntılı nefes verip konuşmuştu.
"Tamam. Haber bekliyorum. Ha Fuat-"
Gürültülü gelen sesle yerde yuvarlanıp eski pozisyonuma geçtim. Bora Aslan, Egemen Soysal'a silah uzatıyordu. Elinden silahı alıp pantolonunun arka kısmına sıkıştırdı. Bu hareketi üzerine Bora Aslan, onun omzunu sıkmıştı.
"Fuat orda mısın?"
"Bora Aslan, Egemen Soysal'a silah verdi abi. Samimiler..."
Sert çıkan sesiyle konuştu.
"Fuat ne yapacağını biliyorsun..."
Aklıma gelenle yerimde doğrulmaya başladım.
"Ne zaman gelirsin abi..."
"Akşam başlarız..."
"Tamam abi..."
KORAY'DAN
Telefonu kapatıp masaya bıraktım. Akşam o adamı öttürmemiz gerekiyordu. Yüzümü avuçlayıp nefes verdim. Su'yumu tehlikeye atmamam gerek...
"Yemek hazır..."
Güzel karımın sesiyle elimi yüzümden uzaklaştırdım. Gözlerini kısmış hâlde bana bakıyordu. Bu hâline kısaca gülüp arkama yaslandım. İfadesini bozmayarak kollarını birbirine bağladı.
"Yemek diyorum..."
Sözlerinin ardından sırıtarak gözlerimi kapattım. Kocandan kaçmak ha...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOD: HUZUR
SpiritualHuzur... Suyun dinginliği gibi midir acaba... Kuşların cıvıltısı... Rüzgarın tatlı serinlikle okşaması... Ama... Her an hissedemem ki... Her an... Her an yanımda olan bir huzur... Ellerimi uzatsam tutunabilir miyim?