Gözde ve Levent mutfaktan salon tarafına geçtiklerinde Deniz'le Ömer'in onların arasında güzel bir şeyler yaşandığını anlamaları için tek bir bakışları yetmişti. Hemen ardından göz göze geldiler. Her ikisi de birbirlerine şaşkın ve sevinçli ifadelerle bakıyorlardı. Demek ki Levent'teki şeytan tüyü Gözde'yi de büyülemeye yetmişti. Harika bir olaydı bu...Hep birlikte kahvelerini içerlerken Levent arkadaşlarına kısa bir açıklama yapması gerektiğini düşündü. "Denizcim, biz Gözde'yle dışarıda da buluşup birbirimizi daha yakından tanımaya karar verdik."
Ömer alçak sesle fısıldadı: "O belli oluyor zaten canım..."
Gözde gülümseyerek karşıladı Levent'in söylediklerini. Deniz arkadaşındaki bu değişikliğe inanamıyordu. İçinden 'ben sana yarın şirkette bunun hesabını sormaz mıyım Gözde' diye düşündü. 'Bugün bana neredeyse kalp krizi geçirtecektin!'
Kısa bir sohbetin ardından yeni aşıklar beraberce kalktılar. Her ikisinin de arabası vardı ve ayrı ayrı evlerine geçeceklerdi. Aslında genç adamın içinden geçen onu hemen ertesi sabah aramaktı; ama Gözde işyerinde arka arkaya toplantıları olduğunu söylemişti. Tabii, ufak ufak mesajlar gönderecekti beğendiği kıza, buna bir engel yoktu; telefonunu almıştı bir kere...
Geride kalan arkadaşları hala aynı şaşkınlığı yaşıyorlardı. Deniz kocasına döndü: "Ben yanlış görmüyorum değil mi? Levent'e hayran hayran bakan o kız benim can arkadaşım Gözde'ydi..."
Ömer bu söz üzerine kahkahalarla gülmeye başladı. "Evet güzelim, senin can arkadaşın meğer yıllardır bizim Levent'i bekliyormuş..."
"Ne dersin?" dedi Deniz. "Sonları güzel olur, değil mi?"
"Vallahi ben Levent'i yıllardır böyle aşık ve mutlu görmemiştim. Büyük ihtimalle olur..."
"Ohh, tamam o zaman...Bu gece rahatça uyuyabilirim. Ama yarın Gözde'yle bu konuyu konuşacağım."
"Ne demek o?" diye merakla sordu Ömer.
"Bugün onu yemeğe çağırdığımda beni nasıl yalvarttığını bir bilsen! Yarım saat dil döktüm hanımefendiye. Bir tek ayaklarına kapanmadığım kaldı..."
"Bak sennn...Şimdi Levent'i bir kere daha takdir ettim..."diyerek gülmeye devam etti Ömer. Sonra da merdivenlerin başına gelmiş olan karısını bir anda kucağına alarak odalarına götürmeye başladı. "Güzelim bırakalım şimdi onları...Önemli olan bizim aşkımız..."
Odaya girerken Deniz de kıkırdıyordu onun kucağında...
Ertesi sabah Ömer kalkıp aşağı indiğinde Deniz Gülsüm Hanıma bir gece önce neler yaşandığını anlatmıştı bile..."Annecim," dedi Ömer. "Dün gece erkenden odanıza geçtiniz. Levent'le Gözde'nin bakışlarını da kaçırdınız böylece..."
Mustafa Bey de gülümsedi onun bu sözüne: "Yakalarız oğlum, merak etme sen..." Sonra karısına aynı aşk dolu bakışlarla döndü: "Bizden iyi kimse bilemez o bakışları..."
"Ooo," diyerek alkışlamaya başladı onları Deniz. "Annecim, seninle geçmişe dönelim mi bir ara?"
Gülsüm Hanım tebessüm ederek baktı gelinine: "Döneriz tabii, neden olmasın...Babanla nasıl tanıştığımızı anlatırım sana.."
Ömer hayretle annesiyle babasına dönerek konuştu: "Denizcim kıymetini bil, bu hikayenin tamamını ben bile bilmiyorum henüz..."
Deniz onlara bakarak girdi söze: "O zaman bu akşamın konusu sizin tanışmanız olsun, ha annecim?"
"Yeter ki sen iste güzel kızım, tabii ki olur..."
"Yaşasın! Şimdi işime gidebilirim işte," deyip kalktı yerinden Deniz. Ömer de ona eşlik ediyordu. Birlikte çıkıp arabalarına binerek işyerlerine yollandılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ-DEN AŞK/TAMAMLANDI
RomanceBiri evli diğeri bekar olan iki doktor arkadaşın ilki karısına diğeri ise sevgilisine deli gibi aşık olur. Hayatta öyle şeyler yaşarız ki aşk bazen "yeni"dir; bazen de kendini "yeniden" yaşatır...