Nişan günü de tespit edilmişti. Levent artık akşamki planı için harekete geçebilirdi. Misafirlerine dönüp "Hadi bakalım gençler," dedi. "Sizi özel bir yere götürüyorum."Genç kadınlar birbirlerine baktılar. Deniz, Gözde'nin kulağına fısıldadı: "Hayatım, üstünü değiştirmek ister misin? Ya da başka bir ihtiyacın var mı? Yardım edeyim sana!"
Gözde'nin başını sallamasıyla Deniz onu kaldırıp tuvalete götürdü. Makyajlarını da gözden geçirdiler oradan çıkmadan önce. Tekrar biri Levent'in biri de Ömer'in koluna girip kapıya yaklaşırlarken Saim Beyle Serpil Hanımın keyifleri pek yerindeydi. Ertesi gün oğulları nişanlanıyordu. Fazla uzatmadan birkaç ay sonrasına da düğün planlasalar hiç fena olmazdı hani...Tabii ki yine Gözde'nin fikri alınmalıydı.
Gençler de Levent'in arabasında gayet iyi görünüyorlardı. Şehrin yüksek bir tepesinde bulunan güzel bir restorana götürdü onları genç adam. Buranın manzarası muhteşemdi. Pırıl pırıl ışıklarla her yer ayaklarının altındaydı. Dışarıda bu manzarayı en iyi görebilecekleri bir yere de masa hazırlanmıştı. Hepsi yerlerine geçtiler. Kızlar alkolsüz içecekler isterken genç adamlar birer kadehi çok görmediler kendilerine. İstanbul'da hayatlarının aşkıyla tanıştıklarından beri hayatları nasıl da değişmişti...Çok daha güzel günler göreceklerdi. Bu günlerin tadını çıkartmaları lazımdı. Bir dahaki haftasonu gideceklerdi evlerine. Gözde raporunun kalan kısmını evinde dinlenerek geçirecekti. Ancak gitmeden onu ameliyat eden buradaki doktoruna son bir kez daha muayene olmalıydı.
Bütün bunları konuşurlarken Levent bir anda bambaşka bir yere taşıdı konuyu: "Güzelim, evlendiğimiz gibi biz de bir bebek yapalım," dedi ve arkadaşlarını göstererek devam etti: "Deniz'in, Ömer'in çocuğuyla beraber büyüsün."
Deniz hemen atıldı: "Ay harika olur vallahi!"
Gözde'nin şaşkınlıktan nutku tutulmuştu: "Ben...Bilmem ki..."
Ömer de girdi lafa: "O zaman düğün tarihini belirleyelim önce. Gelin ağam şaşırdı tabii..."
Levent, Gözde'nin sol elini tutup gözlerine baktı: "Yarın nişanımız var. Düğün için beni çok bekletmeyeceksin di mi güzelim? Zaten annemler nişan yüzüğünü taktıkları gibi düğün tarihini soracaklar. Şimdiden belirleyelim istersen..."
Deniz yine söz aldı: "Bize laf düşmez ama dayanamıyorum işte! Gözdem, canım arkadaşım bence de fazla uzatmayın arayı. Bir an önce evlenin..."
Gözde hayatının kararını vermiş, ömrünü geçireceği adamı bulmuştu zaten. Arkadaşı doğru söylüyordu aslında. "Peki," dedi başını önüne eğerek. "Sen ne zaman istersen o zaman yapalım..."
Levent bu cevabı duyar duymaz elindeki kadehi bırakıp sevinçle ayağa fırladı: "Allaaaaaahhhhhh! Evleniyorum oğlum!"
Gözde etraflarındaki herkesin onlara baktıklarını görünce o an yok olmak, yerin dibine girmek istedi. Sesleri duyan restoranın sahibi de göründü kapıda. Levent'in eski arkadaşıydı aynı zamanda, liseden...
"Ooo, Levent ağam buradaymış! Ben de kim bağırıyor mekanımda böyle deyip attıracaktım az daha," dedi ve göz kırptı eski dostuna Aziz.
Levent hızını alamayıp sarıldı Aziz'e. "Bak nasıl güzel bir haber veriyorum sana!" Aziz de ona sarılıp masadakilerle tanıştı. Keyifli bir gece diledi hepsine.
Yanlarından ayrılmadan hala bağıran Levent'e döndü: "Ağam bizi de düğüne çağırırsın herhalde di mi?"
"Ne demek oğlum! Merak etme sen!"
O gittikten sonra Ömer, Deniz ve Gözde, Levent'i zorlukla sakinleştirebildiler. Resmen bir kadeh rakıyla sarhoş olmuştu. Geri kalan zamanda Ömer'le üniversite yıllarından bahsettiler. Başlarından geçen birkaç komik olayı anlattılar. Deniz ve Gözde gülme krizine girmişti. Deniz'in de şirketteki toplantılardan anlatacakları vardı. Gözde'yle birlikte herkesin taklidini yaparak devam ettirdiler sohbeti. Bu defa da Levent ve Ömer gülüyordu onlara.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ-DEN AŞK/TAMAMLANDI
RomanceBiri evli diğeri bekar olan iki doktor arkadaşın ilki karısına diğeri ise sevgilisine deli gibi aşık olur. Hayatta öyle şeyler yaşarız ki aşk bazen "yeni"dir; bazen de kendini "yeniden" yaşatır...