Gözde son cümleden sonra hemen konuyu değiştirmek istedi: "Eee, peki cumartesi sabahı kaçta hazır olmam gerekiyor?""Biraz erkene almak istiyorum biletleri; çünkü annem mutlaka kahvaltıya bekler bizi."
"Bu arada sen daha önce başka birini..." derken Levent onun sözünü havada yakalayıp cevabını verdi: "Hayır, daha önce hiç kimseyi onlarla tanışmaya götürmedim. Yani ilişkimizin evlilikle sonuçlanacağına kesin gözüyle bakıyorlar..."
Gözde bir nebze de olsa rahatlamıştı. Levent'in ailesiyle biraraya gelecek olan ilk kadındı sonuçta...Sonra kendi kendine düşündü. Yok, bu daha çok heyecanlanmasına sebep olacaktı sanki...
O günden sonra Deniz'le Ömer bebeklerinin ultrason resmini paylaşmışlar, haftasonuna kadar akrabalarının ve arkadaşlarının tebriklerini kabul etmişlerdi. Cuma gecesini cumartesiye bağlayan sabah erkenden Levent Gözde'yi almaya geldi. Gitme vaktiydi artık...Ufak bir çanta hazırlmıştı yanına. İçine koydukları ne resmi ne de spor giysilerdi. İkisinin arası farklı bir tarz yakalamaya çalışmış, bütün gece bu kıyafetleri seçmeye uğraşmıştı. Kapısı çaldığında aceleyle açtı. Üzerine montunu giyip Levent'in yanına geldi; gidebilirlerdi...
Genç adam onun çantasını elinden alıp yavaş yavaş merdivenlerden indi. Arabasına biner binmez dayanamayıp sarıldı ona. "Güzelim, lütfen sıkma kendini. Her şey çok güzel olacak, inan bana..."
"İnanıyorum," diye cevap verirken biraz daha rahatlamıştı genç kadın. Birlikte uçağa binerlerken biraz da uykuları vardı. Koltuklarına geçtikten sonra başını Levent'in omzuna koyduğu gibi uyudu. Hiçbir şey duymamıştı neredeyse...Antalya'ya iniş yapacaklarken sevgilisi onun yanağını okşamaya başladı. "Güzelim, geldik. Uyanabilirsin artık..."
Yavaş yavaş açtı gözlerini Gözde. Ne çabuk varmışlardı. Alandan onları siyah bir mercedes vitoyla birlikte özel bir şoför gelmişti almaya. Levent'e "Hoşgeldin," derken onu yıllardır tanıdığı belliydi.
"Hoşbulduk Cihan, n'aber?"
"İyilik...Sen de iyisin herhalde. Serpil Teyze üç gündür hazırlık yapıyor sizin için."
"Tahmin etmiştim. Tanıştırayım, Gözde; benim sözlüm...Cihan da bu dünyadaki en eski arkadaşım. Çocukluğumuz beraber geçti."
"Evet," deyip gülümsedi Cihan. "Çok eski tanışırız Levent Ağamla..."
"Oğlum, ağam deyip durma; korkutacaksın kızı...Zaten bizim aşireti duyunca dumura uğradı."
"Tamam, tamam bir şey demem."
Şehrin içinden biraz daha uzaklaşınca sağlı sollu villalardan oluşan siteler çekti dikkatini ilk olarak Gözde'nin. "Daha çok var mı?"
"Az kaldı güzelim..."
"On dakikaya oradayız," dedi Cihan.
Büyük bir kapının önüne gelince durdular. İşte şimdi büyük sınav başlıyordu. Gözde'nin kalbi çarpmaya başlamıştı bile. Neyse ki bir şey olursa doktoru yanındaydı. İki yanı yeşilliklerle kaplı uzun ince bir yoldan devam ettiler içeri girince. Çok büyük bir alandı burası. Uzak bir köşede ahırlar ve atlar gördü Gözde. Levent onun baktığı yönü görünce "Sever misin?" diye sordu.
"Şey, severim de hiç at binmedim ki ben..."
Levent gülümsedi: "Ben sana öğretirim," deyip kendine doğru çekti onu.
Her şeyi geride bıraktıktan sonra büyük bir evin önünde durdu araba. Gözde titreyen bacaklarla aşağı indiğinde karşısında gülen gözlerle kendisine bakan karı kocayı gördü. Ne kadar sevimli görünüyorlardı. 'Bu adam mı aşiret ağası' diye geçirdi içinden. Levent de hemen onun arkasından inip geldi yanına. Bir elini onun beline koyarak anne babasına yaklaşmasını sağladı. "Anne, baba size Gözde'yi getirdim..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ-DEN AŞK/TAMAMLANDI
RomanceBiri evli diğeri bekar olan iki doktor arkadaşın ilki karısına diğeri ise sevgilisine deli gibi aşık olur. Hayatta öyle şeyler yaşarız ki aşk bazen "yeni"dir; bazen de kendini "yeniden" yaşatır...