26.Bölüm

40 13 0
                                    

VİCDAN YETER'DEN 

"Savcım emin misiniz?" 

"Hiç olmadığım kadar." kendimden emin duruşumla beyaz kapıyı bir kere daha sertçe tıkladığımda beyaz kapı saniyeler içerisinde geriye çekilip açıldı ve karşıma yıkık dökük acı dolu bir kadın çıktı. 

Yiğit'e güvenmiyordum birilerine güvenmeme dersini çok uzun zaman önce almıştım ve dersi uygulamaya dökme vaktiydi. Dosyayı kapatmadım araştıracaktım sonu nereye varırsa varsın ama bu gizli olacaktı. Şimdi yanımda Yusuf ile öldürülen adamın eşinin  evine gelmiştik. Kadının bitik bakışları üzerimizde dolandı.

"Sibel Yılmaz?" emin olmak ister gibi ona onu sorduğumda umursayacak havada değil gibiydi.

"Kimsin?" 

"Ben savcı Vicdan Yeter sizinle eşiniz hakkında konuşmamız gerekiyor." bayık bakışları ciddileşip aralık kapıyı bırakıp bir adım öne çıktı.

"Ne istiyorsunuz yine?"

"Sadece konuşmak Sibel hanım." 

"Benim konuşacak bir şeyim yok gidin buradan!" sesindeki öfke ve korku onun da tehdit edildiğinin göstergesiydi. Burnuma dolan pis kokuların sonu yoktu.

"Lütfen sadece beş dakika." 

"Beş dakika sonra da ölecek miyim yoksa kaçırılacak mıyım savcı hanım?" tahminlerim doğruydu savunmasız bir kadına hele ki acılı bir kadına böyle davranmış olmaları sinirlerimle oynadı.

"Kimse size zarar vermeyecek bunun güvencesini verebilirim."

"Yoksa o mu gönderdi sizi?" derken bakışları kuşkuyla Yusuf ile üzerimizdeydi. Yusuf arkamdan çekilip yanıma geldiğinde polis kimliğini gösterdi.

"Komiser Yusuf biz sadece devletin adamıyız lütfen içeri girmemize izin verin." Sibel kapıyı açıp geriye çekildiğinde nihayet bize kabul gördüğüne sevinmiştim. Yusuf önden geçmemi işaret verdiğinde içeriye ilk adımımı atarken kendime yeni bir yol çizdiğimi anımsadım. Gecekondu eve girerken ayakkabımızı çıkarmamış olmamız beni üzse de Sibel buna ses etmemişti ya da artık önemseyeceği bir durum değildi. Eski duran koltuklardan birine oturduğumda Yusuf'ta hemen yanıma oturdu. Sibel rahatsızlığını belli edercesine karşımıza bir sandalye çekip oturdu.

"Hemen sorun ve gidin."

"Sibel hanım sizi sorguya çekmeye gelmedik sadece dost gibi konuşmak istiyorum." güldü yanımdaki Yusuf'u işaret ederek

"Polisle mi?" dedi. Tamamen haklıydı ama kendimi de düşünmem lazımdı değil mi?

"Nasıl oldu?"

"Her şey ifademde yazıyor." gözleri açık vermemek adına etrafta gezdi.

"Hayır yazmıyor ben burada sadece zorlamayla yazılan birkaç kelimeden başka bir şey görmüyorum." zor oluşum onu daha da zorluyordu. 

"Ne istiyorsun savcı?" 

"Basit benimle iş birliği yapmanı." ağzından kaçırdığı bir 'hah' nidası midemi acıttı.

"Sonra da kaza kurşununa denk gelmemi? Bak kocam çok zengindi inanılmaz lüks içinde yaşıyordum şimdi kuytu bir köşede sefilim anlayacağın ben zaten bittim bana bulaşma." kadının göz pınarlarına dolan yaşlarla yumruğumu sıktım. 

"Tekrar ediyorum size bir şey olmayacak."

"Nasıl eminsin bundan?" 

"Çünkü emin olmadığım bir şey hakkında konuşmam Sibel." gözlerimdeki kararlılığı yakalayan bakışı ona derin bir nefes aldırttı. 

Sessiz CinayetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin