Salak Aşık

Bölüm 17

Saçlarım uzamaya başladı artık yamalı eşşek gibi gezmiyorum ortalıkta. Gerçi bereyle geziyodum ama olsun. Okul bir kamp duzenlemiş, selimle birlikte ona gidicez. Simdiden heyecanladım ( ben-selim-orman ). Nasıl kulağa hoş geliyor dimi ?
Cumartesi sabahı selim gelip beni aldı okula gittik. Ordan otobuslerle gidicekmişiz kamp alanına. Bindim otobuse, selim tuvalete gitmişti o ara. Baktık mustafa geliyor. Yanın boş mu dedi, bende selim gelicek dedim. Tam o anda selim geldi. Baktı mustafaya ters ters sonra, eren. cem diye bagırdı. Bir baktım iki tane izbandut gibi herif geldi selimin yanına (arkadaşarıymış selimin)
E-C : buyur selim.
S : arkadaşla bir gezintiye çıkın ama o geri donemesin 😉.
K : noluyor ya.
S : sen karışma kumru.
Dedi ve cocuklar mustafayı kolundan kaptıgı gibi otobusden indirdiler. Arka bahçeye dogru gittiler. Çocuklar geri geldiler otobuse ama mustafa geri gelmedi.
K : ne yaptınız cocuga selim ?
S : sadece uyardık.
K : hiii dövdünüz mü yoksa.
S : bilmem
K : kıskanıyormusun yoksa beni ?
S : kıskanıyorum tabi kızım. Köpek gibi aşığım ben sana. Sana bakanın gözlerini oyar eline veririm.
K : sana olan aşkım her geçen gün büyüyor içimde. Kendime yer kalmayacak diye korkuyorum.
S : sen varsın zaten benim içimde bol bol. Korkma o yüzden.
K : yanımda sen varken neden korkabilirim ki ?
S : yani biz de sevdik mi tam severiz 😎.
İşte böyle biraz uyuduk, biraz müzik dinledik, biraz sohbet ettik derken yol bitti. İnsan sevgilisiyle sohbet edemiyorsa sıçarım ben öyle aşka be.
Neyse işte geldik biz kamp alanına çadırlar falan elimizde. Çıkardım çadırımı, selim kurdu falan derken selim ;
S : ay tüh ya şansa bak.
K : ne oldu aşkım ?
S : çadırı mı evde unuttum 😌. ( bilerek unuttuğunu nasıl da belli ediyor benim zeki ama bir o kadar da saf sevgilim. )
K : sende erenle cemin çadırında kal selim.
S : Eeee şey ama sevgilim.
K : ??
S : ya uf işte kumru anla ya.
K : tamam sen benim çadırımda kal ben kızların yanına giderim.
S : olmaz öyle şey anca beraber kanca beraber.
K : tamam o zaman.
S : hadi geç bakalım.
Kimse görmeden benim çadır geçtik. Selim dudaklarıma yapıştı ama ben istemsizce onu ittirdim. Daha fazla ileri gitmek istemiyordum. Selim de beni anlayışla karşıladı sağ olsun. Bizde sarılıp uyumaya çalıştık. Tabii bende ne mümkün. Hocalar gelicekte bizi kontrol edecek diye yuregim çıkıyor. Selim beni göğsüne yatırdı. Aklımı okumuş gibi ;
S : merak etme. Hocalar kontrol etmiyor çadırları. Daha öncede gelmiştim bu gezilere.
K : hmm kiminle kaldın peki selim bey.
S : sevgilimle, yani eski sevgilimle.
K : neyy selim hemen çık çadırdan 👉.
S : yaa sorma ya ne guzel kızdı varya. Ufff uff taş valla taş taş.
Selimin karnına dirsek attım. Beni kıskandırmak için söylediğini biliyorum. Eğer gerçek olsaydı bana söyleyemezdi. İşte böyle arkadaş sevgilini tanıyacan.
Sabah selim beni öperek uyandırdı. Ne güzel bir şey sabah uyanınca sevdiğini yanında yatarken görmek 😊. Hadi sabah yuruyusu dedi ama benim canım hiç yurumek istemiyordu.
K : selimmm.
S : aşkımmm.
K : yuruyuse gitmesek.
S : olurr. Napcaz peki 😜.
K : tabii ki de aklından geçeni yapmayacağız 😘. (Ya uff ya selim böyle konuştukça utanıyordum 😊. )
Ne biliyim işte gider guzel manzaralı bir yer buluruz ve orada oturup muhabbet ederiz.
S : hay hay prensesim. Siz nasıl isterseniz.
K : hadi o zaman tabanlarımıza kuvvet.
Dedik ve guzel manzaralı bir yer aramaya koyulduk.
Evvet çok güzel bir yer bulduk bile. Böyle her yer yemyeşil. Oturduk bir iki saat sohbet ettik. Sonra ben üşüdüm ( yaa tamam kabul ediyorum, bilerek ince giyindim. Eeee yani kapı gibi sevgilimiz var ne ile yarıyor, dimi ama 😜. ) selimde hiç düşünmeden montunu bana verdi.
K : aşkımm sen üşiceksin şimdi ama.
S : sen ısınırsan bende ısınırım. Sen üşürken bende üşüyorum.
Selim ;
İyiki gelmişiz dedim içimden. Sonra baktık hava kararmaya başlamış. Hadi dedim prensesim tabanlarımıza kuvvet. Biraz yürüdük falan derken. Kumru yalpalamaya başladı. Kumru iyimisin aşkım dememe kalmadan yere yığıldı. Ne yapacağımı bilemedim. Hemen kucağıma aldım ve kamp yerine doğru koşmaya başladım.....