Salak Aşık

Bölüm 25

İki gün sonra ✈️ ;
Bugün selimle balayına çıkıyoruz. Selim parise gitmek istedi, bende selim yanımda olsunda ne olursa olsun diye kabul ettim.
Sabahın köründe uçağa bindik.
K : ayy selim.
S : ne oldu kumru. Yoksa kendini kötü mü hissediyorsun.
K : yok ondan değil de....
S : ??
K : ya selim ben biraz az kıyafet aldım galiba. İçimde kaldı.
S : kumru allah aşkına bir haftalığına gidiyoruz ve sen zaten iki tane kocaman bavul aldın.
K : tamam ya offf.
Az bavul almamama rağmen bunu söylemiştim çünkü selimin kızınca yüzünde oluşan ifade çok komik ve çok çekici oluyordu 😆.
Tatilimiz biraz romantik biraz komik derken bitti. Bodruma dönmeyi hiç istemiyordum çünkü bodrum bana hep kötü şeyleri hatırlatıyordu.

Dönüş günü ;
K : selim, bodruma dönmesek.
S : kumru olmaz öyle şey. Zaten düğündü, balayıydı derken işleri çok boşladım. Babamda artık iyice yaşlandı, işlerin hepsine koşturamıyor.
K : tamam haklısın. Biraz çocukça bir soruydu ama ben hep benim yanımda olmanı istiyorum.
S : ben zaten hep senin yanındayım kumru.

Eve geldiğimizde ikimizde hemen kendimizi uykunun kollarına bıraktık.
Sabah erkenden kalkıp selimi izlemeye başladım. Ne kadarda güzel uyuyordu.
S : çok yakışıklıyım biliyorum.
K : selimmm, sen ne zamandır uyanıksın ?
S : sen beni izlemeye başladığından beri.
K : yaaa uf utandım şimdi. Neyse hadi kalk kahvaltı yapalım. İşede geç kalıcaksın.
S : tamam prenses sen ne dersen o.
Selimi öpüp işe yolladıktan sonra okula gitmek için hazırlandım. Sonunda üniversiteyi bitiriyordum 😎.
Sonunda hayallerimi gerçekleştirebileceğim ve ben bir psikolog olacağım.

Akşam ;
Selimin işten dönmesine yarım saat kala bütün yemekleri hazırlamıştım.
Selim eve geldiğinde yüzü biraz asıktı.
K : aşkım ne oldu, iyimisin sen ?
S : ya önemli bir şey değil.
K : selim, hani birbirimizden hiç bir şey saklamayacaktık.
S : hani diyordum ya bugün şirkete adanadan iş adamları gelecek diye.
K : he he.
S : işte o iş olmadı. Bizde babamla biraz tartıştık.
K : sıkma canını selim. Size müşteri mi yok. Hem ben burhan babayı ( selimin babası ) tanıyorum, kızamaz o sana.
S : haklısın ama bu öyle basit bir tartışma değildi. İkimizde birbirimizin kalbini çok kırdık.
K : bence bir arayıp özür dile.
S : boşver şimdi. Ben babamı tanıyorum onun siniri hala geçmemiştir. Yarın konuşurum.
K : pekii, sen nasıl istersen.
Selimle oturup yemeğimizi yedik. Daha sonrada televizyondan filim izleyip uyuduk. İçimde kötü bir his vardı ama ben pek aldırmadım.

Gece saat 3 ;
Selimin telefonu çalıyordu. Korkmuştum çünkü bu saatte çalan telefonlar pek hayra alamet olmuyor.
K : seliimm! Telefonun çalıyor kalk.
S : ne telefonu ya bu saatte.
K : ne biliyim ben selim kalk işte.

Selim kalkıp telefonu açtı. Uykudan açılmayan gözleri bir anda fal taşı gibi açılmıştı.
S : Evet polis bey, Selim Altay benim. / N-Ne za-zaman. / Eminmisiniz ? / Ta-Tamam ben he-hemen ge-geliyorum.
K : Se-Selim ne oluyor. Ne polisi ?
Selimin dili tutulmuştu resmen.
S : B-Ben gidiyorum kumru.
K : nereye gidiyorsun selim ? adam gibi cevap versene...
S : ba-bamı öldürmüşler kumru, babamı ö-öldürmüşler.
Selim bana sarılıp ağlamaya başladı. Şok olmuştum. Ağzımdan hiçbirşey çıkmadı.
S : kumru ben olay yerine gidiyorum. Sen annemin yanına git.
K : ta-tamam. Selim, kendine iyi bak. Sakın bir delilik yapma ve beni herşeyden haberdar et.

Hemen sedef annenin yanına gittim. Kadıncağız herşeyden habersiz uyuyormuş.
S : kızım hayırdır bu saatte, birine bir şey mi oldu ? Betin benzin atmış, iyimsin sen ?
Ah ne diyecektim ben şimdi. Dilim tutuldu.
K : gel sedef anne bir yere oturalım.
S : tamam kızım ama bir şey yok dimi ?
Tam cevap verecektim ki selim aradı. Ben sedef anneye bir şey çaktırmamak için mutfağa geçtim.
S : a-alo kumru ?
Sesi hala ağlamaklıydı selimin.
K : e-efendim sevgilim ?
S : anneme bir şey söyledinmi ?
K : ha-hayır.
S : tamam sakın söyleme doktorlar gelene kadar. Ben eve doktor gönderiyorum.
Tamam dememe kalmadan selim telefonu kapattı.
SA : hayırdır kızım selim mi ?
K : evet annecim.
SA : kızım burasıda senin evin yanlış anlama ama neden bu saatte geldin.
Heh tam zamanında kapı çaldı. İçeriye doktorlar girdi. Salona geçip oturduk.
SA : ku-kumru ne oluyor, neden geldi bu doktorlar ?
K : sedef anne ben ü-üzgünüm ama, ama burhan babayı kaybettik.
Sedef anne bir şey diyemeden olduğu yere yığıldı. Doktorlar hemen müdahale etti. Bende dayanamadım ağlamaya başladım.

Sabaha karşı selim ve burhan amcanın akrabaları geldi. Doktorlar sedef anneye sakinleştirici vermişlerdi, o yüzden hala baygın yatıyordu.
Selimi mutfağa çağırdım. Suratı bembeyaz olmuştu, gözleride ağlamaktan baya bir kızarmıştı.
K : se-selim ben çok üzgünüm.
Selim hiç bir şey demeden bana sarıldı ve çocuk gibi bağırarak ağlamaya başladı. Onun ağlamasına dayanamadım ve bende ağlamaya başladım.
K : na-nasıl olmuş bu olay ?
S : ba-babam geç saatlere kadar şirkette kalmış. Babam şi-şirketten çıkıncada babamı otoparkta yakalamışlar ve babamı siyah bir binibüse bindirip ormanda vu-vurmuşlar.
K : sen bu-bunları nasıl öğrendin ?
S : babamı vuran şerefsiz suçunu itiraf etti.
K : nasıl yani daha üç saat olmadan katil suçunu itirafmı etti. Peki kimmiş ?
S : babamın iş dünyasındaki rakiplerinden biri. Babamı ortadan kaldırırsa daha çok para kazanacağını düşünmüş. Kumru düşünebiliyormu-sun, babamı bir hiç uğruna öldürdüler.
K : selim sakin ol, ne olursun.
S : babamı dün keşke arasaymışım kumru. Dün birbirimizin kalbini çok kırdık. Babam bana kızgın gitti.
K : öyle düşünme selim. Burhan babam seni çoktan affetmiştir zaten.
S : dayanamıyorum kumru, o adamı gidip öldürmemek için kendimi zor tutuyorum.
K : selim, o adam zaten cezasını bulacak. Bak en iyi avukatları tutarız olur mu ? Hem bak sen kendini salarsan eğer anneni nasıl toplayacaksın ?
S : seni çok seviyorum kumru, her zaman yanımda olduğunu bilmek bana güven veriyor. Bundan sonra hayatımda sadece sen ve annem varsınız....