Bölüm 38

150 5 1
                                    

Hastaneden eve geldiğimizde arzuda bizimle kalmak istedi ama ben arzunun her an doğurabileceği ihtimalini düşünerek kabul etmedim.

Ben tam yatacaktımki kapı çaldı. Selimi hastaneden kovmuştum ama bir umut o gelmiştir diye içimi bir umut kapladı. Kapıyı açtığımda karşımda meltemi görmeyi hiç beklemiyordum. "Aa meltem, hoşgeldin ?"

Şu an bir misafiri hiç kaldıramazdım çünkü geriye kalan sayılı günlerimi kızımla yalnız başıma geçirmek istiyordum. "Canım kusura bakma rahatsız ettim ama seni yalnız bırakmak istemedim."

"Canım saol ama seni zor durumda bırakmak istemem." Nolur git meltem ya ben yalnız kalmak istiyorum diyemedim tabikide. "Olurmu öyle şey hadi beni içeriye davet etmeyecekmisin ?"

"Peki sen bilirsin, geç hadi." Meltemle muhabbet etme gücünü kendimde bulamadığım için melteme odasını gösterdim ve gidip yattım.

Gece saat üç gibi ağlama seslerine uyandım ve kızımın kollarından sıyrılıp meltemin odasına gittim. Kapıyı tıklattığımda meltem içeriden ağlamaklı bir sesle "geell" dedi.

Odaya girdiğimde "meltem iyimisin ?"diye sorduğumda meltem göz yaşlarını sildi ve "iyiyim sadece aklıma annem geldi, geçen sene kaybettim." "Allah rahmet eylesin canım, iyi geceler." diyip odadan çıktım ama daha sonra aralık kalan kapıdan meltemin bir defter çıkardığını ve yazı yazdığını gördüm...

Odama geri döndüğümde yatakta dönmeye çalışan ama başarılı olamayan biricik kızımı gördüm. "Annem sendemi bende kaçıyorsun, ba-baban gibi ?" Bu sözleri söyledikten sonra benimle alay eden gözyaşlarım yanaklarımda dans etmeye başladı. Bereni kucağıma aldım ve yatağa yattım. Belkide bunlar benim son günlerimdi, kızımla güzel vakit geçirmek istiyorum, eğer ben ö-ölürsem kızım beni güzel hatırlasın istiyorum.

Sabah burnuma gelen hoş kokuyla uyandım. Bu koku beni istemsizce selimle ilk evlendiğim günlere götürdü. Her sabah selimin kendine özgü o muhteşem kokusuyla uyanmak gözlerimi bir çiçek bahçesinde açmışım hissine kaptırırdı beni. Tıpkı bu sabahki gibi. Ama selimin yanımda olmadığınu biliyordum.

Eminimki şuan o sürtüğün yatağında yatıyordur. Burnuma gittikçe yaklaşan kokuya dalmış giderken bir süre sonra yanağıma konan öpücükle kendime geldim ve gözlerimi açtım. Selim gözlerini dikmiş bana bakıyor ve aynı zamandada yatağımda, benim yatağımda yatıyor.

"Se-senin ne işin var burda ve beni ne hakla öptün ?"

"Bana neden söylemedin?" Selim beni duynamış gibi yaptı ve kendi sorusunu sordu.

"Selim sana neden burda olduğunu ve beni neden öptüğünü sordum?"

"Kumru burdayım çünkü seni seviyorum. Seni öptüm çünkü sen benimsin."

"Selim artık ben seni değilim. Anla bunu."

"Kumru sende benim suçsuz olduğumu biliyorsun ama sadece o lanet gururuna yediremiyorsun. ama merak etme selenle konuştum ve onu seninle konuşmaya ikna ettim. Çok yakında o mutlu mesut hayatımıza geri döneceğiz."

"Selim bundan sonra biz olmaz, olamaz."

"Kumru sen ne dersen de hala benim karımsın. Burdan olmamım bir diğer sebebi ise doktorun beni aradı." Ahh lanet olsun doktor bizi hala evli sanıyordu ve tekrar hasta olduğumu selime söylemişti.

"Kumru bana neden söylemedim." Selim yanıma yaklaştı ve yüzümü ellerinin arasına aldı. Şu an burdan kurtulmak için herşeyimi verirdim. Bu beren neden ağlamıyorduki?

"Selim ben sana neden hasta olduğumu söyleyeyimki. Sen benim neyimsin?"

"Ben senin kocanım sevgilim ve resmiyet ne derse desin sende benim karımsın. akşam selen gelecek ve sana gerçekleri anlatacak. Ne olur bana bir kerecik izin ver?"

Salak AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin