Gecenin bir yarısı beni rahat yatağımdan kaldıran insana bin bir söverek sabahlığımı giyinip kapıyı açmaya indim. Kapıyı çalan kişi git gide dahada çok vuruyordu kapıya. Kapıyı gelen kişiyi azarlamak için bir hışımla açtım ama karşımda ağlamaktan mosmor olmuş meltemi görmeyi hiç beklemiyordum.
"M-Meltem!"
"Kum-ru ben, ben çok özür dilerim rahatsız ediyoru-m. Ama başka gidicek kimsem yoktu." Meltemin sözleri hıçkırıklarının arasından zorla çıkıyordu. "Hiç olurmu öyle şey meltemcim. Geç hadi içeriye."
Meltemi bahçeye yönlendirdim ama bahçe olmaz diyip salona oturuverdi. "Sen otur burda ben sana birşeyler hazırlıyım."
"Ha-Hayır kumru otur. Şu an sadece oturmaya ihtiyacım var." Meltem elini saçını düzletmek için kaldırdığında elinin mosmor olduğunu gördüm. "Meltem bunu sana kim yaptı? Yoksa...."
"Uzun zamandır aliyle aramız iyi değildi kumru. Ama iş artık iyice çığrından çıkmış durumda."
"Neden polise gitmedin meltem?"
"Artık bunların hiçbirinin önemi yok." Meltemin bilmece gibi konuşmasından benden sakladığı başka şeylerde olduğunu anladım. "Meltem bana herşeyi anlat."
Meltem birşey hatırlamış gibi hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Onu böyle gördükçe içimin ezildiğini farkettim. Meltemi daha önce geldiğinde yattığı odaya yatırıp kendi odama döndüm ama yanı başımdaki arkadaşımın dayak mağduru olması beni üzmüştü. Kapıyı açar açmaz ayakta dikilen selimle karşılaştım.
"Canım, meltemin geldiğini duydum ama sizi rahatsız etmemek için inmedim. Önemli bir şeymi var?"
"Bilmiyorumki hayatım, çok ağlıyor bide kolunda ve boynunda morluklar var."
"Sence ne yapmamız gerekiyor?"
"Ben polise gitmeyi teklif ettim ama bu fikre pek sıcak bakmadı. Neyse canım yarın bir daha konuşuruz." Selim beni kendine çekerek burnuma bir öpücük kondurdu. "Seni asla bırakmayacağım huysuz ve tatlı kadınım."
"Bende seni asla bırakmayacağım gözlerinde yaşadığım erkeğim." Selimin huzurlu göğsüne yatarak gözlerimi kapattım.
Sabah berenin çığlıklarıyla uyandım. Yani ben ne zaman kendi kendime uyanıcam merak ediyorum doğrusu! Kimseyi uyandırmadan sessizce kızımın odasına gittim ve onu emzirip yeniden uyuttum. Hazır kalkmışkende bir güzel kahvaltı hazırlayarak kocamı ve meltemi uyandırdım.
Meltemin gözlerinin altındada oluşmaya başlayan morluklar onun dün gece uyumadığını ele veriyordu 🔦. Güzelliğin tam anlamı olan bu genç kadın şimdi çok yaralı ve yorgun görünüyordu. Çatalı tutarkende ellerinin titrediğini fark etmiştim.
Dolaptan melteme bir zamanlar kendimi kötü hissetiğimde kullandığım sakinleştiricilerden verdim. Selimde bende onunla konuşmaya can atıyorduk ama onu yaralamaktan korkuyorduk.
Kahvaltı bittikten sonra pazar keyfi yapmak için hepimize birer kahve yaptım ve muhabbet etmeye çalıştım.
Muhabbetimi bölen şey polis arabalarının siren sesleriydi. Meltem özür diler gibi bize baktı ve bu sefer ağlamasını umursamadan konuşmaya başladı; "Be-Ben çok kötü birşey yaptım, hepinizden özür diliyorum. Sizi kandırdığım ve sizide bu olaya alet ettiğim için çok üzgünüm, beni affedin."
Biz daha ne olduğunu anlayamadan kapı çalındı ve polisler içeriye girerek meltemenin narin ve mor ellerine kelepçe takarak onu evden çıkardılar. Diğer polisler ise bize doğru gelerek "kocasını öldüren bir kadına yardım ve yataklıktan dolayı bizimle merkeze kadar geleceksiniz Sayın Altaylar."
Selimle ikimizin şaşkınlıktan nutku tutulmuştu. Kocasını öldüren bir kadına yardım ve yataklıkmı? Ne yani meltem a-aliyi mi öldürmüştü? Ağzımdan sadece iki cümle çıkabilmişti. "A-Ama benim bir bebeğim var. Onu bırakamam."
Polis memurları bizi dinlemeden arabaya doğru sürüklediler. Şu an tek düşündüğüm berendi. Ben daha bir yaşında bile olmayan küçük bebeğimi yalnız bırakamazdım. Hemen annemi arayarak bizim eve gitmesini ve melteme iyi bir avukat bulmasını söyledim.
Karakolda yaklaşık iki saat boyunca bizim hiçbir suçumuz olmadığınu ve hiçbirşeyden haberdar olmadığımızı anlattık ve sonunda olayı tüm ayrıntılarıyla incelyerek ve bizim sitenin kamera kayıtlarına bakarak bizim suçsuz olduğumuzu anladılar. Ama hala meltemin kocasını öldürebileceğini anlamıyordum.
Annemlerin tuttuğu avukat yanımıza gelerek tüm olayı ayrıntılı bir biçimde anlattı. "Yirmi yedi yaşındaki Meltem Saka evlendiğinden beri yirmi sekiz yaşındaki Ali Sakadan dayak yediğini ve dün gece artık dayanamadığını ve onu kavga sırasında bıçaklayarak öldürdüğünü açıkladı. Daha sonra ise korkusundan Ali Sakanın cesetini kimse görmeden arabaya koyarak bodrum otoban yolundan bir yere atıyor ve kendi evinde tek kalmaya korktuğundan sizin eve geliyor." Selimle hiçbirşey demeden avukata bizimle ilgilendiği için teşekkür ettik ve karakoldan çıkmak için kapıya yöneldik.
Tam karakoldan çıkacakken bir polis memuruna "benim arkadaşım öyle yapmaz. O dayak mağduru" dedim. Polis memuru ise bana alaycı gözlerle baktı ve selim beni kolumdan çekerek dışarıya çıkardı. Dışarı çıkar çıkmaz selim bana öyle bir sarıldıki bir an öldürmeye çalıştığını bile düşündüm. "Seni çok seviyorum kumru. Ayrıca beni öldürmediğin içinde teşekkür ederim."
Şu an hala olayın şokunda olmasam gülerdim ama selim gayet ciddi gözüküyordu. Selimle el ele arabaya bindik ve eve gidip bir sürü sorgu dinlemek istemediğimiz için deniz kenarında bir cafeye giderek oturduk. Uzun süre ikimizde sessizce denizi izledik ama ben bu sessizliğe daha fazla dayanamadım.
"Bizim neden herkes gibi olaysız bir hayatımız yok selim?"
"Çünkü biz herkes gibi değiliz kumru." Selim gülerek ellerime uzandı. "Çünkü bizi bu olaylar dahada çok birbirimize bağlıyor sevgilim."
"Haklısın ama hala benim aklım almıyor selim. Meltem gibi kendine güveni olan bir kadın neden yıllardır polise gitmediki?"
"Bunun özgüvenle bir alakası yok sevgilim. Bu sevgiyle alakalı birşey. Ama haklısın meltemin olaylar bu kadar büyümeden önce yardım alması gerekirdi."
"Şimdi ne olacak peki?"
"Meltem bir süre içeride kalacak ama şiddet mağduru olması onun cezasını biraz hafifletecektir."
"Offf. Eve gidelimmi artık? Bizi merak etmişlerdir." Selimle arabaya binip eve geldik ama anlaşılan annemler ve babam bizi yormamak için soru sormama anlaşması yapmışlardı. Bizde bunu fırsat bilerek kızımızıda yanımıza alarak uyumaya gittik ve bir maceranın daha sonuna geldik....
*
Canlarım artık eskisi gibi vote ve yorum gelmiyor ama ben çok üzülüyorum 😔. Sizi çok seviyorum bunu bilin yeter 😘❤️.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salak Aşık
RomansaKumru 17 yaşında ve pekde akıllı olmayan bir kızdır. Bodrumda gördüğü yakışıklı bir çocuğa abayı fena halde yakar ve onun peşine düşer.