bölüm 5

204 10 0
                                    

"Son kaşık" yorganı kafama kadar çektim. Yarım saattir bana nasıl odaya çıkarttığını bilmediğim çorbayı içirttirmeye çalışıyordu. Içmem için son kaşık bahanesi de cabasıydı.

"Git başımdan" uzun bir "hmm" sesi geldikten sonra cevap verdi.

"Bu tripler için biraz büyümedin mi maviş" yorganı başımdan çekti. Elinde küçük bir hediye kutusu vardı.

"Iyi ki doğdun. Kutlamak istemiyorsan da hoş geldin"elindeki kutuyu yavaşça açtığımda bana beklentiyle baktığını fark ettim. Daha önce kimse bana hediye almamıştı. "Daha önce arkadaşın olmadığı için olabilir mi" diye haykırdı iç sesim. Eh, haksız da sayılmazdı. bundan şikayet ettiğimi söylesem yalan olurdu. Kutuyu açtığımda ucunda mavi  baykuş olan bir kolye çıktı. Gülümsediğimde o da güldü.

"Beğenmene sevindim" elimden kolyeyi yavaşça alıp boynuma yaklaştırdı. Saçlarımı hafifçe kenara çektikten sonra kolyeyi boynuma taktı. Yavaşça ona döndüğümde elini hafifçe alnıma değdirdi. Yüzüm ısınmaya başlamıştı. Kaşlarını çatsa da gülümsüyordu.

"İnanamıyorum sen utandın mı" gülerek bana baksa da gözlerimi kaçırıyordum.

"Küçük kız abisinden utandı mı" oflayıp onu itekledim.

"Ateşin düşmemiş." Yorganı tekrar kafama kadar çektim.

"Biliyorum" üstümden yorganı çekti. Geri almaya çalışsam da izin vermedi. Yastığı başımın üstüne kapadım. Üstüme dökülen soğuk suyla irkilsem de ayağı kalkmaya halim yoktu. Üstüm sırılsıklam olmuştü.  doğrulup bahanın suratına baktım. Artık emindim. Kafayı yemişti.

"Haberlerde çıkmıştı. Kendisini evlat edinen ailenin oğlunu gözünü kırpmadan öldürdü diye. Gördün mü" sahte bir şaşkınlıkla kaşlarını havaya kaldırdı.

"Ne zaman olmuş. Kız ne kadar hapis cezası almış" sinirle ayağı kalkıp üstüme yapışan pijamalara baktım.

"Öğrenmemiz uzun sürmez" bavuldan hırsla havlumu alıp banyoya geçtim.

Yirmi dakikalık kısa bir duşun ardından havluyu bedenime dolayıp dışarı çıkacağım sırada ayağımın kaymasıyla büyük bir gümdürtüyle yere düştüm. Kapı yavaşça açılırken şansıma elveda demiş oldum.

**************

Baha dan

Aklıma yanaklarının kızarması gelirken yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadım. Ona bilerek o kadar yakın olmuştum. böyle bir tepki vereceğine emindim. Daha önce hiçbir şey yaşamaması çok masum yapıyordu. Tanıştığım hiçkimseye benzemiyordu. Banyodan bir gümbürtü sesi geldiğinde hızla ayağı kalkıp kapıyı açtım. Küçücük bedeni yerde üstündeki havluyu kaymaması için tutmaya çalışıyordu. Beni sapık sanmaması için hızla gözlerimi kapattım.

"Kilitlemen gerekirdi. Ya sapık biri girseydi" söylediğim şeyin saçmalığının farkındaydım.

"Ve sen de sapık biri girerse diye kontrol etmeye mi karar verdin. Manyak mısın" sesinden ayağı kalktığını anlıyordum. Elimi gözlerimden çektim. Dalgalı saçları düzleşmiş omuzuna değiyordu. Saçlarının arasındaki maviler koyulmuş ve laciverte yakınlaşmıştı. Kocaman kehribar gözlerini benden kaçırıyordu. Saçından bir damla su boynuna düştü. Boynundan köprücük kemiğine, oradan da aşağıya ilerleyince kendimi toparlamaya çalıştım bir tarafım "sonuçta üvey kardeşin" dese de diğer tarafım "o senin kardeşin. Annen sana emanet etti. Hem O çok masum. Yaşadıklarından sonra bir de abisi olarak gördüğü sen de mi ona tekme atacaksın" diye haykırıyordu. O tarafı dinlemeyi istiyordum. O çok masumdu ve onun masumluğunu benim isteklerimle, aklının zihninin alamayacağı şeylerle kirletemezdim. Buna hakkım yoktu. Kimsenin buna hakkı yoktu.

Masum MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin