bölüm 24

98 5 0
                                    

"Arayıp ne diyeceğim ki. Ben fikrimi değiştirdim senle konuşmaya geliyorum. Bir yerde buluşalım mı" telefonumu elimden çekip numarayı yazdı ve elime tutuşturdu.

"Saçmalama al şunu" o benim tepinmemi sessizce gülerek izlerken ben açmamasını ümit ediyordum. Telefondan ses gelince kulağıma götürdüm.

"Alo" dedim bahaya vuruken.

"Arzin sen misin" bahaya tekme atmaya başlamıştım.

"Evet. Benim. Bir an önce söyleyeyim konu kapansın. Bir yerde buluşsak mı. Ailenle tanışırım. Senle konuşmak için değil yanlış anlama dilayla' yı görmek için" bahaya hala tekme atmaya devam ediyordum.

"Tamam. Bu akşam olur mu" iç çekip geri çekildim ve karnına bir tekme daha attım.

"Olur. Yeri sen belirle. Yazarsın" kapatacağım sırada tekrar konuştu.

"Dur kapatma. Ailen gelecek mi" tereddütle bahaya baktım.

"Gelecekler mi" başını yukarı aşağı salladı.

"Gelirler" ses tonundan gülümsediği anlaşılıyordu.

"Tamam. Ailenle de görüşürüz. Tanımam lazım" sinirle kaşlarımı çattım.

"Sen bu zamana" telefon kulağımdan çekip alındı.

"Tamam. Mesaj bekliyoruz. Görüşmek üzere" telefonu kapatıp yatağın üstüne fırlattı.

"Bak. Ben olmasam yine kavga edecektin" omuzuna sertçe vurdum.

"Sen olmasan başıma bunlar gelmeyecekti" odadan çıkarken bağırdı.

"Onlara haber vermeye gidiyorum. Giyin. Zaten attığı konum arka sokakta. Onlar da çok yakın buraya. Yarım saat sonra çıkarız evden" bavula gidip son kalan siyah elbiseyi aldım. Ince askılı. Dar ve dizimin beş parmak üstündeydi. Başka siyah bir seçeneğim olmadığı için dışarı çıktım.

"Hiç kusura bakma. Bunla gidemezsin. Hiçbir yere. Çok istiyorsan evde giy" beni gülerek inceleyen bahaya pis bir bakış attım.

"Başka giyecek siyah bir şeyim yok. Emin ol ilk seçeneğim değildi" birkaç adım yanıma gelip elini omuzuma hafifçe değdirdi.

"Bunu giymeni istemiyorum" ellerimi iki tana açtım.

"Ben de bunu giymek istemiyorum" gülüp başını iki yana salladı.

"Bakan olursa döverim" gözlerimi devirip ona baktım.

"Bakan olursa ben de döverim. Gideceksek gidelim" merdivenlerden inip kapıdan dışarı çıktık. Sorunsuz geçecek bir yemek olmasını ümid ediyordum.

**********

"Arzin in biolojik ailesinden birisi olduğunu bilmiyorduk" yemek yerken elimde sıktığım çatal hafifçe yamuldu. Sinirden ne yapacağımı bilmiyordum. Sinirli sinirli bestenin suratına bakıyordum. Baha sakin olmam için arada elimi çimdiklese de boşunaydı

"Ben göze batmayı pek sevmem. Arzinin o konuda daha başarılı olduğu apaçık ortada" gülerek söylediği şeyle elimdeki çatal biraz daha yamuldu.

"Yoo. Aslında ben de göze batmayı sevmem. Bence o konuda sen daha iyisin. Ama ne demişler. Göze batan çivi çekici yermiş. Yanlış anlama. Aklıma geldiği için söyledim" baha elimi tekrar masanın altından cimcirince sinirle ona baktım.

"Yok. Yanlış anlamam" ortamdaki gergin hava fark edilmez durumda değildi.

"Siz ne zaman evleniyorsunuz" dediği ortama bomba düşmüş etkisi yaratırken asu teyze ve murat amca bize tehdit edercesine bakıyorlardı.

Masum MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin