bölüm 33

88 6 0
                                    

Bileğimde hissettiğim elle uzandığım yatakta doğruldum. Yanımda uzanıyor ve parmağını bileğimdeki dikiş izinde gezdiriyordu.

"Bileğimle bir sorunun mu var" çatılı kaşları normale dönerken bana baktı.

"Çok büyük bir sorunum var. O izi silmek istiyorum" mavi de benim izimdi ve onu kabul etmişti.

"Neden kendine zarar vermek istedin ki" elimi geri çekip ize bakmamaya çalıştım.

"Sen dememiş miydin. Benim yerimde başkası olsa." Sözümü kesip devam etti.

"Kaç kere intihar ederdi" uzun uzun bana baktı. Ne düşünüyordu. Anlayamıyordum. Rahatsızca kıpırdandım.

"Bak uykumu kaçırdın gece gece." Ayağı kalkıp beni de kaldırdı.

"Nereye" kapıyı açıp beni sürükledi gece ikiydi.

"Uykun kaçmadı mı" merdivenlerden inerken söylediği şeyle başımı hafifçe yukarı aşağı salladım.

"Gidince görürsün" boşu boşuna ggizliyodu. Otelin dışına çıktığımızda beni denizin kenarına sürükleyip oturdu. Kumların üstüne birkaç kez vurduğunda ben de yanına oturdum.

"Seni tedirgin etmek istemiyorum ama bilmen gerekiyor" içimde gereksiz bir korku oluşmuştu. En azından gereksiz olduğunu umuyordum.

"O şerefsiz. Kurtulmuş. Bir kanıtımız olmadığı için almamışlar. Bir de" duraksadığında devam ettim.

"Psikolog desteği aldığım için benim deli olduğumu düşünüyorlar. Asılsız iddalar falan filan. Bazen ben de öyle düşünüyorum" kaşlarını çattı.

"Küfür yasağından sonra kendini küçümsemene de yasak geldi. Eğer kendini bir daha küçümsersen burnunu ısırırım" kolunu omuzuma doladı. Arkamızdan bir çatırtı sesi geldiğinde ikimiz de döndük. Ellerinde şişe olan bora ve birkaç kişi vardı.

"Özel bir anı bölmek istemezdik ama zar zor çıkıp aldık şunları." Yanımıza gelip oturdular. Bir şişeyi bahanın kucağına fırlattılar. Tereddütle bana baktı ve boraya geri uzattı.

"İstemiyorum" diğerleri çoktan içmeye başlamıştı.

"Niye" omuzunu silkti.

"İçmeyeceğim ya niyesi mi var" bora şaşkınlıkla güldü.

"Sen arzine zarar vermekten korkuyorsun" bu dediğine gülerlerken baha kaşlarını çattı. bu kez şişeyi bana uzattı.

"Arzin sana sorardım ama çok konuşuyorsun ya" biraz geri çekildim.

"En son söylediğin şeyi hatırlıyorum. Kırmızı dinazorlarla ilgili bir" sözünü kestim.

"Söylediklerimi bilmek istemiyorum" sağ taraftan gelen adım sesleriyle gözlerimizi oraya çevirdik. Kocaman bir köpek yanımıza kuyruğunu sallayarak yanımıza geliyordu. Benim yanıma yaklaştığında baha panikle ayağı kalktı.

"Arzin. Hadi gidelim. Bak saat kaç olmuş. Dokunma ona" ben köpeği severken diğerleri yanımdan uzaklaşmıştı. Gülerek bahaya döndüm.

"Bir dakika sen. Ondan korktun mu" ellerini iki yana açıp uzaklaştı.

"Saçmalama. Ben ve köpekten korkmak. Ayrıca korksam ne olur. Sen kelebekten korkuyorsun kelebekten" kaşlarımı çattım. Diğerleri kahkaha atmakla meşguldü.

"Ya üstüne salyası falan bulaşacak. Gel gidelim" ben onu severken o kurruğunu sallayamaya devam ediyordu.

"Çamaşırları yıkayan benim ya, sana ne oluyor" köpek biraz daha yanıma gelmişti.

Masum MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin