bölüm 10

162 6 0
                                    

Zil çaldığına dair ses gelmesi benim kurtuluşum olsa da hareket edemiyordum.

"Yarın devam ederiz. Iyi dersler" diyen ve sesi gittikçe uzaklaşan drama öğretmenini umursamadan gözümün içine bakmaya devam etti.

"Aralarındaki çekimi hisseden bir tek ben olamam herhalde. Daha iyi bir romeo juliet olamaz" bunu sınıftan biri söylemişti. baş parmağını yanağımda hafifçe hareket ettirdi.

"Eninde sonunda bunun olacağını biliyorsun değil mi" yutkunup gözlerimi kaçırdım.

"Hayır. En azından olmayacağını umuyorum" iç çekip geri çekildi. Yanağımdaki elini yavaşça indirdi.

"Gel benle" bir eliyle hala elimi tuttuğu için beni sürüklüyordu. Nedenini bilmesem de ona güveniyordum. Burada kimse kalmamıştı.

"Bir gün üvey kardeş olduğumuz ortaya çıkacak. Sonra herkes bu günü hatırlayacak" iki çantayı da koluna taktı. Birini aldım.

"İnsanları bu kadar umursamamalısın maviş. Değmezler" ona baktım.

"Annen ve baban romeo julieti öğrendiğinde ve ben yetimhaneye geri döndüğümde yine böyle söylersin. İnsanları umursama maviş değmezler" son cümleyi sesimi kalınlaştırarak onun gibi söylemiştim. Gülerek beni okulun çıkışına sürükledi.

"Seni bırakmak yerine beni bırakırlar. Ne kadar sevdiklerini bilmiyorsun." Omuzumu silktim.

"Ne olursa olsun. Kendi çocuklarını kovacak kadar değil. Bunu istemiyorum zaten" bileğimdeki elini kaydırarak elime indirdi ve yavaşça bırakıp arabayı gösterdi itiraz etmeden bindim.

********
Baha dan

"Buraya intihar etmem için mi geldik" kaşlarımı hayır anlamında hareket ettirip onu getirdiğim uçurumun yakınına oturdum. Nispeten güvenli bir yerdi.

"Anlatman için geldik" yanıma oturup karşıya baktı.

"Anlatmayacağımı biliyorsun" yüzünü bana döndüğünde burunlarımızın birbirine değecek kadar yüzlerimizin yakın durduğunu fark etti. Ben zaten bunun farkındaydım. Elimi yerden yaldırıp yanağına değdirdim. Paniklediğinin farkındaydım. Onu isteyene kadar asla öpmezdim. O sahnede de öpmeyecektim. Zilin çalacağını biliyordum ve tepkisini ölçmek için yapmiştım. Açıkçası hoşuma da gitmişti.

"Sanırım korktuğun şey yavaş yavaş gerçekleşiyor" nefesim yüzüne çarpıyordu ve o fark etmeden bedeni otomatik olarak tepki veriyordu, gözlerini neredeyse kapanacak kadar kısıyor ve dudaklarını hafifçe aralıyordu.

"Ne konuda korktuğum şey" zar zor söylediği şeyle güldüm. Başımı hafifçe sağa yatırdım.

"Seni sevmem konusunda" artık düşüncelerimi onun masumluğunu öldürecek şeyler dışında dizginlemiyordum.

"Şu sahneyi" dudaklarımı hafifçe aralayıp gözlerini gözlerime kilitledim.

"Şu sahneyi denemek için her şeyi verirdim" gözlerini kaçırdı. Kendini geri çekebilse hiç düşünmeden geri kaçardı.

"Daha önce istemediğim biri beni öptü" onu istemiyordu ama beni kendi bile farkında olmasa da seviyordu.

"Ama beni istememek istiyorsun" cevap vermedi. içimde bir umut kırıntısı oluştu. Bu gün için elimden en fazla bu kadarı gelirdi. Yavaşça geri çekildiğimde hemen yüzünü uçuruma döndü.

"Asıl korktuğun şey ney biliyor musun" ona bakmadan devam ettim.

"Birinin en değer verdiği kişi olmak. Çünkü insanlar sana çok değer verince senden büyük beklentileri olur. Onları kırmak senin en büyük korkun." Biraz daha yanına yaklaştım.

Masum MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin