bölüm 32

90 6 0
                                    

Ben denize girmeyi yine kabul etmemiş, bir bahane uydurmuştum. Odaya çıktığımızda o yemek yemeğe inince ben de duşa girmiştim. Üstümdeki havluyu sıkıca tutarak banyodan dışarı baktım. Oradaydı. Yemek yemeğe gitmemiş miydi.

"Sen yemek yemiyor muydun" sadece kafam dışarıda olduğu için onunla rahat rahat konuşabiliyordum.

"Yemek bitti ve geldim" gözlerimle dışarıyı işaret ettim.

"çık" kaşlarını çattı.

"daha önce seni havluyla gördüm maviş. eğer boyun çok uzamandıysa ya da havlu çok kısalmadıysa sorun olmaz" beni havluyla gördüğünde abi kardeştik.

"beni havluyla gördüğünde aramızda hiçbir şey yoktu" dediğim şeye güldüğünde kaşlarımı çattım.

"senin o mavi kafanda neler döndüğünü bazen çok merak ediyorum. şimdi aramızda açıklanamayan şeyler olduğundan ne yapacağımı sanıyorsun. ayrıca sana getirdiğim pijamalarla havluyu arayacağına eminim" tereddütle kapıyı açıp bavulun yanına ilerledim. getirdiği şeyleri gördüğümde hemen kapattım.

"bana hemen pijama veriyorsun" omuzunu silkti.

"bana giymeye ne kalacak" onlara kalmaktansa çamaşır yıkamayı tercih ederdim.

"bana pijama ver. gidene kadar çamaşırlarını ben yıkayayım" hemen ayağı kalkıp kendi bavuluna ilerledi.

"kabul" gri bir eşofman altı ve beyaz tişörtü bana fırlattı.

"siyah bir şeyim yok. bunlarla idare edeceksin" kapıyı işaret ettiğimde gülüp başını akıllanmayacaksın dercesine iki yana salladı. kapıdan çıktığında ne olur ne olmaz diyerek ihtiyacım olanları alarak banyoya geçip giyindim. çıktığımda odadaydı. Üzerimdekiler neredeyse üstümden düşecek gibiydi. Eşorfmanın belini en sıkıya getirsem de tişörte diyecek bir şey yoktu. yanıma geldi.

"Bir an önce büyümelisin güzelim. Lütfen bir an önce büyü" göz ucuyla ona baktım.

"Neden" elini hafifçe yanağıma değdirdi.

"Sadece bir an önce şu iki seneyi atlatman gerektiğinin farkında olsan olmaz mı" kaşlarımı çattım.

"İki sene içinde ölecekmişim gibi konuşuyorsun" gülerek bana biraz daha yaklaştı.

"Bir buçuk sene sonra reşit olacaksın" o kadar zaman geçmiş miydi.

"Reşit olunca ne olacak ki" aramızdaki mesafeyi kapatacak kadar yaklaştı.

"Evleneceğiz. bana evet demedin mi" elimi susması için havaya kaldırdım.

"Evet demedim. İyi tamam dedim" yüzüme eğilip tepkimi ölçmek istercesine bana baktı. Gözlerimi kaçırdığımda gülüp dudaklarımızı birleştirdi. Elini yanağımdan kaydırarak belime indirdi. Sırtım duvarla yavaşça buluşurken kalbim kontrolden çıkmışçasına atıyordu. Bacaklarını belime dolamamı sağladığında duraksadım. Duraksamam onun umurunda değil gibiydi. Ona güveniyordum. Benim istemediğim hiçbir şeyi yapmazdı. Eli tişörtün uçlarına gittiğinde irkildim . Doğuk rlinin sırtımla temas ettiğinde kıpırdandım. Geri çekilmem onu gerçekliğe geri döndürmüştü. Ne yaptığını yeni anlıyor gibiydi . Hızla beni yere indirip geri çekildi. Odanın içinde birkaç tur ileri geri yürüdükten sonra bana baktı.

"İşte bu yüzden kendi duygularıma göre değil senin duygularına göre hareket ediyorum." Yatağa oturduğumda yanıma oturdu.

"Korktun mu" başımı iki yana salladığımda kaşlarını çattı.

"Güçlü durmaya çalışmana gerek yok" boş boş yüzüne baktım. Şaşırmış gibiydi.

"Hayır. Güçlü durmaya çalışmıyorum." Elini hafifçe yanağıma değdirdi. Elinin soğukluğunu normalden daha sıcak olan yanağımda hissediyordum.

Masum MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin