bölüm 9

171 7 0
                                    

"Daha önce tiyatro eğitimi almış bir kız. Bir erkek arıyorum" diyen drama öğretmenine boş boş baktım. Baha her ne kadar ısrar etsem de kendi sınıfını bırakıp lise üç e yazılmıştı. Ben yaşımdan büyüklerle okuyordum orası ayrı konuydu. Tiyatro eğitimi iki sene boyunca almıştım. Hafta sonları gizlice yetimhaneden çıkıp kursa giderdim. Beni iyileştiren o olmuştu. Baha elini kaldırdığında şaşkınlıkla ona baktım.

"Ikimiz hocam" beni de göstererek söylediği şeyle ağızımı açmıştım ki kulağıma eğilip fısıldadı.

"Eğer kabul edersen psikolog yok" tereddüt etsem de psikologla görüşmeme cazip gelmişti, başımı tamam anlamında yavaşça yukarı aşağı salladım.

"Tamam. Oynayacağınız oyun romeo ve juliet. Çoğunuz biliyorsunuzdur. Birsürü oyun arasından seçim yaptık ve sizin sınıfa bu çıktı. Romeo baha. Juliet de arzin. İtiraz etmek yok. Sorusu olan yoksa tenefüsünüzü harcamayın. Tenefüsten sonra yardımcı karekterleri seçeceğiz. Konferans salonuna gidin hepiniz. Romeo juliet günde iki saat benim belirlediğim saatlerde orada olacak. Orada görüşürüz" herkes sınıftan çıktığında sinirle ona döndüm.

"Şaka mı bu. Romeo ve juliet mi" o oldukça rahattı.

"Evet" elimle yüzümü ovuşturdum.

"Farkında mısın bilmiyorum ama ben senin kardeşin gibi bir şeyim. Ayrıca sen önüne gelenle öpüşüyor olabilirsin ama ben daha önce-" sözümü kesti.

"Sakin olur musun. İlk öpücüğünü çalacak kadar iğrenç bir insan değilim. Her ne kadar ilk öpücüğün benimle olursa mükkemmel olacak olsa da haklısın. Ama rol icabı. Hem senin hakkında asla saçma sapan şeyler düşünmem. Biz kardeşiz" bu söylediği şeyler beni daha da strese girmemi sağlıyordu.

"Ayrıca bardağın dolu tarafından bakarsan ilk öpücüğün tanımadığın biriyle olmayacak. İstemezsen Hissetmezsin bile. Hissettirmem yani" elimle yüzümü ovuşturdum.

"Neden bu kadar korkuyorsun. Seni sevmemden. Sana göre sapık, bana göre seven bir üvey abi olmamdan. Hayır böyle sanıyorsan korkma. Sen benim küçük kardeşimsin, başka bir kalıpla seni düşünmem. Eğer hiçbir şey hissetmezsen bu senin için sarılmaktan fazla bir şey olmaz" elini hafifçe elime sürttü. Yaptığından hiçbir şey anlamasam da garip bir şeyler hissetmiştim. Kaşlarımı çattım.

"Yaptığımdan hiç bir şey anlamadın değil mi" başımı sağa sola salladım.

"Hiç bir şey" gülüp elini geri çekti.

"İşte bu senin masum ve saf olduğunun kanıtı" benim masumluğumu ve saflığımı onunla mı ölçüyordu.

"Benim masum ve saflığımı senin yaptığın hareketleri anlayıp anlamamla mı ölçüyorsun" başını yukarı aşağı salladı.

"Bence sadece garip hareketler yapıp benim masumluğumu ölçmeye çalışan sen safsın" gülerek bana baktı.

"İşkence ettiğim insanların sayısını hatırlamıyorum maviş. Sıradan bir kötü çocuk olduğumu sanıyorsan yanılıyorsun. Bu durumda ben değil sen masum oluyorsun" benim yaptıklarımı bilseydi bunu söylemezdi. İç çekip gözüme gelen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.

"Yaptıklarımı bilsen böyle söylemezsin" merakla gözümün içine baktı. Sanki bütün diyeceklerimi anlıyor gibiydi.

"Ne yapmış olabilirsin ki. Kimseyi öldürmedin ya" gözümü kaçırdığımda şaşkınca baktı

"İnsan mı öldürdün" elimi durması için havaya kaldırdım.

"Dolaylı yoldan" şaşkın bakışları donuklaştı.

Masum MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin