bölüm 7

183 10 0
                                    

"Bıraksaydın hıncımı çıkartsaydım" elini sinirle direksiyona vurdu.

"Istediğin hıncını çıkarmak olsun maviş. Sinirini atacaksın ama o şerefsizle değil" direksiyonu kırıp başka yöne yöneldi. Nereye gidiyorduk. Beni nereye götürüyordu. Ne yapacaktık.

"Nereye" yola odaklanarak cevap verdi.

"Gudince görürsün" bu gizliliğe gerek var mıydı. Sonuçta öğrenmeyecek miydim. Niye gereksiz yere merak uyandırma çabasındaydı. İtirazda bir yere varamayacağıma emin olduğum için susmaya karar verdim.

Yarım saatin sonunda orman gibi bir yere gelmiştik.

"In" kaşlarımı çattım. Ne yapmamı bekliyordu ki. Ormanın ortasında ağaçları mı dövecektim.

"Kurtlarla mı boğuşup sinirimi atacağım" gülüp kaşlarını hayır anlamında havaya kaldırdı. Komik bir şey söylememiştim ki.

"Abinle boğuşacaksın" arabadan indiğinde peşinden gittim. Karşıma geçip ellerini iki yana açtı.

"Vur" çocukça vuracağımı mı sanıyordu.

"Emin misin" gülüp ellerini indirdi. Benimle dalga geçiyordu.

"Canım acırsa vurmam ama karşılık veririm" tehdit edercesine baktığımda kolunu uzattı.

"Yap numaranı küçük kardeşim" kolunu tutup yüzüne baktım. Hazırlıksız olduğu bir anda karnına tekme atıp itledim ve yere düşmesini sağladım. Yanına çöküp elimi karnıma bastırdım.

"Belki de küçük kardeşin o kadar da güçsüz değildir" gülüp başını iki yana salladı. Canı acımamış mıydı. Eğer karşımda gerçekten sinirlendiğim biri olsaydı karnına yumruğu yerdi.

"Belki de abisi tüm gücünü kullanmadığı için kendini güçlü sanıyordur." Kaşlarımı şaşkınca havaya kaldırdım. Benim güçsüz olduğumu düşünüyordu.

"Sence güçlü değil miyim" yavaşça doğruldu. karnındaki elimi geri çektim.

"Senin yaş gurubuna ve boyutuna göre oldukça güçlüsün. Ama bana göre hayır değilsin" bunun benim boyumla derdi neydi.

"Bence beni kıskanıyorsun" dedim ayağı kalkarken. Gülüp ayağı kalktı ve üstünü kir varmışçasına silkeledi.

"Bazı şeyleri yanlış yapıyorsun" kolumu tutup onaylamamamı istercesine bana baktı. Başımı yukarı aşağı salladım. hafifçe çevirdi. Sırtıma getirdi. Bunu biliyordum. Ama kurtulmasını bilmiyordum. Kulağımda sıcak bir nefes hissettiğimde kalbimin atışı ve nefes alış verişlerimin hızı iki katına çıkmıştı.

"Bu kadar heyecanlanmana gerek yok. Savunmanı yapmazsan yere düşersin" Ayağım yerden kesilirken sırtım yerle buluştu. Neyse ki savunmam vardı.

"Bunlar sadece şov ve vakit kaybı" dediğim şeyi anlamamış gibi boş boş bakıyordu. Ayağını tutup çektiğimde yere düştü. Hemen doğrulup elimi tekrar karnına koydum.

"Bu kadar çok şeyi nereden öğrendin" kendi kendime öğrenmiştim.

"Deneme tahtalarım çoktu diyelim" gülüp bana baktı.

"Bir diğer deneme tahtan da ben miyim" dirseklerinin üstünde doğruldu. Düşünürmüş gibi yaptım.

"Hayır, değilsin. Sen benim ustalık eserim olacaksın" elimi karnından çektim.

"Bu bir tehtit miydi." Omuzlarımı "bilmem" dercesine düşürdüm ve ellerimi iki yana açtım.

"Nasıl anlarsan" gülüp ayağı kalktı. Elini kalkmam için bana uzattığında tereddütle eline baktım.

Masum MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin