Masum Mavi

bölüm 8

"Ölmenin daha kolay yolları var. Bir kurşun her şeyi çözecekken neden bana işkence çektiriyorsun" bunu dememle birlikte yürümeye çalıştığım buz pistinde tekrar kaydım. Belimi düşmeyeyim diye sıkıca kavradı. Bunu her yaptığında kalbimin atışı katlanıyor ve durdurulamaz hale geliyordu. Bunun olduğunun farkındaydı ama bilerek yapmaya devam ediyordu. Çoğu zaman düşmeme engel olsa da yine de bunu yapmasını sevmiyordum.

"Yürümeye çalışırsan ölmezsin. Ayrıca ölmene izin vermem" ayağımın tekrar kaymasıyla beni zor tuttu.

"Ya bir sürü sosyalleşebileceğim yer varken neden buz pateni" hareket etmediğim için düşmüyordum. Açıkcası hareket etmeyi de düşünmüyordum

"Sadece buz pateni değil maviş. Dans ve buz pateni" gözlerimi devirdim. Beni mi sınıyordu. Başarılı olacağımı sanmıyordum.

"Yürüyebildik de dansı kusur kaldı" gülüp elini havaya kaldırdı.

"Dans etmek isteyen bir acemi arıyorum" bir kız dibimize kadar geldi. Elini bahanın dirseğine getirip yavaşça aşağı sürttü. Ben boş boş bakarak ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.

"Ben isterim" baha gülüp bana baktı. Halinden oldukça memnun gibiydi.

"Iyi izle maviş" beni bırakıp kızla ortaya geçti. Birkaç hareket yaptığında etrafta hafif bir müzik çalmaya başladı. Garip garip dans ediyorlardı ve ben algılayamıyordum. O hareketler birkaç dakika boyunca devam etti. Şarkı bittiği anda kız aniden bahanın dudaklarına yapıştı. Içimde garip bir his oluştu. Kıskançlık olabilirdi. Sonuçta değer verdiklerimi korumak istiyordum. Ayağım kaydı ve hızla yere düştüm.

"Götüm kırıldı" acıyla söylediğim şeyin farkına bahanın kendini kahkaha atmamak için zor tuttuğunu fark ettiğimde oldu.

"Yani belim" hızla yanıma geldi. Elini uzatıp yanıma çömeldi. Dalga geçmeye çalışırsa onu boğardım.

"Sana acilen bir nezaket öğretmeni tutmalıyız maviş." Sinirle yüzümü ovuşturdum.

" bana acilen bir psikolog tutmalıyız. Burada bir saniye daha kalmak istemiyorum"

**************

"Oğlum. Erken geldiniz" baha kapıyı açan asu teyzeye bakıp kahkaha atınca sinirle merdivenlerden çıkmaya başladım.

"Evet. Birileri götünü. Yani belini kırdığı için öyle oldu" sinirle ona baktım.

"Birileri kardeşine bakmak yerine iki dakika önce tanıştığı kızla yiyiştiği için düşüp götümü kırdım" odaya girip kapıyı kapattım. Birileriyle öpüştüğü için neden sirlenmiştim. Herhalde tanımadığı biri olduğu içindi. Önüne gelen herkesle öpüşemezdi. Bunu ben belirlemiyordum. Neden umurumdaydı ki.  kapı yavaşça açıldı. İçeri baha girdi.

"Neden biriyle öpüştüğüm için bu kadar sinirlendin. Sen yoksa beni kıskandın mı" yataktaki yastığı suratına fırlattım.

"Ne kıskanacağım be. Bunu bir kardeşlik iç güdüsü olarak düşün" bir kaşını havaya kaldırdı. Aynısını yaptım. Tehdit edercesine bana baksa da aynı ifadeyi ben de yaptım.

"Kardeşlik iç güdüsü" başımı onaylar anlamda salladım. Kapıyı eliyle gösterdi.

"Neyse. Buz falan getireyim mi" gülerek söylediği şeyle suratına bir yastık daha yedi.

"Defol"ellerini teslim olurmuşçasına havaya kaldırdı.

"Uyu dinlen biraz." İtiraz edecek halim yoktu. Odadan çıkıp kapıyı kapattığında yerdeki yastıkları alıp yatağa uzandım. Gözlerimi kapatıp uykunun kollarına kendimi bıraktım.