Changbin, Felix'in attığı konumu takip ederek Jisung'un evine ulaştığında kolundan çekiştire çekiştire getirdiği çocuğun kolunu bıraktı."Niye geldim ben buraya?" Minho'nun sesi gergin çıkmıştı. Bu evi Jisung'un gözünden birkaç kere görmüştü ama ilk defa kendi gözleriyle görecekti.
Changbin arkadaşına gülümseyip apartmanın kapısını açtı. Minho'nun kolunu geri tutmuş 3. kata gitmek için merdivenleri çıkmaya başlamışlardı.
"Sana iyilik yapıyorum işte. Hem Chan'a söylemeyiz olur biter." Demişti. Minho isteksiz adımlarla yukarı çıkarken heyecanı artmaya başlamıştı.
Bugün okulda Jisung'u kendisini çizerken yakalamıştı ve onunla yüz yüze gelmeye utanıyordu.
Sonunda dairenin önüne geldiklerinde Jisung odasının kapısını kapatıp salona ilerledi. Umarım odasına kimse girmezdi.
Yoksa yaşanmaması gereken şeyler olurdu. Minho'ya onun resimlerini duvarına asmasını nasıl açıklayacaktı ki?
Felix çerezleri masaya bırakıp yaptığı şahesere bakmıştı. Altı üstü kaselere cips koymuş bir de içecek getirmişti.
Jisung bu manzaraya karşı göz devirdi. O sırada kapının önündeki bağırışmaları duymuşlardı.
"Sen çal kapıyı Minho" mızmızlanarak konuşmuştu.
"Niye ben çalıyorum ya? Sen çal kapıya daha yakınsın." Minho arkadaşının kapıya daha fazla yakın olması sırtından ittirdi.
Changbin Minho'ya dönüp yakasını yapıştığında Felix neşeli sesiyle kapıyı açmıştı.
"Hoşgeldiniz" sonlara doğru gördüğü manzara nedeniyle sesi kısılırken Jisung Felix'in omzundan olayları izlemeye çalışıyordu.
Changbin Felix'i görmesiyle Minho'nun yakasını bırakmış sanki üzerinde toz varmış gibi kıyafetini silmişti "Üstün pislenmiş canım arkadaşım".
Minho bu dediğine karşı sırıtıp arkadaşının kafasını kolları altına almıştı "Hoşbulduk".
Felix neşeli haline geri dönmüş Minho'nun kolunun altında acı çeken Changbin'i kurtarıp salona getirmişti.
Minho ve Jisung kapının önünde yalnız kaldığında Jisung eliyle içeriyi işaret edip "Geçsene" demişti.
Minho'nun aklından çıkmayan çizim utanmasına neden olurken bunu Jisung'a belli etmeyip içeri geçmişti. Çizimi bir günlüğüne unutabilirdi.
Jisung kapıyı arkasından kapatıp gergin gülümsemesiyle salona girmişti.
Felix ve Changbin en geniş koltuğa oturmuş hiç yer yokmuş gibi birbirlerinin dibine girmiş muhabbet ediyorlardı. Minho da tekli koltuklardan birine oturmuş telefonuyla ilgileniyordu.
Minho'nun yaptığı gibi kendisi de bir koltuğa oturup telefonuyla ilgilenmeye başlamıştı.
Yarım saat boyunca hiçbir şey yapmadan oturarak geçirdiklerinde Minho'nun uykusu gelmiş oturduğu yerde uyuklamaya başlamıştı.
Bunu fark eden Changbin ani ses yaparak yerinden kalktığında Minho zıplayarak uyanmıştı.
Minho'nun zıplayışını gören Jisung içinden sevimli diye geçirmişti. Minho çok kişilikli bir insan gibiydi. Çocuk aynı anda tatlı, yakışıklı, güzel ve seksi biri olmayı beceriyordu.
Changbin'e öldürecek gibi baktığını fark ettiğinde daha demin sevimli dediği için pişman olmuştu. Bu çocuk mu sevimliydi?
Felix ortamı yumuşatmak için fikir öne sürmüştü "Film mi izlesek?". Changbin sevdiği çocuğu desteklemek için başını sallarken Jisung omuz silkmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Puppeteer
Fanfiction» İnsanların haberi olmadan insanlarla beraber Dünya'yı paylaşan kuklacılar yaşamak için kuklaya ihtiyaç duyarlar. Kuklacı Minho, tek arkadaşı dışında kimseyle konuşmayan ve anksiyetesi olan Jisung'u kuklası seçer. Peki bundan sonra ne olacaktır? ...